Consus Enerji, Halka arza hazırlanıyor

Halka arz için Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ve Borsa İstanbul’a başvurusunu yapan Global Yatırım Holding’in iştiraki Consus Enerji, yeni iş modelleri ile büyümeye odaklandı.

Yenilenebilir ve dağıtık enerji santrallerinden oluşan 94.1 MW’lık portföyü ile faaliyetlerini sürdüren Consus Enerji, dağıtık enerji kapsamında yap-işlet modeliyle hayata geçirdiği kojenerasyon santrallerindeki toplam 54,1 MW kurulu güç ile Türkiye’nin lider enerji hizmet firması (ESCo) haline geldi. Aynı iş modeli kapsamında müşteriye özel tasarımla ve tüm yatırım maliyetlerini üstlenerek yenilenebilir enerji santralleri de kuran Consus Enerji, işletme dönemi boyunca gereken tüm bakım ve işletme sorumluluğunu da üstlenerek, yenilenebilir santrallerin devreye alındığı ilk günden itibaren son kullanıcıların enerji maliyetlerinde önemli tasarruflar sağlıyor.

Enerji sektörü için sermaye piyasalarına erişimin son derece önemli olduğunu söyleyen Consus Enerji Genel Müdürü Atay Arpacıoğulları, “Şirketimizin sermaye piyasalarında işlem görmesi ile birlikte sağlayacağımız kaynak, şirketimizin kârlı ve sürdürülebilir bir şekilde büyümesine zemin hazırlayacak. Halka arz sayesinde, şirketimizin kurumsallaşmasının ve bilinirliğinin pekiştirilmesine yönelik önemli bir adım atmış olacağız. Halka arz sonrasında yatırımcılarımızın ve hissedarlarımızın güveni ile faaliyetlerimizi daha da büyüterek şirket değerimizi artırmak en öncelikli hedefimiz olacak” dedi.

Global Yatırım Holding (GYH) iştiraki Consus Enerji, halka arz için gerçekleştirdiği başvurunun ardından Sermaye Piyasası Kurulu ve Borsa İstanbul’dan onay çıkmasını beklerken, yeni iş modelleri ile büyümeye odaklandı. Dağıtık enerji kapsamında yap-işlet modeli ile Türkiye’nin en büyük kojenerasyon ve trijenerasyon tesisi kurulu gücüne sahip enerji hizmet firması (ESCo) olarak sektör lideri olan Consus Enerji, yenilenebilir enerji alanında da önemli faaliyetler yürütüyor.

Türkiye’nin önde gelen biyokütle enerji üreticilerinden biri olan Consus Enerji, 40 MW’ı biyokütle ve güneşten oluşan yenilenebilir kaynaklardan, kalan kısmı ise kojenerasyon ve trijenerasyon tesislerinden olmak üzere toplam 94,1 MW’lık kurulu güce sahip. Yenilenebilir enerji üretim kapasitesini artırmak amacıyla tüketicilerin öz tüketimlerini karşılamaya yönelik yap-işlet modeliyle güneş santralleri alanında yatırımlarını sürdüren Consus Enerji, kurup işlettiği kojenerasyon ve trijenerasyon tesisleri sayesinde sunduğu tasarrufu, yeni sektörlerdeki müşterilere de ulaştırmak için çalışmalarına tüm hızıyla devam ediyor.

 

Karbon salınımını azaltarak, ihracatçımızın uluslararası rekabetine katkı sağlıyor

Gelecek birkaç yıl içinde güneş enerjisi üretim kapasitelerini önemli ölçüde artırmayı planladıklarını ifade eden Consus Enerji Genel Müdürü Atay Arpacıoğulları, “Dağıtık enerji iş kolumuz kapsamında tüketicilerin öz tüketimlerine yönelik güneş santrallerini yap-işlet ve yap-işlet-devret iş modelimiz ile hayata geçirmeyi hedefliyoruz. İş modeli kapsamında müşteriye özel tasarlanan ve kurulan yenilenebilir enerji santraline ilişkin tüm yatırım maliyetleri Consus Enerji tarafından karşılanıyor. İşletme dönemi boyunca santral için gerekli olacak tüm bakım ve işletme sorumluluğu da Consus tarafından üstleniliyor. İşletme süresi sonunda da tercih eden müşterilere santral bedelsiz olarak devrediliyor; müşteri ilk gününden itibaren tasarruf sağladığı dönem sonunda herhangi bir bedel ödemeden santral sahibi oluyor” dedi.

Bu iş modeli ile müşterilere sağlanan bir diğer avantajın ise yenilenebilir kaynaklara dayalı enerji üretimi ile elde edecekleri yeşil sertifika ve karbon sertifikaları olacağını anlatan Arpacıoğulları, buradan ek gelir elde etme imkanı yaratılacağını söyledi. Arpacıoğulları, yeni iş modelleri ile müşterilerinin, önümüzdeki yıllarda özellikle imalat sanayisi ve ihracatçıları somut bir şekilde etkilemesi beklenen karbon salınımına yönelik olası sınır vergilerinin önüne geçerek, uluslararası alandaki rekabette bir adım önde olacaklarını kaydetti.

 

700 bin dönüm araziye dokunup, çiftçiye tasarruf ettiriyor

Biyokütleden elektrik üretimi alanında yatırım yapan Türkiye’nin sayılı şirketleri arasında olduklarını kaydeden Arpacıoğulları, “Aydın, Şanlıurfa ve Mardin’deki santrallerimiz ve 29.2 MW kurulu gücümüz ile çoğunlukla hasat sonrası tarlada kalan veya anız olarak yakılan ve herhangi bir ekonomik değeri bulunmayan mısır sapı, pamuk sapı gibi artıkları toplayarak enerjiye dönüştürüyoruz. Bizi sektördeki diğer yatırımcılardan ayırt eden bir fark da, biyokütle yakıtlarımızın önemli bir kısmını kendi ekipmanlarımız ve yetişmiş personelimiz ile topluyor olmamız. Bu bize biyokütle tedarikinin sürdürülebilir kılınmasında önemli bir avantaj sağlıyor. Bu sayede çiftçimizin tarımsal artıklarını modern makineler ve ekipmanlarla tarladan toplayıp, üreticiyi bu yükten kurtararak mazot ve işçilik maliyetlerinden tasarruf ettiriyoruz. Yılda yaklaşık 350 bin ton biyokütle topluyoruz. Bu da yılda yaklaşık 700 bin dönüm araziye bir şekilde dokunuyor ve temizliğini yapıyoruz demek” diye konuştu.

Arpacıoğulları ayrıca, yurtdışı büyüme hedefleri kapsamında yakın zamanda Karayip bölgesinde bulunan Antigua ile 5 MW’lık bir güneş santralinin yapımı, alım ve tarife garantisi kapsamında 30 yıl işletilmesine yönelik ön mutabakat imzaladıklarını ve nihai anlaşmayı da yakın gelecekte sonlandırmayı hedeflediklerini anlattı. Şirket olarak önümüzdeki dönemde yurt dışındaki fırsatların gündemlerinde kalmaya devam edeceğini ve buradan değer yaratmak için çalışmalarını sürdüreceklerini belirtti.

 

En büyük hedef şirket değerini artırmak

Enerji gibi büyüyen ve sermaye yoğun bir sektörde faaliyet gösteren yatırımcılar için  sermaye piyasalarına erişimin son derece önemli olduğunu vurgulayan Atay Arpacıoğulları, “Şirketimizin sermaye piyasalarında işlem görmesi ile birlikte sağlayacağımız kaynak, şirketimizin kârlı ve sürdürülebilir bir şekilde büyümesine zemin hazırlayacak. Halka arz sayesinde, şirketimizin kurumsallaşmasının ve bilinirliğinin pekiştirilmesine yönelik önemli bir adım atmış olacağız. Bunların yanı sıra, şeffaflık ve hesap verilebilirlik ilkeleri çerçevesinde hareket ederek, yatırımcılarımızın ve hissedarlarımızın güveni ile faaliyetlerimizi daha da büyütmek, şirket değerimizi artırmak en öncelikli hedefimiz olacak” diye konuştu.