8. Alemlere Rahmet Uluslararası Kısa Film Festivali’nin Filistin sinemasından 5 film seyirciyle buluşurken, “Alqeed” filminin yönetmeni Nawras Abu Saleh gösterim sonrası söyleşiye katıldı. Mısırlı usta belgesel yönetmeni Assaad Taha ise “İslam’ın Sanata Yansıması” başlıklı söyleşide sanat ile ilgili düşüncelerini paylaştı.

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla, Sinema Genel Müdürlüğü, TRT, THY, AA, Albayrak Medya, Vakıf Katılım Bankası, Albaraka Türk Katılım Bankası ve Yunus Emre Enstitüsü’nün destekleriyle, Beyoğlu Belediyesi’nin ev sahipliğinde, Fidan Sanat Vakfı tarafından 8’incisi düzenlenen Alemlere Rahmet Uluslararası Kısa Film Festivali, 24 Kasım tarihinde Atlas 1948 Sineması’nda seyircisiyle buluşmaya başladı. 

Ülke Özelde Filistin Seçkisi Gösterildi

Bu yıldan itibaren özel bir ülke gösterimini de programına dahil eden Alemlere Rahmet Uluslararası Kısa Film Festivali, ilk gününde Nawras Abu Saleh’in “Alqeed”, Wisam Al Jafari’nin “Ambience”, Ameen Nayfeh’in “Interference”, Ziad Bakri’nin “The Salt Fisherman” ve Anas al-Karmi’nin “100 Balfour Road” olmak üzere Filistin yapımı 5 filmi sinemaseverlerin beğenisine sundu. Gösterim sonrası seyirciyle buluşan “Alqeed” filminin yönetmeni Nawras Abu Saleh, okul döneminde öğrencilere getirilen zamlar nedeniyle Muhammed El Kik ile 5 günlük kısa bir açlık grevine girdiklerini ifade etti. 15 yıl sonra gazeteci olan El Kik’in, Filistin’i anlattığı için cezaevine alınması ve 95 gün süren bir açlık grevine girmesinin filmine ilham olduğunu belirtti. Cannes Film Festivali’ne Filistin sinemasından dahil olan ilk filmin “Alqeed” olduğunu söyleyen Nawras Abu Saleh, arkadaşına duyduğu sorumluluktan dolayı bu filmin ortaya çıktığını anlattı. Söyleşinin moderatörlüğünü Toqa Sharabati üstlendi.

Assaad Taha, “İslam’ın Sanata Yansıması” Söyleşisi Gerçekleştirdi 

Mısırlı gazeteci, aktivist ve belgesel yönetmeni Assaad Taha’nın konuşmacı olduğu “İslamın Sanata Yansıması” başlıklı söyleşide sinemaseverler merak ettikleri soruları yöneltti. Birçok belgesel filme imza atan Taha, sanatın insanı daha yüksek bir düzeye taşıdığını belirtirken, iki sanattan söz edilebileceğini söyledi. Bunların olumlu ve olumsuz sanat olarak ayrılabileceğini ifade ederek, olumlu sanatın insanların duygularına yer verdiğini dile getiren Assaad Taha, “Olumsuz sanat kötülükleri süsleyerek insana sunar, hatta bunlara teşvik eder. Olumsuz olan kötü bir olayı güzel gösterirken, olumlu olanda kötülüklerden uzak durulacak şekilde yansıtılır.” diye konuştu.

Önemli Olan, İnsanî Sanat!

Assaad Taha, güzelliği sevme duygusuyla yaratılan insanın yönelişinin olumlu sanattan yana olması gerektiğini söylerken, kararlılık ve değişim kavramları üzerinde durarak sanatta iyi olanın devamının getirilmesi ve fıtrata uymayanın değiştirilmesinin önemini vurguladı. Bu durumu çoğu kişinin İslam sanatı olarak ifade ettiğini belirten Taha, bunlara “İnsanî Sanat” ya da “Temiz Sanat” demenin daha doğru olduğunun altını çizdi. Müslüman olup olmadığına bakmadan ahlakî değerlerin yansıtıldığı filmlerin değerine dikkat çeken Assad Taha, farklı dinlere sahip olanların değil, sanatıyla insana ait değerlere zarar verenlerin karşıt görüşlü olarak kabul görülebileceğini dile getirdi.

“Sanatta Direkt Anlatımlardan Kaçınılmalı”

Yazı, senaryo ve yönetmenlik olsun tüm araçların doğru şekilde kullanılmasının önemini anlatan Taha, “Sanat vaaz verme minberi değildir. Ortak değerlerde de olsa direkt bir şeye çağırmaktan kaçınmalıyız. Dolaylı şekilde kullanarak aynı olayları yansıtabiliriz.” diye konuştu. Küçücük bir sahnede de aynı değerlerin anlatılabileceğini söyleyen usta yönetmen, “Seyirciler öğrenci değildir ve zevk almadan filmi izleyemez. İnsani sanatlar sıradan insana hitap etmeli. İnsanın fıtratına dönmek için sinema büyük bir fırsat yaratabilir.” dedi. Yaratıcılığın bir akım ya da görüşe ait olmadığını belirten Taha, hızlı haberciliğin aksine önemli olayların arkasında onlarca olayın olmasına vurgu yaparak, ilgilenmek ve etkilenmenin bir olayı sanata yansıtmak için ilk koşul olduğunu söyledi.

Söyleşi sonrası Fidan Sanat Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Muhammet Dinçer tarafından usta yönetmen Assaad Taha’ya plaket takdim edildi. Söyleşinin moderatörlüğünü ise Fatih Alibaz üstlendi.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Unutulmaz televizyon programlarının sunucusu, oyuncu, seslendirmen, fotoğraf sanatçısı, yönetmen kimliğiyle ülkemiz eğlence ve sanat dünyasına damgasını vurmuş isimlerden Okan Bayülgen, Shakespeare’in III. Richard’ını uyarlayarak sahneye taşıdı. Prömiyerini 26. İstanbul Tiyatro Festivali’nde yapan, yoğun istek üzerine de 18 Kasım’da Zorlu PSM’de temsili gerçekleştirilen oyunda modern filozofların yaklaşımlarıyla ele alarak Richard’ın gerçekliğini, Shakespeare’in III.Richard’ını hikâyeleştirmesini de tartışmaya açıyor. Kabare Dada tarafından hayata geçirilen oyunun kadrosunda Okan Bayülgen’e Şenay Gürler, Özgün Çoban, Su Sonia Herring ve daha birçok isim eşlik ediyor. ‘’Richard’’ 14 Aralık’ta yeniden Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde tiyatroseverlerle buluşacak.

26. İstanbul Tiyatro Festivali’nde prömiyerini yapan ve 18 Kasım akşamı Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde de kapalı gişe oynayan oyunda, 2012 senesinde İngiltere kralı III. Richard'ın kemikleri bir otoparkta bulunur. Londra’da çoğunlukla sıra dışı sanat oyunları üreten küçük bir tiyatro ise aynı dönemde istek üzerine III. Richard oynayacaktır. Tiyatroya sığınan “Richard” önce oyundaki Richard rolünü, daha sonra da oyunun sahneye konuluşunu üstlenir. Bir yandan hoşgörülü ve demokrat sanatçıların desteğini alırken, diğer yandan tiyatrodaki yapıyı bozmakta, sanatın kurumsal etik ya da hiyerarşik her şeyine karşı gelerek, ortaya alışılagelmemiş bir Richard prodüksiyonu çıkarmaktadır. Yeni yüzyılın ilk çeyreğinden Shakespeare’in III. Richard’ına farklı açılardan bakılan oyun, 14 Aralık’ta Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde tiyatroseverlere unutulmaz bir deneyim yaşatacak.

14 Aralık Richard biletleri passo’de satışta.

Bilet Fiyatları:

1. Kategori : ₺500,00

2. Kategori : ₺450,00

3. Kategori : ₺400,00

4. Kategori : ₺300,00

5. Kategori : ₺200,00

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Birbirinden farklı filmlere ev sahipliği yapan Paribu Cineverse, herkesin merakla beklediği yeni bir filme daha ev sahipliği yapıyor. Geçtiğimiz gün Paribu Cineverse Kanyon’da galası gerçekleşen, yönetmenliğini Ömer Faruk Sorak’ın üstlendiği “Kendi Yolumda” filmi İstanbul’dan sonra Adana, İzmir ve Ankara’da oyunculu gösterimleriyle sinemaseverlerle buluşacak.

Gökhan Özoğuz, Gökçe Bahadır, Ferit Aktuğ ve Okan Çabalar’ın oyuncu kadrosunda olduğu Kendi Yolumda filmi,  sinemaseverlerle buluşuyor. İstanbul’da gerçekleşen galanın ardından 25, 26 ve 27 Kasım tarihlerinde sırasıyla Adana, İzmir ve Ankara’da oyunculu gösterim yapacak Kendi Yolumda filmi, gösterim öncesi sinemaseverlerle söyleşi de gerçekleştirecek. 

Sinemaseverleri 119 dakikalık bir komedi yolculuğuna çıkartacak Kendi Yolumda, Gökhan Özoğuz’un Adana’da gittiği bir tamircide yaşadığı olayları anlatıyor. Gökhan Özoğuz’un arabası, Adana’nın kenar bir mahallesinde bozuluyor. Gittiği tamircide, babasıyla birlikte çalışan ve aslında müzisyen olmak isteyen, ancak aile baskısı ve zor hayat şartları sebebi ile bu hayalini gerçekleştirememiş bir tamirci çırağı olan Ömer Ali ile karşılaşıyor. Sonrasında uyuyakalan Gökhan Özoğuz, rüyasında kendini Adana’nın zorlu mahallelerinde büyüyen bir tamirci çırağı olarak görüyor. Film, kendi yolunda gitmenin önemini sorgulatan, çarpıcı bir rüyayı sinemaseverlerle buluşturuyor…

Oyunculu gösterim ve söyleşi tarihleri:

Seyirci ile buluşma ve söyleşi: 19.00 / Gösterim: 19.30

Seyirci ile buluşma ve söyleşi: 16.00 / Gösterim: 16.30

Seyirci ile buluşma ve söyleşi: 18.30 / Gösterim: 19.00

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Torbalı’da Öğretmenler Günü çeşitli etkinlikler ile kutlandı. Gün boyu etkinliklerin olduğu Torbalı’da kapanış ise Torbalı Belediyesi tarafından düzenlenen muhteşem konser oldu

Torbalı’da Öğretmenler Günü çeşitli etkinlikler ile kutlandı. Gün boyu etkinliklerin olduğu Torbalı’da kapanış ise Torbalı Belediyesi tarafından düzenlenen muhteşem konser oldu. Belediye Başkanı Mithat Tekin’in talimatı ile gerçekleştirilen konserde  Cem Karaca’nın da vokalistliğini yapmış olan Göksel Doğançay sahne aldı. Usta isim, Cem Karaca, Barış Manço, Neşet Ertaş, Erkin Koray ve Edip Akbayram’ın sevilen şarkılarını Torbalılılar için seslendirdi.  İsmail Uygur Kültür Merkezi’nde gerçekleşen konsere başta öğretmenler olmak üzere ilçe sakinleri yoğun ilgi gösterdi.  Kah duygulandıran kah coşturan şarkıların söylendiği konserde Torbalı Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Serkan Tekin, Göksel Doğançay’a Torbalı Belediyesi Hatıra Ormanı’na dikilen fidanın sertifikasını hediye etti.

DOĞANÇAY’DAN BÜYÜK FEDAKARLIK

Ağaç fidanını konserden bir gün önce vefat eden Doğançay’ın abisi anısına diktiklerini ifade eden Tekin, “Öncelikle Göksel Doğançay’a baş sağlığı diliyorum. Büyük bir fedakarlık yaptı ve bugün bizi burada yalnız bırakmayarak unutulmaz bir gece yaşattı. Belediye Başkanımız Mithat Tekin’in de hepinize selamı var. Tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü’nü kutluyor. Ben de bu vesileyle başta Başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve şehit olan öğretmenlerimiz olmak üzere tüm öğretmenlerimizin gününü kutluyorum” ifadelerini kullandı. Kendisi için çok özel bir konser olduğunu ifade eden Doğançay, “Dün abimi kaybettim. Belki de hayatımın en anlamlı konserini gerçekleştiriyorum şuanda. Emeği geçen herkese çok teşekkür ederim. Ben de tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü’nü kutluyorum” ifadelerini kullandı.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

İnegöl Belediyesi ile Milli Eğitim Müdürlüğü iş birliğinde 24 Kasım öğretmenler günü nedeniyle yemek düzenlendi. Göreve yeni başlayan öğretmenler, duayen eğitimciler, okul idarecileri ve emekli Milli Eğitim Müdürlerini bir araya getiren organizasyonda, İnegöl Milli Eğitiminin renkli hatıraları anlatılarak yad edildi.

24 Kasım Öğretmenler Günü, İnegöl’de özel bir organizasyonla kutlandı. İnegöl Belediyesi ile İnegöl Milli Eğitim Müdürlüğü iş birliğinde 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle yemek düzenlendi. Eski İlçe Milli Eğitim Müdürleri, Eski Şube Müdürleri, emekli öğretmenler, göreve yeni başlayan öğretmenler, kıdemli öğretmenler, ücretli öğretmenler ve özel okul öğretmenlerinin katıldığı yemeğe; Kaymakam Eren Arslan, Belediye Başkanı Alper Taban, Milli Eğitim Müdürü Ali Doğru ve İlçe Emniyet Müdürü Erdoğan Baydemir de katıldı.

HATIRALAR YENİDEN CANLANDI

Royal Otel’de düzenlenen akşam yemeğinde, İnegöl Milli Eğitiminin eskileri ve yenileri bir araya geldi. Duayen eğitimcilerin hatıralarının dinlendiği, eskilerin yad edildiği buluşmada, yeni öğretmenlere feyz olacak anılar kimi zaman güldürdü kimi zaman hüzünlendirdi. Hatıraların yeniden canlandığı bu özel buluşmada, genç öğretmenlerin duygu ve düşünceleri de dinlendi.

İNEGÖL’DE 74 BİN 375 ÖĞRENCİYE EĞİTİM HİZMETİ SUNULUYOR

Yemekle başlayan programda, Milli Eğitim Müdürü Ali Doğru günün anlam ve önemine ilişkin bir konuşma yaptı. İnegöl’ün eğitim verilerini de paylaşan Doğru, “Bu akşam 24 Kasım öğretmenler günü münasebetiyle; emekli olan öğretmenlerimiz, göreve yeni başlayan öğretmenlerimizi, bugün yemin eden öğretmenlerimizi, özel okullarda göreve başlayan öğretmenlerimizi ve ücretli öğretmen arkadaşlarımızı davet ettik. Aynı zamanda Milli Eğitim Müdürlüğümüzde görev yapmış eski Müdürlerimiz ve Şube Müdürlerimiz aramızdalar. Bugün İnegöl’ümüzde özel okullarla beraber 247 kurumumuz mevcut. Öğrenci sayılarımıza baktığımızda; okulöncesi 6 bin 565 öğrenci, ilkokulda 21 bin 231, ortaokulda 19 bin 318, lise düzeyinde ise 14 bin 879 öğrenci eğitim öğretim görmekte. Açık öğretimde de 9 bin 839 öğrencimiz var. Mesleki Eğitim Merkezimizde 2 bin 543 öğrencimiz eğitim alıyor. Toplamda 74 bin 375 öğrenciye eğitim öğretim hizmeti sunmaktayız” dedi.

“MESLEĞİNİZİN ÖNEMİ VE KIYMETİNİN FARKINDAYIZ”

Belediye Başkanı Alper Taban ise “Bu akşam 24 Kasım öğretmenler günü vesilesiyle bir aradayız. Buradaki öğretmenlerimiz başta olmak üzere ülkemizdeki tüm öğretmenlerimizin bu anlamlı gününü kutluyorum. Bizler İnegöl Belediyesi olarak okullarımızın, öğretmenlerimizin, öğrencilerimizin, okul aile birliklerimizin ve velilerimizin olabildiğince yanlarında olmaya çalışıyoruz. Mesleğinizin ne kadar önemli ve kıymetli olduğunun da farkındayız. Bir Belediye Başkanını da bir Kaymakamı da bir Cumhurbaşkanını da bir öğretmen yetiştiriyor. Dolayısıyla böylesine önemli ve kutsal bir görev yaptığınızın farkındayız. Her zaman yanınızda olduğumuzu bilmenizi isterim. Göreve yeni, başlayan öğretmenlerimize hayırlı olsun diyor başarılar diliyorum. Duayen öğretmenlerimiz, müdürlerimize de sağlık, sıhhat ve sağlıklı ömürler diliyorum” ifadelerinde bulundu.

“ÖĞRETMENLİK, İNSANLARIN HAYATINI ŞEKİLLENDİREN BİR MESLEK”

Kaymakam Eren Arslan da “Hepimiz için öğretmenler çok kıymetli. Hepimizin hayatında mutlaka bir öğretmenin dokunuşu, etkisi var. Bugün bizleri bulunduğumuz kimliklere taşıyan bu dokunuşlar gerçekten çok kıymetli. Özellikle ilkokul öğretmeni biraz daha ayrıcalıklı oluyor. Çok farklı bir bağ. İlkokul öğretmenimin bana kazandırdıklarını, hayatıma etkisine ben hiçbir zaman unutamam. Her insanın hayatını şekillendiren bir meslek öğretmenlik. Dolayısıyla sorumluluğu da çok yüksek olan bir meslek. Ne kadar önemi anlatılsa da tam olarak ifade edilemeyecek bir meslek öğretmenlik. Öğretmen yeri geldiğinde anne, yeri geldiğinde baba, yeri geldiğinde kardeştir. Öğretmenlik mesleği sevgi olmadan asla yapılamaz. Öğretmenlerimizin aşkla çalıştığını görmek de geleceğimiz adına çok büyük mutluluk verici. Ben bugüne kadar ülkemizin yükselmesinde ve nesillerin yetişmesinde emeği geçen tüm öğretmenlerimize şükranlarımı sunuyorum. Bu vatana kalemleriyle, canlarıyla yeni nesiller yetiştirmek adına yurdun dört bir köşesinde şehadete ulaşan şehit öğretmenlerimizi rahmetle anıyorum. 2 gün önce yine bir öğretmenimizi kaybettik. Ben buradan bu ülkeye, bu vatana düşmanlık besleyen, hainlik yapan herkese diyorum ki ne Aybüke öğretmenler ne Ayşegül öğretmenler bitmedi, bitmeyecek” şeklinde konuştu.

Konuşmalar sonrası başta Eski Milli Eğitim Müdürleri olmak üzere salondaki duayen eğitimciler hatıralarını anlattı. Yeni göreve başlayan öğretmenler duygu ve düşüncelerini paylaşırken, ücretli öğretmenler adına konuşan bir öğretmen ise hatırlanmanın güzel bir duygu olduğunu ifade ederek düzenlenen organizasyon için teşekkür etti.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

VisionIST 'Endüstri Günleri'nde konuşan yönetmen ve senarist Sahraa Karimi "İstiklal'de bir patlama oldu değil mi? Elinize kamerayı alın ve çekin çünkü çekmek aynı zamanda protesto etmektir" dedi.

GAİN Medya ana sponsorluğunda düzenlenen 12. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali'nde atölyeler, paneller ve ustalık sınıflarından oluşan VisionIST 'Endüstri Günleri'nin dördüncü yılı yapıldı. AKM Yeşilçam Sineması'nda, yapımcı İpek Erden moderatörlüğü'nde gerçekleşen 'Ustalık Sınıfı'na, yönetmen ve senarist Sahraa Karimi konuşmacı olarak katıldı. 

Çekmek aynı zamanda protesto etmektir

Karimi: "Yaklaşık 4 yıldır İstanbul'a geliyorum fakat bu seferki farklı. Çok fazla Türk görmüyorum. Arap, Rus ve Afganlarla karşılaşıyorum. Bu bile ülkenin içinde bulunduğu durumu gözler önüne seriyor. Bunu kullanın. Çok iyi bir materyal. İstiklal'de bir patlama oldu değil mi? Elinize kamerayı alın ve çekin. Çünkü çekmek aynı zamanda protesto etmektir." dedi.

12. Uluslararası Suç ve Ceza Festivali'nin, 23 Kasım 2022 Çarşamba günü saat 18.00'deki 'Ustalık Sınıfı' programında, tecrübelerini katılımcılarla paylaşan Karimi şöyle devam etti:

Ben sinemayı değil, sinema beni seçti

"Henüz 17 yaşındayken Slovakya'ya gittim. Benim için Slovakya'ya gitmek, mülteci olduğum İran'dan ayrılmak için tek şanstı. Lisans, yüksek lisans ve doktora derecelerimi Slovakya'da yaptım. 2012 yılında mezun oldum. Slovakya'da sinema okuluna giriş sınavları çok zor ve sadece yönetmenlik bölümü için 5-6 kişi alıyorlardı. O zamanlar İngilizce veya Slovakça bilmiyordum. O yıllarda sadece belgesel bölümü açtılar ve oraya kabul edildim ama sonraki yıllarda aynı anda hem belgesel hem de kurgu yönetmenliği okudum. 

Bana 'Bunu Afganistan'da yapamazsın' dediler

Üniversite döneminde bir belgesel fikri üretme ödevi geldi. O zaman okuduğum kitaplar hep kadınlarla alakalıydı. BBC İran izlerken ilk defa bir Afgan kadının Almanya sayesinde ehliyet aldığını gördüm. Bu durumun çok iyi bir metafor olduğunu düşündüm çünkü Afgan kadınları için ehliyet almak sadece araba sürebilmek değil aynı zamanda hayatlarının direksiyonu da ellerine almak anlamına geliyor. Bu fikir ile ödeve başvurdum Başka bir profesör bu fikri çok beğendi ve hemen çekmeleri gerektiğini söyledi. Fikre para bulabilmek için çok fazla yere başvurdum fakat "bunu Afganistan'da yapamazsın" tepkisi ile karşılaştım. Bana 'bunu yapamazsın' diyenlere inat onu yapan bir karaktere sahibim. İki yıl sonra 2005 yılının sonunda Slovakya'da Bakanlık tarafından fon sağlandı. 2006-2009 yıllarını belgeseli çekmeye harcadım. Belgesel Slovakya'da en iyi belgesel ödülünü kazandı.

En iyi metot 'samimiyet'

Afganistan'a Afganistan kimliğim olmadığı için giremedim. İran üzerinden kaçak yollardan girdim. İlk gittiğimde kalabalık bir ekiple gittim fakat bu durumda çekmek istediğim ailelerin içerisine çok fazla giremediğimi fark ettim. 20 gün boyunca bulunduğum Afganistan'dan yeteri kadar materyal toplayamadan döndüm. Sonrasında sadece kendim ve ses için bir kişiyle gittim. Lise yıllarında bağımsız olabilmek için düğün kameramanlığı asistanlığı yaparak para kazanmıştım. Aileler başta kamerayı yadırgasa da birkaç gün sonrasında artık umursamadıklarını gördüm.Aile ile samimi oldum. Bence belgesel çekimlerinde önce kamerayla gidilmemeli. İnsanlarla samimi olunmalı. Bunun çok önemli bir metot olduğunu söylemeliyim. Gerçek görüntüler için samimiyet zorunlu. Aynı zamanda şu anda kameralar çok fazla küçüldü. Sosyal medya yüzünden insanlar korkuyor.

Ben bir sivil aktivistim

Her zaman kurmaca yapmak istedim fakat belgesel yapmak daha ucuzdu. 2012 yılında okulu bitirdiğimde kendim hakkında bir düşündüm, evet Slovakya'da kabul gören bir yönetmendim, dünya çapında ödülüm vardı ve üniversitede eğitimci olarak devam edebilirdim. Fakat kendime "Ben Avrupa'da ne yapıyorum?" sorusunu sordum. Diğer yönetmenler gibi göçmenlerin hikayesini mi çekecektim? Avrupa'nın çok usta yönetmeni vardı ve anlatacak kendi hikayesi vardı. Bana ait değildi. Kendi insanlarımın hikayesini anlatmak istediğim için Afganistan'a gitmek istediğimi söyledim ve herkes bana "Sen çıldırdın mı?" dedi. 2012'de Afganistan'a döndüm ve Taliban'ın geldiği son ana kadar oradaydım. Kendi insanlarımı gözlemledim. Çok fazla gezdim. Film sektöründen çıkmasam da çok farklı görevler aldım çünkü bu benim sorumluluğumdu, ben bir sivil aktivisttim.

Gençken ve enerjiniz yerindeyken üretin

Kadın yönetmen olmak istiyorsanız her zaman karşınıza engeller çıkacak. Eğer ne demek istediğinizden eminseniz hiçbir zaman onu demekten vazgeçmeyin. Dindeki yanlış anlaşılma dolayısıyla içinde bulunduğumuz toplumlar bu halde. Fincanı sağdan sola koyduğum anı sürekli tekrarlasam bile o an bir daha gelmeyecek. O yüzden gençken ve enerjiniz yerindeyken üretin. Eğer hikaye anlatma yeteneği ile ödüllendirildiyseniz bunu sakın harcamayın. 

Biz kadınlar yaşıyoruz ve haklarımız var

'Havva, Meryem ve Ayşe' hakkındaki hikayeyi okudum ve bunu kesinlikle çekmem gerekiyor dedim. Filmi çekmek çok zordu ama şu an dönüp baktığımda iyi ki bu zorluklara katlanmışım diyorum. Çünkü şunu anlamalılar biz kadınlar yaşıyoruz ve haklarımız var.

Teknolojiyi öğrenmeliyiz

Yönetmenliği eğer iş olarak yapmak istiyorsanız dizi, reklam belgesel çekebilirsiniz fakat bir anlatıcı olmak istiyorsanız bir derdiniz varsa herhangi bir azınlıktan geliyorsanız siz sivil aktivistsiniz. Tekniği, kamerayı, batılı ülkeler icat etti fakat bizim hikayemiz var. Ben Amerika'da da yaşadım ve bizim hikayelerimiz eşsiz. Problem şu ki; biz teknolojiyi öğrenmeliyiz. Eğer sesimizi evrensel olarak duyurmak istiyorsak formülü bilmemiz gerekiyor.

Günlük hayattan kaçmayın, izleyin, gözlemleyin ve hepsini yazın

Bir müslüman nasıl günde 5 kere ibadet ediyorsa bir film yapımcısı için de film izlemek ibadet etmek gibidir. Anahtar olabildiğince izlemek. Sadece Türk, Orta Doğu değil her kültürden film izlenmeli. Gözlemleyin. Gözünüz gördüğü kadar gözlemleyin. Günlük hayattan kaçmayın. Size neler kazandırdığını bilemezsiniz.Yaşlı insanlarla konuşun çok güzel ve saf hikayeleri var. Gezebiliyorsanız; tren, otobüs farketmez gezin ve bunların hepsini oturup yazın.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu, 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeni ile öğretmenlerle yemekte bir araya gelerek günlerini kutladı.

Emekli öğretmen Belediye Başkanı Necati Topaloğlu tarafından Kemer Barut Otel’de düzenlenen organizasyona, Kemer Kaymakamı Hüseyin Çam, Kemer Jandarma Komutanı Ramazan Ergel, Kemer Sahil Güvenlik Komutanı Ulvi Gören, Kemer Belediye Başkan Yardımcısı Emin Gül, belediye meclis üyeleri Mustafa Tıraş ile Ferhan Fidan, muhtarlar, öğretmenler ve eşleri katıldı.

Başkan Necati Topaloğlu ve Başkan Yardımcısı Emin Gül, Başkan Topaloğlu’nun eşi Fikriye Topaloğlu ile Başkan Yardımcısı Emin Gül’ün eşi Hale Gül, öğretmenleri kapıda karşılayarak selamlaştı. Gecenin sunumunu Kemer Belediyesi Gençlik Orkestrası Şefi Furkan Üstündağ gerçekleştirdi.

Yemekte konuşan Kemer Kaymakamı Çam, Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehit öğretmenlere Allah’tan rahmet dilediğini söyledi.

Türkiye’de bayrağı daha yukarılara taşımak için ihtiyaç duyulan en önemli aktörlerin öğretmenler olduğunu belirten Çam, “Donanımlı bir gençlik yetiştirebilmek önemli bir husus. Bu gençliği yetiştirirken sadece bilgiyle değil, değerlerine sahip gençlik yetiştirmek çok önemli. Eğitime, okullara ve öğrencilere yaptığı önemli katkılarından dolayı Kemer Belediye Başkanımız Necati Topaloğlu’na teşekkür ediyorum. Özverili çalışmalarından dolayı tüm öğretmenlerimizin günü kutlarım.” diye konuştu.

– Öğretmenlerimizin işin kolaylaştırmak için çalışıyoruz

Başkan Topaloğlu ise yaptığı konuşmada, öğretmenliğin çok ayrı bir meslek olduğuna işaret ederek, Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk ve tüm şehit öğretmenlere Allah’tan rahmet dilediğini söyledi.

Öğretmenin kutsal bir görev üstlendiğini anlatan Topaloğlu, “Öğretmenin yüzü gülecek. Yüzü gülmeyen öğretmenin işi zor. Öğrencisinin yanağını sıkacak, saçını okşayacak. Şartlar zor. Kemer Belediyesi olarak öğretmenlerimizin işini kolaylaştırmak için eğitime bütün imkanlarımızla destek veriyoruz. Sayın Kaymakamımız Hüseyin Çam da eğitime büyük önem veriyor. Kendisine teşekkür ediyorum.” dedi.

Topaloğlu, eğitime yaptıkları katkılardan da bahsederek şunları kaydetti:

“Ana sınıfından 8’nci sınıfa kadar eğitim alan tüm öğrencilerin kırtasiye malzemelerini Kemer Belediyesi olarak biz karşılıyoruz. Gelecek seneki eğitim öğretim yılının da kırtasiye malzemelerini şimdiden aldık. İlçedeki tüm lise öğrencilerini C plakalı araçlarla ücretsiz olarak taşınmasını sağlıyoruz. Ahmet Erkal Destek Eğitim Kursu’nda şu anda 300 öğrenciye üniversiteye hazırlık dersleri kapsamında ücretsiz eğitim veriyoruz. Turizmcilerin desteğiyle 906 öğrenciye ayda 700 lira burs desteği veriyoruz. Kemer’in ilk turizmcilerinden olan Orduvar Akman ve eşi Ülker Akman Arslanbucak Mahallesinde anaokulu yaptırdı. Yer tahsisini biz sağladık. Burada 14 öğretmenimiz 160 öğrenciye eğitim veriyor. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) tarafından ATSO Eğitim ve Sanat Merkezi’ni yaptık. Yeri biz verdik. Bu yaz 740 öğrenci burada ücretsiz kurs aldı. Merkezdeki Furkan Üstündağ hocamızın emekleri çok fazladır. Kendisine teşekkür ediyorum. Tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü kutlu olsun.”

Başkan Topaloğlu, yemekte tüm masları tek tek dolaşarak öğretmenlerle sohbet edip hatıra fotoğrafı çektirdi.

– Sanatçı Serdar Şimşek sahne aldı

Program kapsamında sanatçı Serdar Şimşek bir konser verdi. Yaklaşık 2 saat sahnede kalan Şimşek, seslendirdiği şarkılarla öğretmenlere güzel bir akşam yaşattı. Kemer Belediyesi Gençlik Orkestrası Şefi Furkan Üstündağ da sanatçı Şimşek’e saksafonuyla eşlik etti.

Başkan Topaloğlu, gecede gönüllerince eğlenen öğretmenlere eşlik etti. Başkan Topaloğlu’nun oynadığı zeybek ise öğretmenlerden büyük alkış aldı.

– Başkan Topaloğlu’na şiir

Öğretmen Abdulbaki Akkan, eğitime, öğrencilere, öğretmenlere ve okullara yaptığı katkılardan dolayı Belediye Başkanı Topaloğlu’na yazdığı şiiri okudu. Akkan’ın okuduğu şiir, Başkan Topaloğlu ve öğretmenler tarafından büyük alkış aldı.

Öğretmenler de eğitime yaptığı katkılardan dolayı ve yemek programından dolayı Başkan Topaloğlu’na teşekkür ettiklerini dile getirdi.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Yapımını Z Medya’nın üstlendiği, TOD ORIGINALS dizisi “Var Bunlar”ın ikinci sezon afişi ile birlikte ilk tanıtım filmi yayınlandı.

Gündelik hayatın içinden çıkılmaz tekdüzeliğinde sürüklenen iki yakın arkadaş Samet ve Tufan’ın maceralarını konu alan ve ilk sezonuyla büyük beğeni toplayan “Var Bunlar”, ikinci sezonuyla yine izleyicilerini kahkahaya boğmaya hazırlanıyor. 

Yeni bölümlerinin çekimleri tamamlanan “Var Bunlar”ın ikinci sezon afişi ve ilk tanıtımı yayınlandı. Yeni sezondan ilk görüntüler, kahkahalarla izlenecek bölümlerin müjdesini verdi.

Yapımını Z Medya'nın, yapımcılığını Elif Yakarçelik'in üstlendiği dizinin senaryosunu, performanslarıyla tadikdir toplayan başrol oyuncuları Giray Altınok ve Kerem Özdoğan birlikte kaleme alıyor. beIN MEDIA GROUP’un dijital içerik platformu TOD’da yayınlanacak “Var Bunlar”, birbirinden eğlenceli bölümlerin yer alacağı ikinci sezonuyla izleyicilerine yine keyif dolu anlar yaşatacak.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Kadıköy’de 24 Kasım Öğretmenler Günü için oyuncu ve müzisyen Şevval Sam sahne aldı. Bostancı Gösteri Merkezi’nde düzenlenen ve sadece öğretmenlerin davetli olduğu gecede öğretmenler doyasıya eğlendi.

Kadıköy Belediyesi 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü her yıl olduğu gibi bu yıl da öğretmenler için düzenlediği özel bir gece ile kutladı. Bostancı Gösteri Merkezi’nde sanatçı Şevval Sam’ın sahne aldığı geceye 2 bin 750 öğretmen katıldı. Şevval Sam Kadıköylü öğretmenlere, orkestrası eşliğinde en sevilen şarkılarından oluşan repertuarı ile unutulmaz bir konser verdi. Gecede ayrıca öğretmenlere gazeteci – yazar Melike İlgün’ün Kemal’e Eren Kadınlar adlı kitabı da, yazar tarafından imzalanarak hediye edildi. Kadıköy Belediyesi Kültür Yayınları’ndan çıkan kitap Fikriye'yi, Latife'yi ve onların gözünden Mustafa Kemal’i anlatıyor ve cumhuriyet tarihine ışık tutuyor. 

BAŞKAN ODABAŞI ÖĞRETMENLERİ AYAKTA ALKIŞLADI 

Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk ve kaybettiğimiz tüm öğretmenler için yapılan saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı sahneye çıkarak “Fedakârlıkları ödenemeyecek öğretmenlerimizin önünde saygıyla eğiliyor, sizin şahsınızda bütün öğretmenlerimizin öğretmenler gününü kutluyorum.” dedi.  Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı ve eşi Rojvan Odabaşı, salonu dolduran öğretmenleri ayakta alkışladı. 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

İş Sanat, Londra prodüksiyonu “Simply Sinatra” konserini seyirci ile buluşturdu. Orkestra şefliğini Matt Roberts’ın üstlendiği konserin solistleri Stephen Triffitt ve Katie Birtill’e, London Concert Orchestra ve dansçılar Leila Stewart ve James Wilson eşlik etti.  Müzik ve dansın bir araya geldiği konserde Frank Sinatra’nın Come Fly With Me, Moon River, My Way gibi unutulmaz şarkıları seslendirildi. 

Avrupa’nın önemli kültür sanat merkezlerinden Barbican Center’ın sezon programında yer alan konser büyük beğeni toplarken, seyirciler sanatçılar, orkestra ve dansçıları dakikalarca ayakta alkışladı.  

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı