Kategori arşivi: Sağlık

Kemer İdman Yurdu Spor Kulübü Kemer Belediyesi’nde

Büyükler 1. Amatör Küme 2. Grup'ta mücadele eden Kemer İdman Yurdu Spor Kulübü Başkanı ve Antrenörü Öner Karagün ve kulüp sporcuları Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu'nu ziyaret etti.

Belediye Başkanı Topaloğlu, ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, ligde 6 galibiyet, 3 beraberlik ve 1 yenilgi ile 21 puan alarak ikinci sırada olan Kemer İdman Yurdu Spor Kulübü Başkanı Karagün'e ve sporculara ligde başarılar dilediğini kaydetti.

 

Karagün ise ziyarette yaptığı konuşmasında, takıma ve sporculara verdiği desteklerden dolayı Başkan Topaloğlu’na teşekkür ettiğini dile getirdi.

 

Başkan Topaloğlu, Öner Karagün ve sporcular ziyaret sonrası hatıra fotoğrafı çektirdi.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Team Paribu sporcuları birbirlerine kendi branşlarında “Hodri Meydan” diyor

Türkiye’nin alanında öncü teknoloji şirketi ve lider kripto varlık işlem platformu Paribu, sporun yarınını desteklemek için kurduğu Team Paribu çatısı altında yeni projelere imza atıyor. Farklı spor dallarında Türkiye’yi başarıyla temsil eden Team Paribu üyelerinin birbirine meydan okudukları “Hodri Meydan” projesinde ilk karşılaşma millî cimnastikçi Ahmet Önder ve millî modern pentatlet İlke Özyüksel arasında gerçekleşti. 

 

Millî sporcuları desteklemek ve geleceğin sporcularının yetişmesine katkı sağlamak amacıyla kurulan Team Paribu, bu doğrultuda projelerini sürdürüyor. Team Paribu çatısı altında gerçekleşen son proje “Hodri Meydan” ise izleyicilere eğlenceli bir içerik sunuyor: Farklı spor dallarında Türkiye’yi başarıyla temsil eden Team Paribu sporcuları, birbirlerinin branşında sahaya çıkıyor ve sıra dışı bir meydan okumaya imza atıyor. Sporcuların kendi branşları dışında sporları deneyimlediği Hodri Meydan’ın ilk videosu yayınlandı. 

 

İlk bölümde millî cimnastikçi Ahmet Önder, millî modern pentatlet İlke Özyüksel ile karşı karşıya geldi. Karşılaşmada Ahmet Önder, İlke Özyüksel’e amut takla, halka aletinde mum duruşu ve denge aletinde tam tur dönüş görevlerini; İlke Özyüksel ise Ahmet Önder’e yüksek nabızda atış, eskrim ve angard pozisyonunda düşen eldiveni yakalama görevlerini verdi. Team Paribu üyelerinin birbirlerinin branşında gösterdiği performansı izlemek için Paribu YouTube kanalını ziyaret edebilirsiniz.  

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Aileler Şiddetin Normalleşmesine Engel Olmalı

Mersin’de 12 yaşındaki kız öğrencinin, sınavdan düşük not aldığı için kendisiyle alay ettiğini öne sürdüğü sınıf arkadaşını okul tuvaletinde su hortumuyla dövüp bıçaklayarak öldürmesi, akran zorbalığı ve şiddet konusunu gündeme getirdi. Akran zorbalığında aile tutumlarının etkili olduğunu belirten Psikiyatri Uzmanı Dr. Melek Gözde Luş, ailelerin, teknolojik araçlar yoluyla çocukların şiddete sürekli tanıklık etmelerine izin vermelerinin,  şiddet eylemini normalleştirdiğini vurguluyor.

Üsküdar Üniversitesi NP Etiler Tıp Merkezi Psikiyatri Uzmanı Dr. Melek Gözde Luş, akran zorbalığı ve şiddet hakkında değerlendirmede bulundu.

Psikiyatri Uzmanı Dr. Melek Gözde Luş, akran zorbalığını, “çocuklukta ya da ergenlikte görülen, kendi yaş grubundaki arkadaş veya arkadaşlarına yönelik sebebi olmadan ve tekrarlayan şekilde görülen sözel, fiziksel ve davranışsal olarak zarar verici davranışlar” olarak açıkladı.

En sık görülen zorbalık türünün, dalga geçme, alay etme, küfür ve hakaret etme gibi tavırların görüldüğü sözel zorbalık olduğunu ifade eden Psikiyatri Uzmanı Dr. Melek Gözde Luş, “Vurma, itme, eşyalarına zarar verme gibi fiziksel zorbalıklar da sık görülür. Cinsel anlamda dokunma ya da taciz etme de görülebilir. Oyunlara dahil etmeme, diğer çocuklarla konuşmasını engelleme gibi sosyal zorbalık tavırları görülebilir. Sosyal medya ya da internet ortamında rahatsız edici fotoğraflarını çekip paylaşma, sosyal medya hesaplarına girip uygun olmayan içerikler paylaşma davranışları da yine dikkat edilmesi gereken siber zorbalık dediğimiz zorbalık türü olarak adlandırılmaktadır.” diye konuştu.

Arkadaşları Tarafından Dışlanan Çocuklar Zorbalık Yapabiliyor

Akran zorbalığı gösteren çocukların çoğunlukla dürtüsel özellikler gösteren çocuklar olduğunu kaydeden Psikiyatri Uzmanı Dr. Melek Gözde Luş, “Diğer çocuklara göre akran grubu tarafından daha fazla reddedilmekte ya da daha az kabul görmekte olan çocuklardır ve  sert görünme ihtiyacı duyabilirler, böylelikle diğer saldırgan çocuklarla arkadaş olabilirler.  Kolayca ağlayan ve kaygılı görünen çocuklar tarafından kolayca kışkırtılabilirler. Erkek çocuklarının daha fazla oranda zorbaca davranışlar gösterdikleri ortaya konmuştur.” diye belirtti.

Aileler Şiddete Tanıklığa Engel Olmalı

Akran zorbalığında ebeveynin çocuk yetiştirmedeki tutumunun etkisine de işaret eden Psikiyatri Uzmanı Dr. Melek Gözde Luş, “Zorbalık gösteren çocukların güç ve baskınlık kurmaya yönelik güçlü gereksinimleri vardır. Bu durum aileleri tarafından fark edilmezse problemler artabilir ya da ailelerde de güç ve baskınlık kurma tutumları görülebilir. Çevreye ve topluma karşı öfke duyan ailelerde yetişmiş olabilirler. Bazı aileler çocuklarının popüler olması isteklerini çocuklarına yoğun bir şekilde yansıtmaktadır. Çocuklar ailelerinin duygu ve davranışlarından etkilenirler ve bu durum çocukların davranışlarına da yansıyabilir. Ayrıca ailelerin, teknolojik araçlar yoluyla çocukların şiddete sürekli tanıklık etmelerine izin vermeleri,   şiddet eylemini normalleştirmektedir.   Bu konularda ailelerin dikkatli olmaları önemlidir.” uyarısında bulundu.

Çocuğun Sosyal İlişkileri Zayıflar

Akran zorbalığına maruz kalan çocuğun üzerindeki etkilere de dikkat çeken Psikiyatri Uzmanı Dr. Melek Gözde Luş, “Akran zorbalığı nedeniyle sosyal ilişkilerinin zayıf olması, çocuğun hem akademik başarısına zarar verebilmekte hem de çocuğun okula karşı tutumunu etkilemektedir. Bu çocukların bir kısmı akran zorbalığını maruz kaldıkları için okula gelmekten korkmaktadırlar. Bir kısmında daha ciddi boyutta daha ciddi kaygı bozuklukları ortaya çıkabilir. Ders başarısızlığı, uyku sorunları, öfke patlaması içe kapanma görülebilir.” diye ifade etti.

Çocukla Sürekli İletişim Kurulmalı

Zorbalığa uğrayan bir çocuğun anne ve babasının yapabileceklerine de değinen Dr. Melek Gözde Luş, “Çocuklar böyle bir durumla karşılaştığında utanabilir, sessiz kalıp yaşadığı zorbalığı aileleri ile paylaşmak istemeyebilir ve kendilerini suçlayabilirler. Bu yüzden çocuğu gözlemlemek, onunla iletişim halinde olmak önemlidir. Ebeveynlerinin kendisini anladığını ve güvendiğini hissetmesi çocuk için çok önemlidir. Anne babaların çocuklarına güvenmesi ve bunu çocuklarına hissettirmeleri gerekir. Bu nedenle yargılayıcı cümlelerden uzak kalarak konuşmak,  ‘Sen de bir şey yaptın mı?’ gibi sorgulayıcı tavırlar takınmamak doğru olur. Karşılaşılan sorunu yine kaba güçle çözmeye çalışmak örneğin zorbalık yapan çocuğun okula gidilerek dövülmesi gibi ya da tam tersi çocuğu çözüm bulması için yalnız bırakmak da doğru olmayan davranışlardır.” diye konuştu.

Çocuğun Özgüveni Artırılmalı

Yaşıtlarına göre daha az sosyal olan,, özgüven eksikliği yaşayan çocukların akran zorbalığına uğrama ihtimallerinin daha yüksek olduğunu belirten Dr. Melek Gözde Luş, “Anne babaların, çocuklarının kendilerini geliştirmelerine yardımcı olmaları çok faydalı olur. Özellikle özgüven arttırıcı çeşitli sosyal etkinliklere katılmalarını sağlamaları hem çocukların kendi yeteneklerini fark etmelerini sağlar hem de özgüvenin artması sonucunda çocuğun karşılaştığı sorunlara uygun tepki verme becerisi de artar. Sosyal becerileri artan çocuğun, zorba olan çocuklar tarafından rahatsız edilme ihtimali de azalır. Tabii bunların yanı sıra ailelerin çocuklarına iyi bir model olması ve şiddet içeren herhangi bir davranışı çocuklarının yanında övmemeleri de oldukça önemlidir.” dedi.(BSHA)

Partnerinizle Konuşurken Yapmanız Gereken 6 Şey !

Partnerinizle Doğru iletişim kurmak zor değil, araştırmalara göre akşam eşler bir araya geldiğinde birbiriyle yaptıkları “Günün nasıl geçti?” sohbetleri evliliğin uzun erimli sağlığı açısından çok önemli.

Partneriniz sizden ayrı bir birey, kendi alanında kalmak istediği zamanlar olacaktır bunu kişisel algılamayın, “Konuşmak istediğinde buradayım” demek bir insana verilebilecek en büyük destektir.

Sohbet ederken yapılması gereken 6 şey:

      2. Göz teması kurmak,

     3. Anlamak (Bir insana verilen en büyük armağan anlaşıldığını hissettirmektir.)

     6. Şefkat göstermek

(BSHA-Bilim Ve Sağlık Haber Ajansı)

Huzursuz Bacak Sendromu, Demir Eksikliğinin Habercisi Olabilir

Özellikle demir eksikliğinin tedavisi üretkenlik çağındaki kadın hastalarda önemlidir. Diyabet böbrek yetmezliği gibi kronik hastalığı olanların ise hastalığını ortadan kaldırma şansı olmasa da metabolik problemleri en az seviyeye çekmek semptomları kontrol altına alabilmek için önemlidir.

Huzursuz bacak sendromu, toplumda oldukça sık görülen başlangıçta özellikle akşam saatlerinde iken hastalığın ilerleyen dönemlerinde gündüz de yaşanabilen, istirahate geçme ile ortaya çıkan bacaklarda ağrı çekilme karıncalanma gibi şikayetler oluşturan bir rahatsızlıktır. Kişi tipik olarak bu rahatsızlığı ortadan kaldırmak için bacaklarını oynatma, sallama bazen de kalkıp yürüme isteği duyar. Bu şekilde yakınmaları kaybolan hasta tekrar istirahate geçtiğinde veya yatağına yattığı zaman şikayetleri yeniden ortaya çıkar.

Yeni Yüzyıl Hastanesi Gaziosmanpaşa Hastanesi Nöroloji Bölümünden Doç Dr Ülkü Figen Demir ‘Huzursuz bacak sendromu’ ile ilgili bilgiler verirken, bu hastalık demir eksikliğinin de habercisi olabilir dedi. Hastalığa sahip kişilerin %50 sinde aile öyküsü bulunduğu ifade ederken; özellikle böbrek yetmezliği, diyabet, anemi, demir eksikliği, Multıpl Sclerozis, Parkinson hastalığı, omurilik hasarlanması, nöropati gibi patolojilerin mevcut olduğuna da dikkatleri çekti.

Huzursuz Bacak Sendromu, Demir Eksikliğinin Habercisi Olabilir

Toplumda görülme sıklığı yaklaşık %10 civarındadır. Kadınlarda erkeklere oranla biraz daha fazla görülür. Her ne kadar erken yaşlarda belirtiler deneyimlenebiliyor olsa da özellikle 40-50 li yaşlarda semptomlar belirgin hale gelir.

Bugün için sebebi tam olarak belli değildir. Ancak vücutta dopamin denilen bir maddenin işlev bozukluğu teorisi en yaygın kabul gören teorilerden biridir. Sorgulandığı zaman hastaların önemli bir bölümü kendi şikayetlerine benzer yakınması olan akrabalarının varlığını belirtir. Yapılan çalışmalardan çıkan sonuçlara göre yaklaşık hastaların %50 kadarında aile öyküsü bulunmaktadır.

Huzursuz bacaklar sendromu bazen, altta saptanabilir bir nedene bağımlı olmadan ortaya çıkar. Bir grup hasatada da özellikle böbrek yetmezliği, diyabet, anemi, demir eksikliği, Multıpl Sclerozis, Parkinson hastalığı, omurilik hasarlanması, nöropati gibi patolojıler mevcuttur. Sayılan hastalıklar dışında gebelik te hastalığın şiddetini arttıran faktörlerden sayılabilir.

Ağrı uyuşma karıncalanma gibi hoş olmayan duyumlar çoğunlukla diz ve ayaklar arasında görülmekle birlikte nadiren de kolda hissedilir. Başlangıçta bir süre tek taraflı hissedilebilse de zamanla ıkı yanlı hale gelir. Semptomların özellikle akşam saatlerinde artıyor olması ve hareket ettirmek, yürümekle azalması tipik özellikleri oluşturur. Bu durumdan kaynaklı sabit oturmak gereken sinema tiyatro gibi aktiviteler zorlayıcı hale gelebilmektedir.

Huzursuz Bacak Sendromu, Demir Eksikliğinin Habercisi Olabilir

Tüm bunların hem fiziksel, hem de psikolojik yansımaları olur ve kişinin uyku bozukluğu yaşaması ile sonuçlanır. Öyle ki bazen hastaların temel şikayeti, uykuya dalamamaktır ve doğrultuda sorgulandığı zaman asıl tanının Huzursuz Bacaklar Sendromu olduğu anlaşılır.

Tedavide öncelikle altta belirlenebilir bir sebep saptanabilmiş ise hastalığın tedavisi temel oluşturur. Özellikle demir eksikliğinin tedavisi üretkenlik çağındaki kadın hastalarda önemlidir. Diyabet böbrek yetmezliği gibi kronik hastalığı olanların ise hastalığını ortadan kaldırma şansı olmasa da metabolik problemleri en az seviyeye çekmek semptomları kontrol altına alabilmek için önemlidir.

Bu temel yaklaşımlar yetersiz kaldığı durumlarda ilaç tedavileri gündeme gelmektedir. En çok kullanılan ve etkınliği en yüksek ilaçlar Parkinson hastalığı veya sara hastalığı tedavisinde kullanılan bazı ajanlardır. Hastalık genel olarak ilerleme eğilimindedir kullanılan ilaçlar ise bir süre sonra etkisisz hale gelebilmektedir. Bu nedenle en etkili alternatiflerin mümkün olduğunca hastalığın ilerleyen dönemlerine saklanması, ilaç etkisiz hale geldiyse diğer ajana geçilerek o tedaviye bir süre ara verilmesi gerekebilmektedir. (BSHA-Bilim Ve Sağlık Haber Ajansı)

Cilt Lekelerinden Kurtulmak İçin Tedavinin Tam Zamanı

Cilt lekeleri, cilde rengini veren pigment olan melaninin aşırı üretimi sonucunda oluşuyor. Cilt en çok yaz aylarında güneşin etkisiyle lekeleniyor. En sık görülen lekeler arasında ise melazmalar yer alıyor. Güneşin kendisini daha az gösterdiği kış ayları cilt lekelerinin tedavisi için uygun dönemler arasında bulunuyor. Memorial Wellness Dermatoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Fatma Pelin Özgen cilt lekeleri ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.

Melazma güneş ışınlarının da etkisiyle sıklığı ve şiddeti en çok artan kozmetik deri hastalıklarından biridir. Melazma, melanositler (ciltteki pigment hücreleri) çok fazla melanin ürettiğinde ciltte ortaya çıkan düzensiz şekilli, kahverengi lekeler olarak ortaya çıkar. Sıklıkla simetrik olarak yanaklarda, dudak üstünde ve alında yerleşim göstermektedir. Cilt lekelerinin tedavisi için en uygun dönemler ise sonbahar ve kış aylarıdır.

Cilt lekeleri kadınlarda daha fazla görülüyor

Melazma üç tipe ayrılır. Epidermal melazma en yüzeysel olanıdır ve cildin üst tabakasında (epidermis) artan cilt pigmentasyonu (melanin) ile kendini gösterir. Dermal melazma, cildin ikinci tabakasında (dermis) cilt pigmentasyonunda bir artış ile karakterizedir. Son olarak, karışık melazma, epidermal ve dermal melazmanın bir birleşimidir.

Kadınlarda erkeklere göre daha sık görülmekle birlikte, genellikle 20- 40 yaş arasında başlar. Deri rengi daha koyu kişilerde daha yaygındır. Melazması olan kişiler güneş ışınlarına karşı duyarlıdır. Fazla güneş maruziyeti lekelerin oluşmasına veya var olan lekelerin artmasına neden olabilmektedir. Ayrıca ailesinde leke hikayesi olan kişiler, gebelik, doğum kontrol hapı kullanılması, ilaçlı spiral gibi rahim içi araç kullanımı, menopoz döneminde alınan hormon replasman tedavileri gibi hormonal etkiler, antiepileptikler, antipsikotik, kemoterapi ilaçları ve kişinin işinden dolayı ısıya veya aleve maruz kalınması da melazmaya yatkınlığı arırmaktadır.

Cilt Lekelerinden Kurtulmak İçin Tedavinin Tam Zamanı

Leke tipine uygun tedavi başarı sağlıyor

Yüzeysel lekeler uygulanan tedaviler sayesinde oldukça kolay bir şekilde yok olabilir. Güneşe çok fazla maruz kalınırsa lekeler tekrarlama eğilimindedir. Melazma tedavisinde lekenin yayılımı ve şiddetine göre topikal krem tedavileri, kimyasal peeling tedavileri ve IPL ve Q-switch gibi lazer tedavileri uygulanabilmektedir. Leke tedavisinin başarısını ve tedavi süresinin uzunluğunu etkileyen bazı faktörler bulunmaktadır Bunlar;

· Koyu cilt tipi olması,

· Tedaviye rağmen 2 yıldan uzun süren bir leke hikayesi olması,

· Ailesel veya genetik yatkınlık olması,

· Daha önce geçirilmiş lazer veya mikroiğneleme gibi müdahalelerin olması,

· Daha önce 2 veya daha fazla doktora gidilmiş olması (uzun süreli veya dirençli hastalığı gösterir),

· Kortizonlu kremleri uzun süre kullanmış olmasıdır.

Cilt Lekelerinden Kurtulmak İçin Tedavinin Tam Zamanı

Yaz kış güneşten korunmak önemlidir

Kişiye özel olarak hastalığı tetikleyen faktörler iyi saptanmalıdır. Özellikle güneşli günlerde dışarda kalındığında geniş şapkalar takılmalıdır. İşe bağlı ısı, ışık maruziyeti varsa bu azaltılmalıdır. Geniş spektrumlu güneş koruyucular (SPF 50 +), UVA ve görünür ışığa karşı koruyucu güneş koruyucular, tüm yıl boyunca, günlük olarak, tüm yüze sürülmelidir. Özellikle demir oksit içeren ürünler tercih edilmelidir, pigmentli olan ürünlerin hepsi demir oksit içermektedir. Kozmetik kamuflajlar pigmenti azaltır. Kapatıcılar kalın, opak bir görüntü sağlayarak tedaviye yardımcı olur. Colour corrector (CC) kremler, pigmentasyon yumuşatılmasında kullanılabilir. Mümkünse hormonal tedavilerden uzak durulmalıdır. (BSHA-Bilim Ve Sağlık Haber Ajansı)

Annelere emzirme dönemi için beslenme önerileri

Emzirme döneminde annenin dengeli beslenmesi ve düzenli fiziksel aktivitesi çok önemli. Anadolu Sağlık Merkezi Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuba Örnek, annelere emzirme dönemi için sağlıklı yemek seçimleri konusunda önerilerde bulundu:

Tabağınızın yarısı sebze/meyvelerle doldurulmalı

Çeşitli renk ve türlerdeki sebze ve meyvelerin farklı faydaları bulunuyor. Örneğin koyu yeşil yapraklı sebzelerin lif oranı, kırmızı-turuncu gıdaların ise antioksidan değeri yüksektir.

Annelere emzirme dönemi için beslenme önerileri

Bol su içilmeli

Emzirildiği süre boyunca bol bol su ve sıvı tüketilmeli.

Tam tahıllı ürünler tercih edilmeli

İşlenmiş, beyaz unlu gıdalar yerine, vitamin-mineral ve lif yönünden daha zengin olan çavdar ekmeği, bulgur, yulaf gibi tam tahıllı ürünler tercih edilmeli. Ayrıca, yemeklerde katı yağ yerine sıvı yağ kullanılması sağlık açısından önemli.

Annelere emzirme dönemi için beslenme önerileri

Kalsiyumdan zengin gıdalar tüketilmeli

Gün içinde 3-4 porsiyon süt, yoğurt, ayran, peynir gibi kalsiyumdan zengin gıdalar tüketilmeli. Laktoz intoleransınız varsa laktozsuz süt tüketebilirsiniz.

Protein tüketimi çeşitlendirilmeli

Kırmızı etin dışında kaliteli protein içeren balık, tavuk, hindi, yumurtayı da diyete eklenmeli.

Annelere emzirme dönemi için beslenme önerileri

Omega-3’ten zengin olan balıklar tüketilmeli

Somon, sardalya, uskumru, alabalık gibi omega-3’ten zengin besinler annenin ve bebeğin sağlığını olumlu etkiler. Haftada 2 gün 1 porsiyon ızgara veya buğulama balık tüketilmeli. Ancak yüksek cıva oranlarından dolayı midye, kılıçbalığı, dil balığı, tekir gibi balıklar tüketilmemeli. Ton balığı, konserve yiyecek olarak sunulduğu için tercih edilmemeli.

“Boş kalori” içeren gıdalardan ve şekerden uzak durulmalı

Eklenmiş şeker veya katı yağlardan gelen kaloriler boş kalorilerdir. Yani vücudun hiç ihtiyaç duymadığı şeker, şekerli mısır gevrekleri, tatlı, kek, bisküvi, dondurma, şekerli meyve suları, gazlı içecekler ve kızarmış yiyeceklerdir. Bunlardan uzak durulmalı.

Fiziksel aktivite ihmal edilmemeli

Doktorunuz aksini tavsiye etmediği sürece haftada en az 2-3 saatinizi spora ayırmaya özen gösterin. Ancak bir güne sıkıştırmak yerine günlük 20-25’er dakikalık tempolu yürüyüş, dans veya yüzme şeklinde 1 haftaya yaymanız daha doğru olacaktır. Eğer bu dönemde doğum sırasında aldığınız kiloları vermekte zorluk çekiyor ya da süt miktarının yeterli olmadığını düşünüyorsanız, mutlaka bir beslenme uzmanından destek alın. (BSHA-Bilim Ve Sağlık Haber Ajansı)

Anne Adayları Kışa Dikkat !

Anne Adayları günde 1 bardak portakal suyu tüketsin  Günde 10 damla D vitamini bağışıklığı güçlendirir

Havalar soğudu, kapalı alanlarda geçirilen süreler arttı, hastalıklar da hızla yükselmeye başladı. Bu dönemden en çok etkilenenlerden hamileler, daha fazla dikkat etmeli. Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Gökalp Öner, hamilelerin günde bir bardak portakal suyu tüketmelerini ve 10 damla D vitamini kullanmalarını bağışıklığı güçlendirmek ve hastalıklardan korunmak için özellikle öneriyor

Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Gökalp Öner, artan üst solunum yolu salgınları hakkında hamilelere ve tüp bebek tedavisi sürecinde olan anne adaylarına uyarılarda bulundu…

Anne Adayları Kışa Dikkat!

Anne adayları üst solunum yolu enfeksiyonlarından nasıl korunabilir? 

Hamileler üst solunum yolu enfeksiyonlarından özellikle toplu taşıma kullanırken ve kalabalık alanlarda bulunurken maskelerini mutlaka takarak korunabilirler. Günde en az bir bardak portakal suyu ya da limonlu çay içebilirler. C vitamini önemli çünkü bağışıklık sistemini kuvvetlendiriyor.

Bunun dışında D vitamini değerlerine mutlaka bakılması lazım. D vitamini eksiklikleri özellikle bağışıklık sistemini düşürür. Günde en az 10 damla D vitamini alınması gerekiyor. Güneş gördükleri zaman mutlaka güneşe çıkmaları gerekir ancak kış mevsimindeyiz, hava değişimi yaşanıyor. Güneş gördükleri zaman ince kıyafetlerle çıkmasınlar çünkü hava gerçekten soğuk. Kalın kıyafetler giysinler. Ayrıca bol sıvı tüketsinler. Özellikle vücutları susuz kaldığı zaman bağışıklık sistemi ne yazık ki düşüyor.

Bitki Çayı Deyip Geçmeyin!

Enfeksiyona yakalanan hamileler neler yapmalılar ?

Hamileler solunum yolu enfeksiyonuna yakalandıkları zaman en önemli ve tehlikeli olan şey ateşinin çıkmasıdır. Bir gebe kadının ateşinin çıkması demek bebeğinin olumsuz etkilenmesi demektir. Erken doğum ve düşük şansızlığını arttırır. O yüzden ateş varsa mutlaka gebelikte kullanılabilecek olan ateş düşürücü işe düşürülmesi gerekir. İkincisi önemli konu da eğer antibiyotik gerekiyorsa ki buna mutlaka doktorun karar vermesi gerekir, ilaçlar düzenli kullanılmalı. Hamilelerin kendi kafalarına göre antibiyotik kullanmaları son derece sakıncalı olabilir. Bitki çayı kesinlikle önerilmez; kullanılabilecek sadece 2 tane bitki çayı var; ıhlamur ve zencefil.  Bunun dışındaki bitkilerin kesinlikle kullanılmaması gerekir çünkü diğer kullanılan bitkiler bazen düşüklere ve erken doğumlara neden olabilir.

Anne Adayları Kışa Dikkat!

Doktor Ne Derse O!

Nelere dikkat etmeli ve kaçınmalılar?

Doktorlarına mutlaka başvursunlar ve doktorlarının söyledikleri dışında herhangi bir antibiyotik, ateş düşürücü ya da bitki çayı kullanmasınlar. Tabii ki doktorların tavsiye ettikleri antibiyotikleri, boğaz pastillerini, vitamin takviyelerini kullanabilirler. Kendi kafalarına göre herhangi bir tedavi yapmasınlar. Buna bitki çayı da dahil.

Anne Adayları Kışa Dikkat!

Transferi Erteleyebiliyoruz

Tüp bebek tedavisinde olanlar için de hastalık dönemi söz konusu olursa önerileriniz nelerdir?

Tüp bebek tedavi sürecinde grip olan hastalarımızın tedavi süreçlerinde özellikle transfer aşamasında erteleyebiliyoruz. Ateşi yüksek olan hastalarda bebeğin tutunma oranı düşüyor çünkü rahim kasılıyor. O yüzden ateş olduğu dönemde ateş düşürücülerin doktor tavsiyesi altına kullanılması gerekir. Gribin yumurta kalitesine ya da sperm kalitesine olumsuz etkisi gösterilmemiş. Sadece burada önemli ve tehlikeli olan; ateşin çıkması ve bu grip enfeksiyonunun akciğerlere ulaşmasıdır. Eğer akciğerlere bulaşan bir enfeksiyon varsa mutlaka öncelikle onun tedavisi yapıldıktan, antibiyotik tedavileri bittikten sonra tüp bebek tedavisine başlanması önerilir. Beslenme açısından da özellikle ‘Bu Tariflerle Gebe Kalınır’ kitabımda bağışıklık sistemi arttırabilmek için ceviz, badem, fındık, C vitamini içeren besinler bulunuyor. Onları da uygulayabilirler. (BSHA-Bilim Ve Sağlık Haber Ajansı)

İda Ultra Maraton 3-4 Aralık’ta Yapılacak

TÜRKİYE’NİN İLK KIŞ ULTRA MARATONU

 

Edremit Belediyesi’nin ev sahipliğinde Kazdağları’nda gerçekleşecek olan İda Ultra Maratonu’nun bu yıl 6’ncısı 3-4 Aralık tarihleri arasında yapılacak

 

Kazdağları’nda bir uçtan diğer uca 4 parkurda yarışacak olan 2000’e yakın sporcu 14 kilometrelik Köy Koşusu, 36 kilometrelik Run Zeus, 66 kilometrelik İda Half Ultra, 114 kilometrelik İda Ultra Maraton’da buluşacak. 24 saat içerisinde tamamlanması gereken en zor parkurlardan olan, Türkiye’nin ilk kış maratonu olma özelliği taşıyan maraton 3-4 Aralık tarihlerinde yapılacak.

 

Çanakkale Yeşilyurt Meydanı’ndan başlayacak olan maraton Edremit’in Güre Mahallesi’nde tamamlanacak. İda Ultra Maraton’a katılacak sporcular Kazdağları zirvesinde zorlu koşullarda yarışarak ter dökecek. Edremit Belediye Başkanı Selman Hasan Arslan, “Efsanelere konu olmuş bin pınarlı İda Dağı, yeşilin ve mavinin buluştuğu Kazdağları’nda yüzlerce sporcuya ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyuyoruz. Bu zor parkurlarda yarışacak sporculara başarılar diliyor, sakatlıksız ve sorunsuz bir etkinlik olması temennisiyle emeği geçenlere teşekkür ediyorum.” dedi.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Engelsiz Spor Coşkusu Kocaeli’de

Büyükşehir’in Dünya Engelliler Günü Engelsiz Spor Coşkusu Programı, 2 Aralık Cuma günü saat 10.30’da Atatürk Spor Salonunda düzenlenecek

 

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın ortaklaşa gerçekleştirdiği Dünya Engelliler Günü Engelsiz Spor Coşkusu Programı, 2 Aralık Cuma günü saat 10.30’da İzmit Atatürk Spor Salonunda düzenlenecek. 3 Aralık Dünya Engelliler günü münasebetiyle gerçekleşecek programda halk oyunları, eğlenceli atletizm, basketbol, karizma şov, izcilik etkinlikleri yer alacak. Gün boyu sürecek olan etkinliklere tüm haklımız davetlidir. 

 
 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı