Kategori arşivi: Sağlık

Her 15 Bebeğin Birinde Besin Alerjisi Var

Bebeklerde besin alerjisi konusunda bilgi veren Prof.Dr. Bülent Enis şekere, bebekleri bundan korumak için yapılması gerekenleri anlattı.

Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği (AİD) ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Alerji ve Astım Bilim Dalı önceki başkanı Prof. Dr. Bülent Enis Şekerel, çocukluk çağında sık görülen alerjiler hakkında bilgi verdi. Şekerel, yaşamın ilk yıllarında her 15 çocuktan birinde besin alerjisi görüldüğünü belirtti ve “Alerjik bünye ilk belirtisini yaşamın ilk yılında verir. O nedenle bebekleri besin alerjisinden korumak için ek besinlere gecikilmeden başlanması gerekir” dedi.

Alerji ve Bağışıklık Sistemi

Alerji, vücudun bağışıklık sisteminin zararsız bir besine veya toz parçacığına anormal ve aşırı tepki vermesi durumu olarak tanımlanır. Bu tepki, vücutta rahatsızlık ve hastalık belirtilerine neden olur. Atopik bünyeye sahip olan kişiler alerjiye daha yatkındır. Atopik bünye genellikle bebeklik döneminde atopik dermatit (egzama) ve besin alerjisi şeklinde kendini gösterir. Ancak yaş ilerledikçe solunum yoluyla vücuda giren polen, hayvan tüyleri, ev tozu akarı gibi maddelere karşı alerjiler de gelişebilir ve astım, alerjik nezle gibi hastalıklara yol açabilir. Prof. Dr. Bülent Emin Şekerel, Türkiye’de bebeklerin %15-20’sinde atopik dermatit görüldüğünü ve besin alerjisi sıklığının ise %5-7 arasında olduğunu belirtti. Şekerel, yaş ilerledikçe bazı besin alerjilerinin ortadan kaybolduğunu ancak fındık, ceviz, antep fıstığı, kaju fıstığı ve susam gibi alerjenlere karşı gelişen alerjilerin genellikle yaşam boyu devam ettiğini söyledi.

Çocukların Yüzde 10’unda Astım, Yüzde 25’nde Alerjik Nezle

Çocukluk döneminde polenler, ev tozu akarı, evcil hayvanlar ve küf gibi diğer alerjilerin ortaya çıkmaya başladığını ifade eden Şekerel, bu alerjilere astım ve alerjik nezle gibi hastalıkların eşlik ettiğini ve astımın çocukluk döneminde %10’a, alerjik nezlenin ise ergenlik döneminde %25 gibi bir sıklığa ulaştığını söyledi. Çocukluk ve yetişkinlik döneminin en yaygın alerjilerinin çayır polenleri, ev tozu akarları, kedi-köpek-at gibi hayvanlar, zeytin ve servi gibi ağaç polenleri, ot polenleri ve küfler olduğunu belirten Şekerel, Türkiye’de ergenlerin ve yetişkinlerin en az dörtte birinin bu maddelere karşı alerjisi olduğunu söyledi.

Alerjik Bünye Ne Demek ?

Alerjik bünyenin bebeklik döneminde kendini gösterdiğini belirten Şekerel, alerjilerin artışının değişen yaşam koşullarıyla ilişkilendirildiğini söyledi. Sezaryen doğumlar, anne sütünün az kullanılması, aşırı hijyenik yaşam, fazla antibiyotik kullanımı, endüstrileşme, batı tarzı yaşam biçiminin tercih edilmesi ve bebeklerde ek gıdaya geçişin geciktirilmesinin alerji artışına katkıda bulunduğunu belirtti. Şekerel, alerjilerin azaltılması için doğal yaşama geri dönüşün önemli olduğunu vurguladı. Alerjilerin tedavisinin, alerjenle karşılaşıldığında ortaya çıkan semptomları hafifletmeye yönelik olduğunu ifade eden Şekerel, “Bu nedenle alerjik hastalıklardan korunmanın ilk adımı, alerjenden kaçınmaktır” dedi. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)

8 Soruyu Yanıtlayın Uyku Apnesi Riskinizi Öğrenin !

Uyku Apnesi riskinizi öğrenin. Uyku Apnesi Türkiye’de 5 kişiden birini etkiliyor.

Uyku apnesi, ülkemizde her 5 kişiden birini etkileyen ve birçok kişinin farkında olmadan yaşadığı tehlikeli bir sağlık sorunudur. Nöroloji Uzmanı Dr. Mustafa Emir Tavşanlı, bu hastalığın hızla yayıldığını ve genç yaşlarda sıkça görüldüğünü vurguluyor. Uyku apnesi, uykusuzluktan sonra en sık rastlanan ikinci uyku hastalığıdır ve tedavi edilmezse yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürebilir, hatta ani ölümlere yol açabilir.

Uyku Apnesi riskinizi öğrenin. Uyku Apnesi Türkiye’de 5 kişiden birini etkiliyor.

Horlama, boğulur gibi uyanma, uykuda ara sıra nefesin kesilmesi, terleme, sabahları yorgun uyanma, baş ağrısı, gün boyu sinirlilik, odaklanma güçlüğü gibi sorunlar, uyku apnesinin belirtileridir. Bu belirtiler hastalığın şiddetine bağlı olarak değişebilir. Tavşanlı, özellikle son yıllarda obezitenin artışıyla birlikte, sağlıksız beslenme ve hareketsizlik nedeniyle uyku apnesinin genç yaşlarda daha sık görüldüğünü belirtiyor.

Risk Faktörleri Önemli

Dr. Tavşanlı, yapılan araştırmalara göre obezitenin tıkayıcı uyku apnesi için en önemli risk faktörü olduğunu ifade ediyor. Ayrıca, boyun yapısının kısa olması ve boğazda hava yolunun dar bir anatomik yapıya sahip olması da riski artırır. Tavşanlı, “Tıkayıcı uyku apnesi sırasında solunum kesintileri oksijen seviyelerinin düşmesine neden olur ve bu dokulara zarar verebilir. Aynı zamanda kan basıncında ani yükselmeler, kalp krizi ve inme riskini artırabilir” diyor.

Uyku Apnesi Testi

Tıkayıcı uyku apnesi riskini belirlemek için basit bir tarama testi kullanılabilir. İşte Dr. Tavşanlı tarafından hazırlanan 8 soruluk uyku apnesi testi:

  1. Yüksek sesle horlar mısınız? (Kapı kapalıyken bile duyulacak kadar)
  2. Gün içinde sık sık yorgun, bitkin veya uykulu hisseder misiniz?
  3. Uykunuzda nefesinizin durduğunu gören veya söyleyen biri oldu mu?
  4. Yüksek tansiyonunuz var mı veya tansiyon ilacı kullanıyor musunuz?
  5. Beden kitle indeksiniz 35 veya daha yüksek mi? (Kilo / Boy^2)
  6. Yaşınız 50 veya daha fazla mı?
  7. Boyun çevreniz geniş mi? (Erkekler için 43 cm, kadınlar için 41 cm veya daha fazla)
  8. Erkek misiniz?  (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)

Türkiye’de 8 Milyon Nadir Hastalıkla Uğraşan Hasta Var 

Uzmanlar, SMA ve diğer nadir hastalıklarda gebelik öncesi tanı çalışmaları hakkında bilgi verdi.

Türkiye Üreme Sağlığı ve İnfertilite Derneği (TSRM), Avrupa Birliği Nadir Hastalıklar Ortak Programı (EJP RD) tarafından desteklenen “Ağ Oluşturma Destek Programı 2022” kapsamında düzenlenen “Nadir Hastalıklarda Üreme Teknolojileri ile İlgili Farkındalık Yaratmak: Taramadan Tanıya” adlı etkinliği, 23-24 Eylül tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştirdi.

Proje Türkiye, Macaristan ve İspanya Ortaklığında Gerçekleşiyor

TSRM Başkanı Prof. Dr. Barış Ata, etkinlik hakkında şunları söyledi: “Türkiye, Macaristan ve İspanya’nın ortaklığında gerçekleşen bu proje, 30 bin Euro bütçe ile desteklenerek nadir hastalıklara sahip veya ailesinde bu tür hastalık geçmişi bulunan ebeveyn adayları, akademisyenler, sağlık profesyonelleri, devlet kurumları temsilcileri, üreme sağlığı ve genetik analiz sektörü temsilcileri, politika yapıcıları, geri ödeme politikalarını belirleyen kurumlar ve hasta derneklerinin katılımıyla gerçekleşti”  Etkinlik, nadir hastalıklarla ilgili üreme genetiği konularında bilgi paylaşımını artırmayı, üreme teknolojilerinin bilimsel ve klinik durumu hakkında farkındalık yaratmayı ve tüm paydaşlar için gerçek yaşam deneyimlerinden öğrenme fırsatı sunmayı amaçladı.

Reprodüktif Genetik Özel İlgi Grubu Koordinatörü Doç. Dr. Evrim Ünsal, dünya genelinde yaklaşık 400 milyon kişiyi etkileyen 7,000’den fazla nadir hastalığın bulunduğunu ifade etti.

“Nadir Hastalıkların Yüzde 80’i Genetik Kökenli”

Prof. Dr. Ata, “Taramadan Tanıya” yaklaşımının ele alındığı etkinlikte, ülkemizde akraba evlilikleri nedeniyle yaygın görülen bu hastalıkların halk sağlığı açısından taraması, etkin tanısı, tedavi seçeneklerinin geliştirilmesi ve sağlıklı gelecek nesillerin oluşturulması amacıyla, güncel teknolojilerle hastalıkların eradikasyonuna yönelik bir rapor hazırlandığını belirtti. Nadir hastalıkların yüzde 80’inin genetik kökenli olduğunu vurgulayan TSRM Reprodüktif Genetik Özel İlgi Grubu Koordinatörü Doç. Dr. Evrim Ünsal, dünya genelinde yaklaşık 400 milyon kişiyi etkileyen 7,000’den fazla nadir hastalığın bulunduğunu ifade etti. Nadir hastalığı olan çocukların yüzde 30’unun beş yaşına ulaşamadığını, yüzde 35’inin bir yaşına kadar yaşadığını belirten Doç. Dr. Ünsal, bu hastalıkların genellikle genetik temelli olduğunu ve akraba evliliği yapan çiftlerde daha sık görüldüğünü söyledi.

Türkiye’de 8 Milyon Nadir Hastalıkla Uğraşan Hasta Var

Üreme genetiği teknolojileri arasında önemli bir yere sahip olan Preimplantasyon Genetik Test (PGT) ile SMA, Beta Talasemi, DMD, Kistik Fibrozis gibi tüm nadir hastalıkların tespit edilebildiğini ifade eden Doç. Dr. Ünsal, bu yöntemle sadece sağlıklı embriyoların seçilerek sağlıklı gebeliklerin başlatılabileceğini belirtti. Sağlık Bakanlığı’nın bu alandaki çalışmaları desteklediğini ve hastalıkların eradike edilmesine katkı sağladığını vurguladı. Türkiye’de 6-8 milyon kişinin nadir hastalıklarla mücadele ettiğini söyleyen Doç. Dr. Ünsal, tedavisi olmayan birçok genetik hastalık bulunduğunu ve bu hastalar için “yetim ilaçlar” denilen, nadir hastalıkları tedavi etmeyi amaçlayan ilaçların kullanıldığını ifade etti. Sağlık hakkının temel bir insan hakkı olduğunu ve bu kapsamda sağlıklı nesillerin oluşturulması ve genetik hastalıkların önlenmesine yönelik çalışmaların büyük önem taşıdığını belirtti. Son olarak, PGT uygulamalarının daha geniş bir hastalık yelpazesini kapsaması gerektiğini ve nadir hastalıkların tanısı ve tedavisi için kaynak ayrılmasının önemine değinildi. Prof. Dr. Barış Ata, bu alanda yapılan araştırma ve üretim projelerine destek sağlanması gerektiğini ve nadir hastalıkların halk sağlığı taramaları kapsamında değerlendirilmesinin önemine vurgu yaptı”

Yazılı Sınavlar Örnek Soru Kitapçığı Yayınlandı

Millî Eğitim Bakanlığınca, resmî ve özel ortaokul ile liselerde okul genelinde yapılacak yazılı sınavlara yönelik örnek soru kitapçıkları ve açıklamalar yayımlandı.

Millî Eğitim Bakanlığı, 9 Eylül 2023’te yürürlüğe giren Ölçme ve Değerlendirme Yönetmeliği’ne göre gerçekleştirilecek yazılı sınavlar öncesinde örnek konu soru dağılım tablolarını hazırlayıp, geçtiğimiz günlerde okullara duyurmuştu. Bakanlık bu kez, okullarda öğretmenler tarafından uygulanacak ortak yazılı sınav ve birden fazla şubede okutulmadığı için ortak yapılamayacak sınavlara yönelik daha önce yayımlanan konu soru dağılım tablolarına uygun örnek soru kitapçıkları ve açıklamaları yayımladı. Buna göre eğitim kurumu sınıf/alan zümreleri, kendi il sınıf/alan zümrelerince hazırlanan konu soru dağılım tablolarına göre söz konusu örneklerde yer alan soru şekillerine uygun sınav sorularını hazırlayacaklar. Yayımlanan örnek soru kitapçıkları öğretmenlere sınav uygulamalarında rehber niteliği taşırken örnek sorular, ilgili Yönetmelik’te yer alan “… tüm sınavlar cevaplarını öğrencilerin oluşturduğu…” ifadesinin öğrenciler tarafından daha net olarak anlaşılması amacıyla hazırlandı. Bakanlık, “Tablo açıklamaları ve örnek soru kitapçıklarına https://odsgm.meb.gov.tr/ sayfasından ulaşılabilir” açıklamasında bulundu. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)

“Her Yıl Türkiye’de 6 Binden Fazla Bebeğe Serabral Palsi Tanısı Konuyor”

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, İstanbul Metin Sabancı Bakım, Rehabilitasyon ve Aile Danışma Merkezi’ni ziyaret ederek serebral palsi hastası gençlerle buluştu.

“Yaşam Kalitesini Yükseltmek Temel Amacımız”

Bakan Göktaş, programda serebral palsili bireylerin müzik dinletisini izledi ve yaptığı konuşmada, bakanlığın temel amacının tüm vatandaşların yaşam kalitesini yükseltmek olduğunu vurguladı. Engelli bireylerin kendi potansiyellerini gerçekleştirmelerine ve topluma katkı sağlamalarına destek verdiklerini ifade etti. Bakan Göktaş, bakanlık olarak engelli bireylerin sanattan spora, çalışma hayatından ticarete kadar her alanda daha görünür olmaları için kaynakları seferber ettiklerini belirtti. Her yıl Türkiye’de 6 binden fazla bebeğe serebral palsi tanısı konulduğunu hatırlattı. Serebral palsi gibi nörogelişimsel bozukluklarda erken teşhisin büyük önem taşıdığını vurgulayan Bakan Göktaş, erken tanının hastaların daha erken fizyoterapi ve diğer tedavi seçeneklerine erişmesine yardımcı olduğunu söyledi. Ayrıca, erken teşhisin ailelere rehberlik ve destek sağladığını, tedavi sürecine daha bilinçli ve hazır bir şekilde girmelerine yardımcı olduğunu ekledi.

“Her Yıl Türkiye’de 6 Binden Fazla Bebeğe Serabral Palsi Tanısı Konuyor”

“Grup Faaliyetleri ve Sosyal Aktiviteler Önemli”

Bakan Göktaş, paydaşlarla ortak projeler yürüttüklerini ve serebral palsili bireylerin özel gereksinimlerini anlayarak kapsayıcı hizmetler ve çalışmalarla hayatlarına dokunmayı sürdürdüklerini belirtti. Serebral palsili bireylerin her alanda var olmalarını sağlamak için çalıştıklarını vurguladı. Bakım merkezlerinde, bireylerin yeteneklerini geliştirmek için sosyal hayata uyum sağlamaya yönelik grup faaliyetleri ve sosyal aktivitelere önem verdiklerini ifade etti. İstanbul Metin Sabancı Bakım, Rehabilitasyon ve Aile Danışma Merkezi’nde seramik, müzik, kukla ve çini atölyeleri ile Bocce kulübü gibi aktivitelerin bulunduğunu belirten Bakan Göktaş, bu atölyelerin üretim ve sosyal etkileşim fırsatları sunduğunu açıkladı. Engelli bireylere ve ailelerine yönelik hizmetlerin herkesi kucaklayan bir yaklaşımla sunulmaya devam edeceğini belirten Bakan Göktaş, her türlü işbirliğine açık olduklarını da sözlerine ekledi. Bakan Göktaş, daha sonra serebral palsili bireylerin el işi ürünlerinin sergilendiği alanda gezinti yaptı.

Engelsiz Yaşam Merkezi Ziyareti

Daha sonra Bakan Göktaş, Üsküdar’daki Engelsiz Yaşam Merkezi’ni ziyaret ederek engelli bireylerle buluştu. Bakan Göktaş, merkezde yer alan ebru atölyesi, filografi atölyesi, el sanatları atölyesi ve bakım onarım atölyesini ziyaret etti. Merkezde çalışan doktorlarla görüşerek merkezin çalışmalarına ilişkin bilgi aldı. Kursiyerlerin halk oyunları gösterilerini izledi. Bakan Göktaş, Üsküdar Altunizade’deki Tebessüm Kahvesi’ni ziyaret etti. Burada Down sendromlu gençlerle sohbet etti ve bir genç için doğum günü kutlaması yaptı. Gençlere futbol takımlarının imzalı formalarını hediye etti. Son olarak, İkinci Bahar Emekliler Kahvesi’ni ziyaret eden Bakan Göktaş, burada da emeklilerle bir araya geldi ve sohbet etti. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)

KKTC ve Türkiye, Eğitim Alanında Güçlü İlişkiler Kuruyor

Son yıllarda yavru vatan KKTC ile Türkiye arasındaki güçbirliği çalışmaları giderek hızlanırken, MEB ile KKTC arasında işbirliği protokolü imzalandı.

Dünya Koşullarında Nesiller Yetiştirmeyi Hedefliyoruz

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin başkenti Lefkoşa’da bulunan Türkiye Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, KKTC Millî Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu ile gerçekleştirdiği ziyarette, iki ülkenin eğitim alanındaki iş birliğini güçlendirmek amacıyla önemli bir adım attı. Ziyaret kapsamında, eğitim konularında deneyimlerin paylaşılmasını ve iş birliğini artırmayı hedefleyen bir protokol imzalandı. Gazetecilere açıklamalarda bulunan Türkiye Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, bu ziyaretin Kıbrıs ile Anadolu arasındaki derin bağın gelecek kuşaklara aktarılması amacını taşıdığını belirtti. Tekin, “Hem mirasa sahip çıkacak hem de dünya koşullarında rekabet edecek nesiller yetiştirmenin önemine işaret ediyoruz. Bu coğrafyayı emanet eden ataların mirasına sahip çıkmak ve sonraki kuşakların da aynı fedakarlıkla sahip çıkmalarını temin etmek, öğretmen ve idarecilerce sağlanabilir.” dedi.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin başkenti Lefkoşa’da bulunan Türkiye Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, KKTC Millî Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu ile gerçekleştirdiği ziyarette, iki ülkenin eğitim alanındaki iş birliğini güçlendirmek amacıyla önemli bir adım attı.

“Biz Kendimizi Daima Türk Milletinin Bir Parçası Olarak Görüyoruz”

KKTC Millî Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu ise geleneklerine bağlı kalarak Kıbrıs Türk halkının Anadolu ile olan kopmayan bağlarını vurguladı. “Biz kendimizi daima büyük Türk milletinin bir parçası olarak görüyoruz.” ifadelerini kullandı. Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı ile sıkı iş birliği içinde olduklarını ve Türkiye’nin KKTC’ye teknoloji, hizmet içi eğitim ve altyapı gibi birçok alanda destek sağladığını belirtti. Ziyarette, Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu’nun yanı sıra Bakan Yardımcısı Nazif Yılmaz, Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürü Tuba Korkmaz, Destek Hizmetleri Genel Müdürü Ömür Karakullukçu, Personel Genel Müdürü Bülent Çiftçi ve Din Öğretimi Genel Müdürü Ahmet İşleyen de hazır bulundu. Protokol imza töreninin ardından, heyetler arası bir görüşme gerçekleştirildi. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)

Hemşireye Şiddet Uygulayan Firari Aranıyor !

Şanlıurfa Balıklıgöl Devlet Hastanesinde erkek hemşireye görevinde şiddet uygulayan kişi hakkında tutuklama kararı çıktı. Firardaki saldırgan aranıyor.

Son Dakika…Şanlıurfa’daki şiddet olayı hakkındaki gelişmeyi Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, duyurdu. Bakan Koca, “Balıklıgöl Devlet Hastanesi Acil Servisinde görevli erkek hemşire arkadaşımıza şiddet uygulayan, önce hakkında tutuksuz yargılama kararı verilen saldırgan hakkında, savcılığın TUTUKLU YARGILAMA talebi üzerine bu yönde karar çıkmıştır. Şu an firari olan saldırgan aranmaktadır. En kısa zamanda cezasını çekmeye başlayacağına inanıyoruz” dedi. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)

Genç Sağlık Sendikası, Mobbing ve Şiddet Mağduru Sağlık Çalışanlarına Ücretsiz Hukuki Destek Verecek 

Genç Sağlık Sendikası sağlık çalışanlarının haklarını korumak için önemli bir adım daha attı. 

Maalesef ülkemizin özellikle son yıllardaki kanayan yarası olan ve yaşanan kayıplarla birlikte herkesi derinden üzen sağlıkta mobbing ve şiddet olayları gün geçtikçe artmaktadır. Kutsal bir kamu hizmeti veren sağlık çalışanları bu olaylardan bedenen ve ruhen olumsuz etkilenmektedir. Zorlu çalışma şartları ve artan şiddet olayları sağlık çalışanlarının güvenliğini tehdit etmektedir. Geçtiğimiz günlerde TBMM ziyaretiyle ses getiren Genç Sağlık Sendikası, Türkiye genelinde sağlık sektöründe faaliyet gösteren tüm sağlık çalışanlarına destek olmak amacıyla önemli bir adım daha attı. Genç Sağlık Sendikası Genel Başkanı Osman Kaya, mobbing ve şiddete uğrayan tüm sağlık çalışanlarına ücretsiz hukuki destek sağlayacaklarını duyurdu. Bu adım, sağlık çalışanlarının haklarını korumak ve sağlık kuruluşlarında daha güvenli bir ortamın oluşturulmasına katkı sağlamak amacıyla atılan önemli bir adım olarak dikkat çekiyor. 

Kaya, “Sağlık çalışanlarının, toplum sağlığını koruma görevini yerine getirirken öncelikle kendilerini güvende hissetmeleri gerekiyor” dedi.

Mobbing ve Şiddet Olayları Artık Son Bulmalı 

Genç Sağlık Sendikası Başkanı Osman Kaya, yaptığı açıklamada, sağlık çalışanlarının hizmet verdikleri tüm alanlarda maruz kaldıkları mobbing ve şiddet olaylarının artık son bulması gerektiğine vurgu yaptı. Kaya, “Sağlık çalışanlarının, toplum sağlığını koruma görevini yerine getirirken öncelikle kendilerini güvende hissetmeleri gerekiyor. Mobbing ve şiddet, sağlık çalışanları için kabul edilemez bir durum. Biz de Genç Sağlık Sendikası olarak, üyelerimiz ve tüm sağlık çalışanları için bir adım atmaya karar verdik” dedi. Sendika Başkanı Osman Kaya, Genç Sağlık Sendikası üyelerinin yanı sıra ”sendika ayrımı yapmaksızın” tüm sağlık çalışanlarının mobbing ve şiddet mağdurlarına ücretsiz hukuki destek sağlanacağını belirtti. Bu destek kapsamında, avukatlar tarafından sağlık çalışanlarına hukuki danışmanlık ve gerektiğinde dava süreçlerinde destek sağlanacak. Osman Kaya, açıklamasının devamında, “Sağlık çalışanları, toplumun sağlığını korumak adına fedakarca çalışıyorlar. Onların haklarını korumak, mobbing ve şiddete uğrayan her sağlık çalışanına destek olmak bizim başlıca görevimizdir. Onların yanında olacak ve haklarını savunacak bir avukat ekibi oluşturduk. Sendika ayrımı yapmaksızın her sağlık çalışanı, bu hizmetten yararlanabilir” dedi. Ücretsiz hukuki destek hizmeti, Genç Sağlık Sendikasına başvurular doğrultusunda sağlanacak. Sağlık çalışanları, mobbing veya şiddet mağduru olduklarını düşündüklerinde, sendika ile iletişime geçerek bu hizmetten yararlanabilecekler. Genç Sağlık Sendikası yetkilileri, sağlıkta mobbing ve şiddet son bulana kadar, sağlık çalışanlarının haklarını korumak ve daha güvenli bir çalışma ortamı sağlamak için sendika olarak, gereken adımları atmaya devam edeceklerini vurguladı. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı) 

Dünyada ilk defa İnsansız Deniz Aracı ve İHA Müşterek Operasyon !

Dünyada ilk defa İnsansız Deniz Aracı  ile İHA müşterek operasyonu ile sürü konseptinde saldırı yapıldı!

ASELSAN tarafından yerli ve millî imkânlarla geliştirilen ve su üzerinde yüksek hızla ilerleyerek içerdiği patlayıcının düşman hedeflerine çarparak patlatılmasını sağlayan Kamikaze İDA Albatros için Mersin’de test atışı gerçekleştirildi. Test kapsamında, 8’li sürü hâlinde hareket edebilen Albatros, hedef gemiye yönelik saldırı gerçekleştirdi. Üzerinde ROKETSAN’a ait mühimmat bulunan Albatros Kamikaze İDA sürüsünden biri, hedef gemiye çarparak patladı. Başarıyla tamamlanan test atışı sonucunda 22 metrelik hedef gemi dakikalar içinde sulara gömüldü.

Dünyada ilk defa İnsansız Deniz Aracı  ile İHA müşterek operasyonu ile sürü konseptinde saldırı yapıldı!

İnsansız Deniz Araçları

Atışlı testte Deniz Kuvvetleri Komutanlığımıza bağlı Bayraktar TB2 İHA da görev aldı. Uygulanan senaryo kapsamında Bayraktar TB2 tarafından tespit edilen hedefe, insansız deniz araçları yönlendirildi. Böylelikle dünyada ilk defa İDA-İHA müşterek operasyonu ile İDA sürüsü kamikaze saldırı konsepti gösterilmiş oldu.  Mersin açıklarındaki test; Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanı Haluk Görgün ile ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol ve diğer yetkililer tarafından Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Karargâhında anbean takip edildi. Çevreye zarar vermemek için test öncesinde hedef gemi yıkanarak  yakıt ve yağ gibi kirlilik içerecek unsurlardan arındırıldı. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)

Kaynak : Milli Savunma Bakanlığı

Sağlıkta Şiddete En Ağır Cezalar Verilmeli !

Körfez İlçesin de Fatih Aile Sağlığı Merkezinde görev yapan Sağlık Çalışanlarına karşı yapılan saldırı (şiddet ) nedeniyle Türk Sağlık Sen Kocaeli Şube Başkanı Ömer Çeker açıklama yaptı.

Boğulma Tehlikesi Geçirerek Bayıldı

Salgın döneminde şifa dağıtmak için tüm gücüyle hizmet üreten sağlık çalışanlarına saldırılar bitmek bilmiyor. Şiddetin vahşete dönüştüğünü, insanlıktan çıkmış zorbaların histerik bir halde vahşice sağlık çalışanlarının canına kast ettiğini görüyoruz. Bu tür vahşetlerden birisi de Körfez İlçesinde Faaliyet gösteren Körfez Fatih Aile Sağlığı Merkezinde bu gün saat 14.45 civarlarında gerçekleşti. Hasta ve hasta yakınları nedeni belli olmayan bir şekilde Üç hekimi darp etti. Darp edilme esnasında hekimlerimizden birinin boğazı sıkıldığı için boğulma tehlikesi geçirerek bayıldı.

Şehir Hastanelerine Sevk Edildiler

Hekimlerden biri körfez Devlet Hastanesinde diğer, iki Hekime ise ilk müdahale Derince Eğitim Araştırma hastanesinde yapıldı. Derince Eğitim Araştırma hastanesin de yapılan ilk müdahaleden sonra İki hekimin tedavileri yapılmak üzere Kocaeli Şehir Hastanesine sevk edildiler. Aile Hekimlerimizin bundan sonraki tedavileri Şehir Hastanesinde yapılacaktır. Hekimlerimizin vücutlarının çeşitli bölgelerinde darp izleri, yara. Diş ısırıkları ve morluklar tespit edilmiştir. Bu gün yaşanan üzücü olayda sağlık hizmeti sunan hekimlerimizde veya diğer personelden her hangi biri telafisi mümkün olmayan bir şekilde büyük zaralar görebilirdi.

Bu Saldırının Sorumlusu Kim Olacak ?

O zaman bu saldırının sorumlusu kim olacaktı.? Şu günlerde bu yaşananları görünce söylenecek sözlerin bile anlamı kalmıyor. Sağlıkta şiddetin sonu anında hapis olmadığı sürece bu vahşetinde sonu gelmez, azalmaz. Geçtiğimiz yıl TBMM’de sağlıkta şiddete yönelik bir düzenleme hayata geçmiştir ama görülüyor ki, bu düzenleme uygulamada hayata geçmemiş, düzenlemenin yaptırımları hissettirilememiştir. Ancak şiddet uygulayan canilerin salıverildikten sonra oluşan kamuoyu tepkisi nedeniyle tekrar tutuklandıklarına şahit olmaktayız. Bu nedenle sağlık kurum ve kuruluşlarının sıfır toleranslı alan ilan edilmesi önerimiz süratle hayata geçirilmelidir.

Hapis Cezası İle Cezalandırılması Gerekir

Buradaki herhangi bir suçun ertelemesi, paraya çevrilmesi imkansız hale getirilerek hapis cezası ile cezalandırılması gereklidir. Salgın sürecinde bile böylesine korkunç olayların yaşanması yaptırımların ne kadar ağır olması, tedbirlerin en üst seviyede alınması gerektiğini göstermektedir.Sıfır toleranslı alan uygulaması dışında İstinasız tutuklu yargılama ve şiddet uygulayanlara acil haller dışında kamu sağlık hizmetinin belirli bir süre ücretli verilmesi gibi önlemler acilen hayata geçmelidir.Aksi takdirde ne yazık ki şiddetin önlenmesi mümkün değildir. Sağlık çalışanlarının yaşadıklarına bir son verilmesinin başka bir çaresi yoktur. Sağlık çalışanları şiddet sarmalından bir an önce kurtarılmalıdır.

Şiddet Olayının Takipçisi Olacağız

Kınamakla, unutmakla ve münferit bir olay gibi görmekle bu şiddetin ne sonu gelir ne de çalışan kendini güvende hisseder. Hastaları hayata tutunmaya çalışırken kendi hayatını kaybetme endişesi yaşamalarına sağlık çalışanlarının artık tahammül edecek sabrı kalmamıştır. Bu nedenle bir kez daha vurguluyoruz; sağlıkta şiddette kesin çözüm için en kısa sürede somut adım atılmalı, en ağır cezalar verilmelidir. Türk Sağlık Sen olarak konunun takipçisi olacağız. Olayın yaşandığı saatten sonra Devletimizi temsil eden kamu İdarecilerinin olayla ilgili göstermiş oldukları hassasiyetten ve darp edilen hekimlerimizin yanında olmalarında dolayı kendilerine teşekkür ederiz.  (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)