Kategori arşivi: Sağlık

Böbreklerde Bir Sorun Olduğu Nasıl Anlaşılır?

Böbrekler karnın arkasında, sırta yakın, omurganın her iki tarafında da bulunan vücuttaki en önemli boşaltım sistemi organlarından biridir. Kandaki atıkların, zararlı maddelerin ve fazla sıvının vücuttan atılmasında görev alır. Böbreklerin diğer bir görevide  kan basıncının düzenlenmesi ve yeni kan hücrelerinin üretilmesinde görev alır. Dolayısıyla böbrek sağlığına önem vermeli ve rutin kontrolleri aksatılmaması gerekmektedir.

Böbrek Hastalıkları Nedir?

Böbreklerde diğer hayati organlarımız gibi hasta olabilmekte, fonksiyonları kaybedebilmektedir. En çok karşılaşılan böbrek hastalıkları ise kronik ve akut böbrek hastalığı, böbrek taşları, idrar yolu enfeksiyonlarıdır.

Böbrek Sorunlarından Nasıl Korunuruz?

Böbrek hastalıkları genellikle kendilerini ilk evrelerde belli etmezler, hastalığın son evrelerine doğru birtakım belirtiler ile ortaya çıkarlar. Bu belirtiler ise kişiden kişiye değişmektedir.  Bu belirtiler; halsizlik, yorgunluk,mide bulantısı ve kusma,sık idrara çıkma, idrarın renginde koyulaşma ve idrarda kan görülmesi, bel ağrısı, kan basıncının yükselmesi gibi belirtilerdir.

Dolayısıyla böbrek sağlığımızı korumaya özen göstermeli ve bazı alışkanlıkları hayatımızın rutini haline getirmemiz gerekir. Tuz ve şeker tüketimine dikkat etmek, fast food yerine ev yemeklerini tercih etmek, işlenmiş gıdaları tüketmemek, doktor kontrolü olmadan bilinçsiz bir şekilde ilaç kullanmamak, bilinçsiz bitkisel ilaç veya ürünler kullanmamak, sigara ve alkol kullanmamak, günlük 1.5, 2 litre su içmek, kilo kontrolünü sağlamak ve en önemlisi rutin kontrolleri aksatmamak böbrek hastalıklarının önüne geçmek için çok önemlidir.

Egzersiz Yapmak Böbrek Hastalıklarına İyi Gelir mi?

Düzenli egzersiz yapmak her yaştan insanın sağlığı için oldukça önem arz etmektedir.  Böbrek hastalarının da düzenli egzersiz yapması, sağlıkları için son derece önemlidir. Yapılan egzersizler kaslara ve dokulara kan akışını arttırır, kilo kontrolünü sağlar ve  kan şekerini düzenler. Dolayısıyla yaşam kalitelerini de destekleyici bir etkisi bulunmaktadır.

Dikkat edilmesi gereken nokta doktorların uygun gördüğü böbrek egzersizleri yapmaktır. Doktor kontrolü olmaksızın uygun olmayan şartlarda ve uygun olmayan bir takım böbrek egzersizleri yapmak böbreklere zarar verebilmekte,  kramp ve ağrılara sebep olabilmektedir. Dolayısıyla hastanın, doktor kontrolünde  eğer mümkünse haftada 3-5 defa egzersiz yapılması önerilmektedir.

 

 

Şifa Kaynağı Ihlamurun 5 Önemli Faydası

 

 

Çiçekleri ve yaprakları demlenerek hazırlanan ıhlamur, yüzyıllardır öksürük ve soğuk algınlığı tedavisinde yaygın bir şekilde kullanılıyor. Ihlamur çayı, içindeki aktif maddeler sayesinde içildiğinde vücut ısısını yükselterek terlemeyi artırmaya yardımcı oluyor. Sakinleştirici etkisi nedeniyle kalp çarpıntısını ve yüksek tansiyonun etkilerini azaltıyor, çiçeklerinin epilepsi tedavisini desteklediğine inanılıyor. Memorial Kayseri Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Uz. Dyt. Betül Merd, soğuk günlerin sıcak içeceği ıhlamur ile ilgili bilgi verdi.

 

Ihlamur çiçeği kafein içeriyor

Ihlamur, kuzey yarımküreye özgü ebegümeci familyasına mensup dünyada yaklaşık 30 türü bulunan, yapraklarını döken, asimetrik yaprakları ile dikkat çeken bir ağaçtır. Tilia cinsine ait ağaçların ortak adı olan ıhlamur, güzel kokulu krem ​​renkli çiçekleriyle bilinmektedir. Şaşırtıcı bir şekilde ıhlamur çiçeği aynı zamanda kafein de içermektedir. Ancak bir fincanda 226 mikrogramdan (0,226 miligram) fazla kafein olmadığı için uyku sürecini olumsuz etkilemesi çok mümkün görünmemektedir. Orta Çağ’dan bu yana ıhlamur ağacının çiçekleri terlemeyi artırmak için kullanılmıştır.

 

Terlemeyi başlatarak etsini gösteriyor

Ihlamur, ateşli soğuk algınlığı ile enfeksiyonlarda terlemeyi başlatmak, burun tıkanıklığını azaltmak ve boğaz tahrişi ile öksürüğü hafifletmek için kullanılmıştır. Ihlamurun sakinleştirici etkisi de bulunmaktadır. Ancak ıhlamurun bu etkilerini kanıtlayacak klinik bilgi bulunmamaktadır. Yüzyıllardır kullanılan ıhlamurun bilinen etkileri tecrübeyle sabittir.

 

  1. Soğuk algınlığı semptomlarını azaltır. Ihlamur; nezle ile virüs kaynaklı grip, Covid gibi hastalıkların seyrinde ortaya çıkan kuru öksürüğe iyi gelir.
  2. Kaygıyı azaltır, kan basıncını düşürür.
  3. Migren ya da sinirsel gerginlik ile yutma güçlüğü ve çeşitli spazm türlerinin olumsuz etkilerine karşı etkilidir.
  4. Karaciğer ve safra kesesi bozuklukları ile ishal tedavisinde kullanılır.
  5. Ihlamur çiçeğinin, idrar ve balgam söktürücü özelliği de bulunmaktadır.

 

Kalp hastaları aşırı tüketmemeli

Ihlamurun çeşitli dozaj formları bulunmaktadır. Ancak belirli bir dozajı destekleyen yeni klinik çalışmalar yapılmamıştır. Bitki çaylarının kullanımına yönelik görüşlere göre günde 2-4 gramdan fazla ıhlamur tüketilmemesi gerekmektedir. Yapılan araştırmalarda kalp hastalığı öyküsü olan hastaların ıhlamuru aşırı miktarda tüketmemesi gerektiği sonucu da ortaya çıkmıştır.

 

Ihlamur çayı nasıl hazırlanmalı?

Ihlamur çiçeği ya da yapraklarının 2-3 çay kaşığı bir bardak sıcak suda 15 dakika demlenmesi uygun olacaktır. Günde birkaç bardak içilmesi tavsiye edilir. Beklenen etkiye göre ıhlamur çayı yemeklerden önce ya da sonra sıcak veya soğuk olarak içilebilir. Çocuklar, hamile ve emziren kadınların ıhlamur çayını 1-2 fincanı geçmemek koşuluyla tüketmesi uygundur. Ancak tüketimi konusunda bir uzman hekime kesinlikle danışılmalıdır. Ihlamur çayı diüretiktir yani idrar söktürücüdür, başka bir diüretik ile birlikte tüketilmesi vücutta sıvı kaybını artıracağından tek başına tüketimi daha uygundur.

 

 

Gece kâbus görmek, Gündüz korkularla başa çıkmakta faydalı olabilir!

Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Cemil Çelik konu hakkında bilgiler verdi. 

Kabuslar, uyku sırasında sıkıntı verici deneyimler olsa da, bireylerin gündüz korkuları ve endişeleriyle başa çıkmalarına yardımcı olmak için gerçekten bir amaca hizmet edebilir. Genellikle kişinin uyanık yaşamında karşılaşabileceği duyguları, stresi veya travmatik olayları yansıtır ve işlerler. “Nightmares and Stressful Life Events in a Community Sample of Adolescents” adlı bir çalışmada, ergenlik dönemindeki gençlerde kabusların, stresli yaşam olaylarıyla ilişkili olduğu ve kabusların stresle başa çıkma sürecinde bir rol oynayabileceği öne sürülmüştür.

İşte kabusların gündüz korkularıyla başa çıkmak için yararlı olabileceği düşünülen birkaç yol: 

Duygusal İşleme: Kabuslar, beynin yoğun duyguları, korkuları veya travmatik deneyimleri işlemesi ve bunlarla başa çıkması için bir yol olarak işlev görebilir. Bu duyguları işlemek ve özümsemek için bir mekanizma görevi görürler ve potansiyel olarak gündüz anksiyetesi üzerindeki etkilerini azaltırlar.

Hayatta Kalma Mekanizması: Kabuslar tehdit edici durumları simüle edebilir ve beynin uyku sırasında korku uyandıran senaryolara yanıt verme pratiği yapmasını sağlayabilir. Bu pratik, bireylerin uyanık yaşamda benzer durumlara hazırlanmasına veya bunlarla başa çıkmasına yardımcı olabilir.

Problem Çözme: Bazen kabuslar gerçek hayattaki sorunlara sembolik temsiller veya yaratıcı çözümler sunabilir. Kabusların içeriğini analiz etmek, altta yatan korkulara veya çözülmemiş sorunlara ilişkin içgörüler sağlayabilir ve potansiyel olarak gün içinde sorun çözmeye yardımcı olabilir.

Artan Farkındalık: Kabus görmek, bireylerin bilinçli olarak fark edemeyebilecekleri altta yatan korku veya endişelere ilişkin farkındalığı artırabilir. Bu artan farkındalık, bireyleri yardım aramaya, çözülmemiş sorunları ele almaya veya gündüz kaygılarını hafifletmek için değişiklikler yapmaya sevk edebilir.

Bununla birlikte, kabuslar korkularla başa çıkmada bazı faydalar sağlayabilirken, ısrarcı, şiddetli veya tekrarlayan kabusların da sıkıntı verici olabileceğini ve uyku düzenini bozarak genel refahı ve ruh sağlığını etkileyebileceğini unutmamak önemlidir.

 

Keçi Peyniri Faydaları Nelerdir? 

 

Uzman Diyetisyen Elif Bilgin Baş konu hakkında bilgiler verdi. 

Chèvre olarak da bilinen keçi peyniri, keçi sütünden yapılan popüler bir peynirdir. Dengeli bir diyetin parçası olarak tüketildiğinde çeşitli potansiyel faydalar sunar. İşte keçi peynirinin potansiyel faydalarından bazıları:

Besin açısından zengindir: Keçi peyniri kalsiyum, protein, fosfor ve D vitamini gibi temel besinlerin iyi bir kaynağıdır. Bu besinler güçlü kemiklerin ve genel sağlığın korunması için önemlidir.

Yağ ve kalori oranı daha düşüktür: Keçi peyniri, bazı inek sütü peynirlerine kıyasla genellikle daha düşük yağ ve kaloriye sahiptir, bu da onu kalori ve yağ alımını azaltmak isteyenler için iyi bir seçenek haline getirir.

Sindirimi daha kolaydır: Laktoza veya inek sütü proteinlerine karşı hassas olan bazı kişiler keçi peynirinin sindirimini daha kolay bulur. İnek sütüne kıyasla daha az laktoz ve farklı proteinler içerir, bu da laktoz intoleransı veya süt ürünleri hassasiyeti olan bireyler için daha uygun olabilir.

Vitamin ve mineraller açısından zengindir: Keçi peyniri, B2 vitamini (riboflavin), A vitamini ve potasyum ve magnezyum gibi önemli mineraller de dahil olmak üzere çeşitli vitamin ve mineraller içerir.

Kalp sağlığına faydalı yağlar: Keçi peyniri yağ içermekle birlikte, yağın önemli bir kısmı kalp için sağlıklı doymamış yağlardan, özellikle de tekli doymamış yağlardan oluşur. Bu yağlar ölçülü tüketildiğinde kalp sağlığı üzerinde olumlu etkilere sahip olabilir.

Protein kaynağıdır: Keçi peyniri, kas bakımı, onarımı ve genel vücut fonksiyonu için gerekli olan yüksek kaliteli proteinin iyi bir kaynağıdır.

Potansiyel probiyotikler: Bazı keçi peyniri çeşitleri, özellikle de geleneksel fermantasyon yöntemleri kullanılarak yapılanlar, bağırsak sağlığını destekleyebilecek faydalı probiyotik bakteriler içerebilir.

Alerjen alternatifi: İnek sütü alerjisi olan kişiler için keçi peyniri, farklı proteinlere sahip olan ve alerjik reaksiyonları tetikleme olasılığı daha düşük olan keçi sütünden yapıldığı için uygun bir alternatif olabilir.

Eşsiz tatlar ve dokular: Keçi peyniri, kremalı chèvre’den yıllanmış çeşitlere kadar çeşitli formlarda gelir. Farklı tatları ve dokuları diyetinize çeşitlilik katabilir ve yemeklerin lezzetini artırabilir.

Keçi peyniri bu potansiyel faydaları sunarken, bireysel tepkilerin değişebileceğini unutmamak önemlidir. Bazı insanların keçi peynirine karşı intoleransı veya alerjisi olabilir, bu nedenle diyetinize dahil ederken kişisel diyet ihtiyaçlarınızı ve tercihlerinizi göz önünde bulundurmanız çok önemlidir.

Ek Öğretmen Ataması Yapıldı

Millî Eğitim Bakanlığınca sözleşmeli öğretmen ataması kapsamında çeşitli nedenlerle boşalan 581 pozisyona ek atama gerçekleştirildi.

Millî Eğitim Bakanlığınca, Sözleşmeli Öğretmen İstihdamına İlişkin Yönetmeliğin ilgili maddesi doğrultusunda 2023 Mart sözleşmeli öğretmen ataması kapsamında çeşitli nedenlerle boşalan 581 pozisyona ek atama işlemi gerçekleştirildi. Atama sonuçlarına Millî Eğitim Bakanlığının “personel.meb.gov.tr” internet adresinden ulaşılabiliyor. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)

Atama sonuçlarını e-Devlet kullanıcı hesabınızla öğrenmek için tıklayınız.

Sağlık Bakanı Koca’dan Gazze’ye Yardım Açıklaması

Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, Gazze’ye sağlık yardımı için Ürdün Sağlık Bakanı Firas İbrahim Al-Hawari ile bir istişare yaptığını söyledi.

Bakan Koca, yaptığı açıklamada, “İşbirliği için planlama ve koordinasyon amaçlı görüşmelere başlıyoruz. Gazze’de gerçekleştirilen hastane saldırıları konusunda uluslararası muhataplarımızla yaptığım görüşmeler çerçevesinde, Ürdün Haşimi Krallığı Sağlık Bakanı Sn. Firas İbrahim Al-Hawari ile de istişarede bulunduk. Sayın Bakanı diğer ülkelerin Sağlık Bakanları ve Dünya Sağlık Örgütü’nün üst düzey yöneticileri ile yapmış olduğum görüşmeler konusunda bilgilendirdim. Türkiye olarak, Filistinli kardeşlerimize yardımcı olabilmek için koordinasyon içerisinde ortak çalışma teklifinde bulundum. Bu çerçevede, Sahra Hastanesi kurulumu, gerekli durumlarda ileri tetkik ve tedavi için yaralıların ülkemize hava yoluyla nakli, sağlık personeli desteği, ilaç ve tıbbi cihaz temini konularında hazır olduğumuzu diğer görüşmelerimde olduğu gibi Ürdünlü mevkidaşıma da ilettim. Kendisi ülkemizin işbirliği önerisinden ve yaklaşımından dolayı Türkiye’ye müteşekkir olduklarını belirttiler. Sayın Bakan ile görüşmemiz neticesinde sahada gerçekleştirilmesi mümkün olan işbirliği alanlarında planlama ve koordinasyon yapılabilmesini teminen Ürdün ve Türk yetkililerin öncelikle çevrimiçi toplantı yoluyla istişarelere hemen başlamasını ve gerek duyulması halinde fiziki çalışmaya geçilmesini, bu faaliyetleri gerçekleştirilirken Dünya Sağlık Örgütü Türkiye ve Ürdün Ülke Ofislerinin de bizimle birlikte koordinasyon çalışmalarında bulunması hususlarında mutabık kaldık” dedi.

Gazze’de 4 Hastane Devre Dışı Kaldı

Bakan Koca, bölgedeki 4 hastanenin hizmet dışı kaldığını belirterek, “Gazze’de 4 hastane hizmet dışı kaldı. 14 sağlık merkezi, elektrik kesintisi, yakıt tükenmesi nedeniyle hizmet veremiyor. Tıbbi destek ve ilaç yardımları engellenmiş durumda. Tam 13 gündür insanlığın ve merhametin önü kesildi. Bu engelle mücadele ediyoruz” dedi. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı) 

 

 

65 Yaş ve Üzeri Yaşlılar ile Engelli Vatandaşlara Ücretsiz Ulaşım Müjdesi

Yaşlı ve engellilere ücretsiz ulaşım müjdesi. Müjdeyi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Göktaş verdi.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Bakanlık ile Tüm Özel Halk Otobüsleri Birliği arasında ücretsiz seyahat kapsamında ödenen gelir desteğine ilişkin görüşmelerin devam ettiğini ve gelir desteği ödemesinden yararlanmayan özel halk otobüslerinin de kapsama alınmasına yönelik yönetmelik değişikliği çalışmalarının son aşamaya geldiğini açıkladı. Bu konuda Hazine ve Maliye Bakanlığı ile yakın çalışmaların sürdüğünü belirtti.

Bakan Göktaş ayrıca, ücretsiz seyahat hakkından yararlanan 65 yaş ve üzeri yaşlılar ile yüzde 40 ve üzeri engelli raporu bulunan engelli vatandaşların ayın sadece belirli günlerinde ücretsiz taşınacağına yönelik tartışmalara da değindi. Engelli ve yaşlı vatandaşları ücretsiz olarak taşıyan şehir içi özel halk otobüsü ve deniz ulaşım aracı sahiplerine aylık gelir desteği ödemelerinin ilgili kanun çerçevesinde düzenlendiğini ve 2015 yılından beri sürdüğünü ifade etti. Ayın 1’i ile 4’ü arası ücretsiz yolcu taşıma kararının kanuna aykırı olduğunu vurguladı.

Özel Halk Otobüsleri Birliği ile Görüşüyoruz

Bakanlık olarak 2023 yılında iki artış yapılarak destek ödemelerinin yüzde 100 artırıldığını hatırlatan Göktaş, son dönemlerdeki tartışmalar ve esnafın mağduriyeti göz önüne alınarak gelir desteğinin iyileştirilmesine yönelik önümüzdeki yıl bir artış yapılması için Hazine ve Maliye Bakanlığı ile yakın çalışmaların devam ettiğini açıkladı. Aynı zamanda Bakanlık ile Tüm Özel Halk Otobüsleri Birliği arasındaki görüşmelerin devam ettiğini belirten Bakan Göktaş, görüşmelerin engelli ve yaşlı vatandaşların toplumsal hayata katılımlarını desteklemek amacıyla ciddi bir mesafe kat ettiğini vurguladı. Görüşmeler sonucunda gelir desteği ödemesinden yararlanmayan özel halk otobüslerinin de kapsama alınmasına ilişkin yönetmelik değişikliği çalışmalarının son aşamaya geldiğini söyledi. Bu değişiklik sayesinde gelir desteği ödemesinden yararlanmayan özel halk otobüslerinin destekten yararlanabileceğini ve bu uygulamanın esnafa rahatlatacak ve adil bir yaklaşım olduğunu belirtti. Ayrıca, 65 yaş ve üzeri yaşlılar ile engelli vatandaşların şehir içi toplu taşımada ücretsiz taşınması uygulamasına destek olunacağını da vurguladı. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)

EBA Arayüzü Değişiyor

Kısa adı EBA olan Eğitim Bilişim Ağı, ara yüzü değişiyor

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, 2023-2024 eğitim öğretim yılı mesleki çalışma döneminin başlaması nedeniyle öğretmenlere hitap ederken, Eğitim Bilişim Ağı’nın (EBA) zenginleştirme çalışmalarının devam ettiğini ve EBA’nın öğretmenler ve öğrenciler için önemli bir kaynak haline geleceğini belirtti.

Tek Başvuru Kaynağı Haline Geldi

Eğitimde dijital dönüşüm çerçevesinde, EBA, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı tüm genel müdürlüklere ait eğitsel içerik portallarını tek bir platform altında toplayarak kolay erişim imkanı sağladı. Bu sayede EBA, eğitim alanında tek bir başvuru kaynağı haline geldi. EBA’nın içeriği daha da zenginleştirilirken, Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü, Temel Eğitim Genel Müdürlüğü, Meslekî Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü, Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Din Öğretimi Genel Müdürlüğü ve Orta Öğretim Genel Müdürlüğü, EBA için yeni içerikler hazırladı ve geçmişte oluşturulan içerikleri kullanıcılara sundu. Ayrıca, EBA üzerinden il ölçme ve değerlendirme merkezleri ile farklı birimler tarafından izleme sınavları, destekleme ve yetiştirme kurs sınavları da gerçekleştirilebiliyor. EBA’nın içeriği oldukça geniş kapsamlıdır. Bu içerikler arasında sesli kitaplar, PDF kitaplar, ders sunumları, çeşitli içerikli videolar, etkinlik ve çalışma kitapları, etkileşimli kitaplar, uygulamalar, kısa bilgi notları içeren infografikler ve soru havuzları bulunmaktadır.

Kısa adı EBA olan Eğitim Bilişim Ağı, ara yüzü değişiyor

STK’lar da EBA’ya İçerik Sağlıyor

EBA içeriğinin hazırlanmasında farklı genel müdürlükler de katkı sağladı. Örneğin, Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü, Ölçme ve Değerlendirme Genel Müdürlüğü, Meslekî ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü, Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Temel Eğitim Genel Müdürlüğü, Din Öğretimi Genel Müdürlüğü gibi kurumlar, EBA içeriğini zenginleştirmek için çalışmalar yaptı ve binlerce içerik EBA’da sunuldu. Ayrıca, çeşitli kamu kurumları ve sivil toplum kuruluşları da EBA’ya içerik sağlayarak platformun zenginliğini artırdı. Bu içerikler arasında tanıtım filmleri, eğitim videoları, dergiler, kitaplar, belgeler ve eğitim filmleri bulunmaktadır. Sonuç olarak, EBA, Türkiye’deki eğitimde dijital dönüşümün önemli bir parçası haline gelmiş ve öğrencilere ve öğretmenlere zengin bir kaynak sunmaktadır. Bu platform, eğitimde kaliteyi artırmayı ve bilgiye daha kolay erişimi sağlamayı amaçlamaktadır. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)

Yeni Buca Devlet Hastanesi’nde Tadilat Bitmiyor !

Yeni hizmete giren İzmir Buca Seyfi Demirsoy Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tadilat bitmiyor.

Yeni açılmasına rağmen eksiklikleri bitmeyen Buca Seyfi Demirsoy Eğitim ve Araştırma Hastanesi hakkında basın açıklaması yapan Birlik Sağlık Sen İzmir Şube Başkanı Berna Boran, hastaneki tadilatları tek tek anlattı.

Yeni açılan İzmir Buca Devlet Hastanesinde tadilat ve inşaat bitmiyor

Buca’ya İkinci Bir Devlet Hastanesi Kurulmalı

“Bir yıllık devlet hastanesinin tamirat ve tadilatı bitmiyor” diyen Boran, “2020 yılı 30 Ekim tarihinde meydana gelen ve 102 vatandaşımızın hayatını kaybettiği deprem sonrasında İzmir İlimizde 12 devlet Hastanemizin depreme dayanıksız olduğu ortaya çıkmış ve aradan geçen 3 yıllık sürede sadece ve sadece Buca İlçemizde bulunan Devlet Hastanesi yenilenebilmiştir. Açılışından yaklaşık 1 yıllık süre geçmesine rağmen halen devlet hastanesinin tadilat ve tamirat işleri devam etmektedir. Afet ve Acil Durum Hastanesi (prefabrik) olarak kısa sürede yapılması planlanmış olan Buca Devlet Hastanesi, daha sonra; 2 katlı olarak yapılmış, 152’si Yoğun Bakım olmak üzere toplamda 318 yatak kapasitesine sahip, 8 bloktan oluşan betonarme yapıya çevrilerek, inşaat yapım süreside uzatılmıştır. Yaklaşık 518.000 nüfusu ile İzmir’in en büyük ilçelerinden olan Buca’ya, 318 yatak kapasitesi olan hastane yetersiz gelmekte ve Buca ilçemize ikinci bir devlet hastanesine ihtiyaç duyulmaktadır” diye konuştu.

Elektrikler Sürekli Kesiliyor, Jeneratör Geç Devreye Giriyor

Boran, şöyle devam etti, “Hastanenin yapıldığı yer seçimi yanlıştır. Hastanenin eski yeri (yüksek alanda) ya da daha uygun rakımda yer varken, yüzlerce çam ağacı kesilerek, hastane sulak ve çukur olduğu bilinen alana yapılmıştır. Şubat 2022 de adeta kaba inşaat olan binanın geçici kabulü yapılmış ve şubat ayında geçici kabulü yapılan bina tam 9 ay sonra Kasım ayında açılabilmiştir. Aynı proje içerisinde yer alan Halk Sağlığı binası ise halen açılamamıştır. Sağlık Bakanlığı ve İl Sağlık Müdürlüğü tarafından ön kabulünün 2022 şubat ayında yapılan hastanenin, kesin kabulünün Şubat 2024’teyapılacağı söylenmektedir. Hastane idaresinin eli kolu bağlanmış; şartnameye göre Taahhüt ettikleri tespit edilen eksiklikler; firma tarafından geçiştirilerek, taşeronun taşeronu tarafından, günü kurtararak, eksik ve aksak bırakılmaktadır. Hastane bunların bir kısmını kendi imkanları ile yapmaktadır. Kesin kabulden sonra da yapmaya devam etmek zorunda kalacaktır.
Genel olarak hastanedeki eksiklik ve aksaklıklar;
– Elektrik sisteminin sürekli kesildiği, jeneratörlerin geç devreye girdiği, bu durumun hastaların tedavi süreciniolumsuz etkileyebileceği, bina zeminin sulak olmasından ve izolasyonunun eksik yapılması yada yapılmamasından dolayı duvarlar yerden sürekli su (nem) almakta, nemli olan zemin duvarlarının sürekli kabardığı, sıva ve boyasının döküldüğü görülmektedir. Yangın uyarı, acil kod uyarı, anons sitemleri ve hemşire çağrı sistemlerin çalışmadığı söylenmektedir.
– Görüntüleme, laboratuvar, bazı servisler vb. birimlere hastaların ulaşmasında karmaşa ve sıkıntılar olduğu görülmektedir. Hastane içinde birçok birime erişimde (mesafe ve plansızlıktan) güçlük çekilmektedir.
– İdari memurların ve işçilerin bulunduğu (Normalde depo olarak planlanan) bodrum kattaki odaların; plansız, yetersiz, insan sağlığı bakımından uygun olmadığı personeller tarafından ifade edilmektedir.
Klima ve havalandırma sisteminin zaman zaman çalışmadığı, doğal ışıklandırmanın olmadığı, nem oranının yüksek olduğu, oda sayısının az ve kişi başına düşen alanların yetersiz ve plansız olduğu, Hasta ve personel odalarının birçok yerinde aşırı gürültünün olduğu, personel odalarının çoğunda pencere olmadığı, – Elektrik prizlerinin yerden düşeli kablolardan elektrik aldığı ve kabloların çoğunun ortalıkta dolaştığı görülmektedir.
– Su sisteminde sürekli arıza oluştuğu, özellikle ameliyathane ve birçok birimi zaman zaman su bastığı, tavanlardan su aktığı (tavan altlarına kova konulduğu), dış cepheden pencere ve kapılardan yağmur suyunun bastığı ifade edilmektedir. Bu durum cihazlara zarar verebilir ve elektrik kazalarına sebep olabilir.
-Özellikle zemine yakın duvar ve tavanlarda sürekli tadilat yapıldığı görülmektedir. Duvarlarda sıvalar kabarıp, boyalar dökülmektedir. Tekrar sıvanıp-boyanıp görüntü kapatılmaktadır. Tavanların; zayıf malzeme ile kaplı olduğu, sürekli sökülüp onarıldığı, askı sistemlerin güçsüz olduğu, düşerek-çökerek kazalara sebep olabileceği söylemektedir”

İşte O Eksiklikler !

– Hasta tuvaletleri, lavaboları sürekli tıkanmakta olup etkin çalışmadığı görülmektedir.
– Tesisat borularının birçoğu şimdiden oksitlenmiş; birkaç yıl sonra kullanılamaz hale gelecektir.
– Morg hastanelerin konutlara bakan kısmında yapılmış olup, apartman sakinleri rahatsız olmaktadır.
– Yemekhanenin alanı ve yerleşimi uygun olmadığı, yangın ve kazlara sebep olabileceği belirtilmektedir.
Sonuç olarak; yeni yapılmış kesin kabulü bile yapılmamış bir yıllık hastane ve bitmeyen tadilat tamirat. Geçici ön kabulü yapılmış demek; binanın %95’inin bitmiş ve işletilmesine engel olmayacak demektir. Bürokratlarımızın görevi, firmaları değil, devletin milletin menfaatlerini korumaktır.
Bu binayı bu şekilde teslim almak kamu zarına sebep olacaktır. Bu gün fiziki mekân olarak onlarca sorunu olan hastaneden, yarın verim almak mümkün olmayacaktır. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)

 

Türkçe Dersinde Sınıf Geçme Barajı Arttırılıyor

Türkçe dersi sınıf geçme puanları hakkında MEB önemli bir açıklama yaptı.

Millî Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürü Zarife Seçer, sınıf geçme baraj puanının Türkçe dersinde 70’e yükseltilmesi kararına ilişkin, “Öğrencilerin son 5 yıla ilişkin Türkçe dersindeki verilerini, sahadan idarecilerin ve öğretmenlerin görüşlerine başvurarak masaya yatırdık. Araştırma sonuçlarımız, Türkçe dersi ile ilgili aldığımız önlemlerin bir ihtiyaç, bir gereklilik olduğunu ortaya koydu.” değerlendirmesini yaptı. Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in öncülüğünde eğitimde Türkçeyi odağa alan bir yaklaşımla çalışmalar yürüttüklerini ifade eden Seçer, akademik çalışma sonuçlarının, Türkçe dil becerisi yeterince gelişemeyen çocukların dönem derslerinde ve ikinci dili öğrenmede zorluklar yaşadığını gösterdiğine işaret etti. Seçer, temel eğitimde öncelikle Türkçe dil eğitimine yönelik önlemleri hayata geçirdiklerini söyledi.

Uzaktan Eğitim Süreci

Bu kapsamda ilkokullarda sınav değil süreç odaklı ölçme sistemini getirdiklerini, çoktan seçmeli sorularla yapılan sınavlara son vererek “dinleme, konuşma, okuma ve yazma” olmak üzere dört dil becerisinin destekleneceğini ve ortaokuldaki sınavları da buna göre şekillendirdiklerini anlatan Seçer, bu kapsamda müfredatı da ihtiyaçlar çerçevesinde güncellediklerini belirtti. Seçer; aldıkları tüm kararları akademisyenler, uzmanlar, sahadaki öğretmenler ve diğer paydaşlarla iş birliği yaparak hayata geçirdiklerini bildirdi. İlkokullarda ve ortaokullarda çocukların dil becerilerini ölçmeye yönelik araştırmalar yaptıklarını belirten Seçer, şu bilgileri verdi: “Kovid-19 salgını sürecinde tüm dünya ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de dijitalleşme büyük bir hız kazandı ve bu durum öğrencilerimizin erken yaşlardan itibaren teknolojiyle çok daha fazla vakit geçirmelerine neden oldu. Ailelerin bu süreçte çocuklarının dil becerisini geliştirmeye yönelik verebilecekleri destek ne yazık ki sınırlı oldu. Özellikle uzaktan öğretim sürecinin öğrencilerimiz üzerindeki etkisini ölçtük. Konuyu çok geniş kapsamlı araştırma yöntemlerini kullanarak ortaya koyduk”

Türkçe İn Arzuladığınız Başarı Seviyesi

Öğrencilerin son 5 yıla ilişkin Türkçe dersindeki verilerini, sahadan idarecilerin ve öğretmenlerin görüşlerine de başvurarak masaya yatırdık. Çok güçlü veri sağlayan araştırma sonuçlarımız, Türkçe dersi ile ilgili aldığımız önlemlerin bir ihtiyaç, bir gereklilik olduğunu ortaya koydu. Türkçe dersleri bundan sonra üzerinde en çok durduğumuz konuların başında gelecek.” Araştırmaların, Türkçe dilinde ifade becerisi yüksek öğrencilerin diğer derslerde de yüksek başarı elde ettiğini gösterdiğini vurgulayan Seçer, “Türkçe için arzuladığımız başarı seviyesi, rastgele aldığımız bir karar değil. Bu konuyla ilgili hedefimiz, ileride öğrencilerimizin öğrenim hayatına sirayet eden öğrenme kayıplarını en aza indirgemek.” diye konuştu.

“3-6 yaş arasındaki Türkçe söz dağarcığını araştırıyoruz”

Zarife Seçer, Türkçe dil becerisi ile ilgili aldıkları diğer çalışmalarla ilgili de bilgi vererek, özellikle 3-6 yaş grubundaki çocukların dil becerilerini desteklemeye yönelik Türkçe Söz Varlığı Projesi’ni yürüttüklerini bildirdi.

Bir grup akademisyenle bu yaş grubundaki çocukların kelime dağarcıklarını araştırdıklarını anlatan Seçer, “Bu yaş grubunda ilk kez dil becerilerine ilişkin bir araştırmaya başladık. Dil öğretiminde ‘sihirli yıllar’, okul öncesi dönemdir. 36 aylıktan itibaren çocukları okul öncesi eğitim kurumlarına kabul ettiğimizden 3-6 yaş aralığını araştırıyoruz. Teknolojinin yanlış kullanımının bu yaş grubunda da olumsuz etkiler yarattığını öngörüyoruz.” ifadelerini kullandı. Seçer, tüm kademelerde müfredat güncelleme çalışmaları da yürüttüklerini ve bu araştırma sonuçlarına uygun şekilde programlarda güncelleme yapacaklarını sözlerine ekledi. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)