Yazar arşivleri: ismail USTA

Türkiye Psikiyatri Derneği, Depremremzedelere Destek İçin ‘Gönüllü Ağı’ Oluşturmaya Başladı

Kahramanmaraş Merkezli depremin yaralarını sarmak, depremzedelere destek olmak amacıyla kurum ve kuruluşlar, sivil toplum kuruluşları, dernekler, vakıflar çalışmalar gerçekleştiriyor.

Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD) Medya Kurulu Üyesi Prof. Dr. Burhanettin Kaya, Bilim Sağlık Haber Ajansı’na (BSHA) deprem bölgelerine destek çalışmaları hakkında bilgi verdi. Depremin ilk gününden itibaren Türkiye Psikiyatri Derneği Merkez Yönetim Kurulu ve Derneğin Ruhsal Travma ve Afet Psikiyatrisi Çalışma Birimi toplanarak etkin bir biçimde çalışmaya başladı. Prof. Dr. Burhanettin Kaya, TPD olarak deprem bölgelerinde yaraları sarmak için bir gönüllü ağı oluşturulması için çalışmalara başladıklarının altını çizerek şunları söyledi: “Türkiye Psikiyatri Derneği Psikososyal Destek ve Dayanışma grubu oluşturuldu. İnsan gücü ihtiyacı, saha bilgileri ve yürütülecek çalışmaların yapılanması için deprem bölgesindeki meslektaşlar ile iletişime geçildi.  Deprem bölgelerinde çalışan meslektaşların sağlık durumları ve  mevcut ihtiyaçlarına dair bilgiler toplandı. Bölge şehirlerinde bulunan meslektaşlar ile iletişimin kolaylaştırılabilmesi amacı whatsApp grupları kuruldu. Sağlık Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve AFAD’la işbirliği kurmak amacıyla gerekli yazışmalar yapıldı. Sağlık bakanlığı ile temas kurulmuş durumdadır. Bir gönüllü ağı oluşturmak açısından ilk adımlar atıldı. Şu anda bölgede çalışacak psikiyatrist gönüllü listeleri hazırlanıyor.”

“TPD bölgede etkin saha çalışmalarını işbirliği içinde sürdürecek”

Türk Tabipler Birliği’nin Olağan Dışı Durumlarda Sağlık Hizmetleri Kolu ile birlikte sahayı inceleme, ihtiyaç belirlenme ve ilerleyen süreçlerde de sürdürülecek girişimlerini planlamak için gözlem yapma, durum değerlendirme veri toplamaya devam edeceğini belirten Prof. Dr. Kaya, “Bölgedeki psikiyatrik tedavilerinin kesilmesine bağlı olarak hastalarımızın ve diğer kronik hastaların hizmet akışının sürmesi adına bölgedeki merkezlere yönelik planlamalar yapılmış durumda. Süreç içinde TPD bölgede etkin saha çalışmalarını çeşitli boyutlarda ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği ve dayanışma içinde sürdürecektir” dedi.

“Ruhsal destek gereksinimi en az bir ay sonra başlayabilir”

Depremde ilk yapılması gerekenin depremzedelerin kurtarılması,  enkaz altından çıkartılması, güvenli alanlara taşınması olduğuna dikkat çeken Kaya,  “Temel yaşam gereksinimlerinin barınma, beslenme,  hijyen konularının hızla ve sağlıklı biçimde sağlanmasıdır. Bu ne denli erken ve etkili bir şekilde yapılır ve süreklilik sağlanırsa,  ardından bireyler ne kadar erken normal yaşam döngülerine dönmeleri sağlanırsa ruhsal etkilenme daha az olacak,  ruhsal belirti ve bozukluklar oluşmayacak,  oluşsa bile bir ruhsal bozukluğa dönüşme olasılığı azalacaktır.  Bunlar sağlandıktan sonra ancak oluşan erken ruhsal tepkilere,  akut stres tepkilerine yönelik koruyucu ve ve önleyici  müdahaleler, “krize müdahale” uygulamaları hayata geçirilebilir.  Bu tür felaketlerde en erken ve yaygın oluşan ruhsal bozukluk, “Travma Sonrası Stres Bozukluğu”dur. Bu bozukluktan söz edebilmek için ortaya çıkan travma ile ilişki ruhsal belirtilerin,  stres tepkilerinin en az bir ay sürmesi gerekir” diye konuştu. Travma sonrası stres bozukluğu belirtilerinin var olan sosyal risk etkenlerine bağlı sıklıkla kronikleştiğine dikkat çeken TPD Medya Kurulu Üyesi Prof. Dr. Burhanettin Kaya şunları söyledi: “Profesyonel ruhsal destek gereksinimi en az bir ay sonra başlayacaktır.  Süreç içinde depresyon,  anksiyete bozuklukları,  başka bir çok ruhsal bozukluk oluşabilir ya da alevlenebilir. En az bir yıl bu profesyonel psikiyatrik müdahaleler sonrası klinik izlemlerin sürdürülmesi gerekir. Aslolan var olan ruh sağlığı sisteminin güçlendirilmesi, devamlılık sağlanması ve bu izlemin bu kurumlara yeniden devredilmesidir.” Depremzedelerin öncelikle güvenli alanlara çekilmesinin gerektiğine işaret eden Kaya, “Sağlıklı olanların kurtarma çalışmalarına katılması ruhsal açıdan güçlendiricidir.  Bölgeye gidecek kişilerin daha önceden ruhsal örselenmeleri var ve halen etkileri sürüyorsa bölgeye gitmeleri örseleyici olacaktır” vurgusunda bulundu.

“Depremzede Çocuklara Asla Yalan Söylenmemelidir” 

Prof. Dr. Burhanettin Kaya, güvenli alanlara alınma ve temel yaşam gereksinimlerini sağlama sonrasında içinde bulundukları depremzedelerin özellikle çocukların, yaş ve gelişim evresine uygun düzenlemelerin yapılması gerektiğine dikkat çekerek şöyle konuştu: “Ebeveynleriyle en kısa zamanda bir araya getirme,  oyun alanları,  eğitimin en kısa zamanda başlatılması,  eğitimin devamlılığını sağlama gibi konular çok önemlidir. Çocukları örseleyecek görüntülerle karşılaşmaları önlenmelidir. Deprem,  sonuçları ve kayıplar hakkında bilgi verirken yaş dönemlerine uygun ve korkutucu olmayacak şekilde bilgi verilmeli, bilgiyi almaya hazır olup olmadıkları değerlendirilmeli, asla yalan söylenmemelidir.”

Deprem Bölgelerine Ulaşamayanlara Öneriler

Deprem bölgelerine yardıma gidemeyen vatandaşlara önerilerde bulunan Kaya, “Bugün teknolojik gelişmeler sahaya gitmeden de katkı sağlayabilme imkanı veriyor. Bunun birçok örneğini gördük. Çeşitli sosyal medya mecraları aracılığıyla iletişimin sağlanması,  bilgi ve ihtiyaçlarının ulaştırılmasına aracılık etme gibi katkıları olabileceğini gördük. Her bir vatandaş sorumluluk hissederek yardım çağrılarını yaymaya, yaygınlaştırmaya,  yetkililere,  sorumlulara ulaştırmaya çalıştı. Farkındalık, duyarlılık oluşmasına katkı sağladılar. Yardım kampanyaları oluşturdular,  katılıma destek verdiler. Yaralılar,  yaşamını yitirenler,  kayıplar,  hastanelerde tedavi görenler,  yardım ulaştırmak isteyenler için yazılımlar,  uygulamalar, web siteleri oluşturup kullanıma sundular. Bunun gibi yapılabilecek çok şey var. Önemli konulardan biri sessiz kalmamak,  soru sorma ve eleştiri hakkını kullanmak. Bunları yapmalarını öneririm” tavsiyesinde bulundu.

“Deprem Görüntüleri Çocukların Ruhsal Gelişimini Bozabilir”

Deprem felaketinin yaşandığına dair haber ve görüntülere maruz kalan çocukların ailelerine tavsiyelerde bulunan Prof. Dr. Kaya şöyle konuştu: “Şiddet görüntüleri çocukları örseleyebilir ve ruhsal gelişimlerini bozabilir.  O nedenle bu görselleri izlemeleri uygun değil. Aile bireylerinin tepki ve davranışları da korkutucu olabilir. Aile bireylerinin bunun farkında olarak çocukların yanında davranışlarını denetlemeleri gerekir.” (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı) 

İzmirli Doktor Levent Tosyalı ve Ailesinin Bulunduğu Enkazdan Ses Geldi

Hatay’a ailesinin yanına giden ve deprem felaketinde enkaz altında kalan İzmirli Beyin Cerrahı Hava Albay Op. Dr. Levent Tosyalı’dan iyi haber bekleniyor. Dört gündür enkaz altında olan Dr. Levent, Tosyalı, Annesi Meral Tosyalı, kardeşi ve yeğeninin oturduğu İnsel Apartmanı’nda 30 kişinin bulunduğu ve enkazdan ses geldiği öğrenildi. Gazeteci Timur Soykan, twitterda “Dr. Levent Tosyalı, Hatay, Antakya Dereboy Fevzi Çakmak Caddesi No:11 İnsel APartmanı migros market yanı kışlanın karşısı” şeklinde yazarak AFAD etiketiyle yardım çağrısında bulundu. Apartman önünde vinçlerin çalıştığı bilgisine ulaşıldı. Dr. Tosyalı’nın kuzeni Müjgan Tosyalı da twitterdan doktorun ve ailesinin adres bilgilerini iki gündür paylaştığı yardım çağrısında bulunuyor. İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, doktorun enkazdan çıkarılması haberini beklediklerini umutlu olmak istediklerini ifade etti. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı) 

Çocuk Okula Gitmeyi Neden Reddeder?

İki haftalık sömestr tatilinin bitmesine birkaç gün kala uzmanlar, bazı çocuklarda ortaya çıkabilecek okul reddine ilişkin uyarılarda bulunuyor. Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, okula gitmek istememe ya da okula gitmemek için karşı koyma davranışı olarak ortaya çıkan okul reddinde altta yatan nedenlerin belirlenmesinin önemine işaret ediyor. Ergür’e göre, okul ya da sınıf değişikliği, arkadaşlar ile yaşanan bir sorun ya da öğretmenin yaklaşımı gibi okulda yaşanan durumların yanı sıra aile içindeki tutumlar ve sorunlar da okul reddine yol açabilir.

Psikolog Eda Ergür, iki haftalık tatilin sona ermesine günler kala bazı çocuklarda ortaya çıkan okul reddine ilişkin değerlendirmede bulundu.

Çocuk Okula Gitmeyi Neden Reddeder?

Okul Reddi Çeşitli Şekillerde İfade Edilir

Okul çağına gelmiş çocuklarda görülen okul reddinin, okula gitmek istememe ve gitmemek için karşı koyma davranışı olduğunu belirten Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Çocuk bunu fiziksel, duygusal ve davranışsal bir şekilde ifade eder. Çocuk evden ayrılmak istemez sabah uyandığı andan itibaren okula gitmek istemediği anlaşılır. Yataktan kalkmakta ve uyanmakta güçlük yaşar, bu zorluklar okul hayatının başında olabileceği gibi eğitim hayatının herhangi bir döneminde de görülebilir.” diye konuştu.

Okul Reddinin Pek Çok Nedeni Olabilir

Okula gitmekte zorluk yaşayan ve gitmeyi reddeden çocuğa yardımcı olabilmek için öncelikle altta yatan nedeni tespit etmenin önemli olduğunu kaydeden Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür,

“Çocuğun okula gitmek istememesinin nedeni, okul ya da sınıf değişikliği, arkadaşlar ile yaşanan bir sorun ya da öğretmenin yaklaşımı gibi okulda yaşanan bir durum olabilir. Ayrıca aile içinde yaşanan tutumlar ve sorunlar okul reddine sebep olabilir.” uyarısında bulundu.

Çocuk Okula Gitmeyi Neden Reddeder?

Çocuk Okula Hazır Olmayabilir

Çocuğun okula hazır olmaması ve kendi yeterliliklerinin akademik yaşantısına uygun olmamasının da okul reddine yol açabileceğini kaydeden Eda Ergür, “Çocuğun zihinsel, sosyal, duygusal ve fiziksel gelişiminin okula hazır olmaması, altta yatan sebeplerden biri olabilir.” dedi.

Çocukla Konuşmak, Çözüm İçin Yol Gösterebilir

Psikolog Eda Ergür, okula gitmek istemeyen çocuk ile konuşmanın ve kendi duygularını anlatmasını sağlamanın önemine işaret ederek “Böylece çocuk hem anlaşıldığını hisseder hem de sorunun çözümü için ona yol göstermemize yardımcı olur. Küçük çocuklar anlatmakta zorlanabilir. Bu gibi durumlarda oyuncaklar ile oynayarak ya da resim çizmesini sağlayarak iç dünyasına ulaşabilmek mümkündür. Sorunun kaynağını tespit ettikten sonra sorun eğer aile içinden kaynaklanıyorsa aile içi iletişimin güçlenmesi, okuldan kaynaklanıyor ise okul ile iş birliği sağlanarak okuldaki sorunların çözümüne ilişkin düzenlemeler yapılması uygun olacaktır.” diye konuştu. (BSHA-Bilim Ve Sağlık Haber Ajansı)

“Ölümler, Yıkımlar İnsanların Hatası Yüzünden”

Türkiye, Kahramanmaraş Pazarcık merkezli 7,7 ve 7,6 şiddetinde iki depremle büyük bir felaket yaşıyor. 6 Şubat’ta saat 04.17’de meydana gelen depremde üçüncü günde kritik süre sona ererken, hala enkazlardan göçük altında kalan insanların sesleri duyuluyor. 

Türkiye’nin ilk Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Toplu Yaralanma Eğitimcisi Dr. Ülkümen Rodoplu, İzmir’den deprem bölgesine, İskenderun’a doğru yola çıktı. Yolculukta Bilim Sağlık Haber Ajansı’nın (BSHA) sorularını yanıtlayan Dr. Rodoplu, “İlk 72 saat depremde canlıları kurtarmada çok önemlidir” diyerek arama kurtarma çalışmalarında dikkat edilmesi gereken noktalar hakkında bilgi verdi. Yaşananlardan ders alınması gerektiğine dikkat çeken açıklamalar yapan Dr. Rodoplu, “Bu yıkımlar ölümler hepsi insanların hatası yüzünden. Dayanıksız binalar, hastaneler, oteller yapılmasına onay verilerek geleceğimiz olan çocuklarımıza depremden korkmayı öğretiyoruz” dedi. 

“Zamana Karşı Yarışta İş Mucizelere Kalıyor”

Deprem arama kurtarmada Türkiye ‘altın saatler’ dilimini tamamlamak üzere. Bu sürede arama kurtarma çalışmalarından yaşanan eksiklikler, daha fazla insanın hayatını kaybetmesine neden oldu. Dr. Ülkümen Rodoplu, mucize kurtuluşların yaşanmasını dilediğini söyleyerek, kişilerin enkaz altından en doğru şekilde çıkarılması gerektiğini belirterek şunları söyledi: “Zamana karşı yarışta bundan sonra artık iş tamamen mucizelere kalıyor. Göçük altında kalmış vatandaşlarımız enkazdan çıkarılırken dikkat edilmesi gereken en önemli konu crush sendromudur. Enkaz altında bir kolu, bacağı, bedeninin herhangi bir yeri, sırtı bir kolon veya beton altında kalan kişiyi kurtarırken dikkat etmemiz gereken noktalar vardır. Bu kişileri kurtardığınızda, ezilme sırasında ezilen bölgede biriken, kandaki bazı maddeler, siz yükü kaldırdığınızda böbreğe gidiyor ve böbreği yetmezliğe sokuyor. Enkazdan kurtarılan canlı ve sağ çıkarılanların çoğu da kurtarma hataları yüzünden sonradan diyalize gidiyor ve böbrek yetmezliği hastası oluyor. Peki ne yapılmalı? Enkaz altında kişiyi canlı bulduğumuzda mutlaka arama kurtarma ekiplerindeki doktor, hemşire, paramedik çalışanları bir an evvel damar yolunu açarak depremzedeye bazı mineraller vererek serum takviyesiyle başlayıp, enkazdan çıkarma işlemini yapmalıdır. Bizim, enkaz altından çıkarılan bir kişinin mutlaka serumunu görmemiz gerekiyor. Bu yapılmadığında biz, kişiye fayda değil zarar veriyoruz. Onu böbrek hastası yapıyoruz. Yine kişiyi enkaz altından çıkarırken sırt tahtası, boyunluk, kol bacak kırığı varsa atel kullanarak bölgeyi hareketsiz hale getirmek önem taşıyor. Termal ısıtıcı özellikli battaniye veya yoksa normal battaniye ile vücut ısısının korunması gerekiyor. Dış alanda korunmasız olan vücut korunmaz ise  başka sorunlar doğabilir. Türkiye altın saatlerde sona yaklaştı bu yüzden arama kurtarma çalışmalarının hızlandırılması gerekiyor.”

“Enkaz Altındakiler Hipotermi Riski Altındalar”

Dr. Rodoplu, eksi 10 ve üzeri derecedeki mevsim koşullarında depremzedelerin hipotermi riski altında olduklarını söyledi. Enkaz altında bulunan vatandaşlardan canlı tahliyelerin olmasını hala umut etmek istediğini söyleyen Dr. Ülkümen Rodoplu, “Deprem bölgelerinde enkaz altındaki depremzedelerin vefatlarına neden olan en büyük sorun hipotermidir. Adıyaman, Kahramanmaraş, Diyarbakır, Hatay buralarda sıcaklıklar eksi 17 dereceye kadar düşüyor. Enkaz altındaki bir kişi susuz kaldıysa, kanaması var ise, hareket edemediği için hipotermi riski çok daha fazladır. Hipotermi vücut ısısının düşmesi demektir. Ancak soğuğa maruz kalan kişi eğer kapalı alanda ise kuytuda ise bulunduğu noktada eğer bir esinti yok ise yaşama şansı artıyor. Bir de yanında su var ise. Bazen bir yerden bir su damlayabiliyor. Tuvalet ya da banyodan boru patlamış oluyor. Oradan su birikintileri olabiliyor. Su alımı olursa yaşam şansı yine artıyor. Ancak susuzluk, açlık, moral bozukluğu, umutsuzluk, nefes alıp vermede güçlük, moral bozukluğu hipotermi riskini arttırıyor. Deprem bölgesinde enkaz altında kalan insanlar için mevsim koşulları nedeniyle şu anda en büyük risk hipotermi riskidir” bilgilerini verdi. 

“Çocuklarımıza Depremden Korkmayı Öğretiyoruz”

“Türkiye’nin pek farkına varmadığı çok önemli bir konu var” diyerek açıklamalarına devam eden Dr. Rodoplu, yaşanan ölümlerin, yıkımların, sakatlıkların tek sorumlusunun insanlar olduğuna dikkat çekti. Dr. Rodoplu, “Biz afetlerle tanışma konusunda çocuklarımıza yetişkinler olarak sadece korkuyu öğretiyoruz. Kendimiz korktuğumuz için depremle baş etme konusunda sadece korkuyu öğrendiğimiz için çocuklarımızda bize bakarak bu doğa olayının korkunç bir şey olduğunu düşünüyorlar yoksa deprem bir doğa olayıdır. Ölümler yıkımlar sakatlıklar hepsi hepsi biz insanların hatası yüzündendir. Yaşadığımız mekanlar beton, yaşadığımız mekanlar sağlıksız, yaşadığımız mekanlar doğa olaylarına karşı ayakta kalamıyor. Dayanıksız hastaneler, dayanıksız binalar oteller yapıp buna onay vererek maalesef çocuklarımıza korkuyu öğretiyoruz. Oysa çocuklarımıza akıl ve  bilimi öğretmeliyiz” dedi. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)   

 

Depremde Can Kaybı 12 Bini Aştı, 11 Bin 914 Kişi Yaralı

Kahramanmaraş Pazarcık depreminde yıkılan 10 ilde can kaybı sayısı 12 bin 391 oldu. 62 bin 914 kişi yaralı olarak kurtuldu. AFAD verilerine göre 6 bin 444 bina yıkıldı. Toplamda 11 bin 302 binaya ilişkin ise ‘yıkıldı’ ihbarı yapıldı. Kahramanmaşar, Hatay, Adıyaman, Diyarbakır, Şanlıurfa, Malatya, Kilis, Gaziantep, osmaniye ve Adana’da yıkımlara neden olan deprem nedeniyle 10 ilde 3 ay süreyle OHAL ilan edildi. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı) 

CHP Osmaniye Milletvekili Ünlü: “Enkaz Başında Umutla Bekliyoruz”

Ülke genelinde deprem felaketinden etkilenen illerde arama kurtarma çalışmaları konusunda çalışmalar devam ediyor. Felaketin üçüncü gününde enkaz altından hala insan sesleri geliyor. 2 gündür deprem alanlarında görülmeyen iş makineleri ve ekipmanlar bugün devreye girdi. Kahramanmaraş merkezli 7,7’lik depremden etkilenen iller arasında yer alan Osmaniye’de felaketin ilk gününden itibaren enkaz başında bulunarak vatandaşların yanında olan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Osmaniye Milletvekili Baha Ünlü, Bilim Sağlık Haber Ajansı’nın (BSHA) arama kurtarma çalışmaları hakkında sorularını yanıtladı. 

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu Bölgeyi Ziyaret Etti

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı, Ana Muhalefet Partisi Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na dün gerçekleştirdiği Adana ziyaretinde Osmaniye’deki son durum ile ilgili bilgi veren CHP Milletvekili Baha Ünlü, hayatlarını kaybeden vatandaşların yakınlarına başsağlığı dilerken, hala enkaz altında yaşayan vatandaşların olduğunu ümit ederek enkaz başlarında çalışmaları takip ettiklerini söyledi. Ünlü, iki gündür arama kurtarma çalışmalarında aksaklıklar olduğunu, nihayet üçüncü günde hem iş makinelerinin hem de arama kurtarma ekiplerinin çalışmalarının daha etkin olduğunu söyledi. 

“İlçeleri de Yakından Takip Ediyoruz”

CHP Osmaniye Milletvekili Baha Ünlü, dört günlük süreçte hala enkaz altında bir cana ulaşmak için beklediklerini söyleyerek şunları kaydetti: “Osmaniye’de 600 canımız gitti. Ne yazık ki bu sayının artma durumu söz konusu. Yaralı vatandaşlarımıza ilk müdahaleler Osmaniye Devlet Hastanesi’nde yapılıyor. Durumu ciddi olanlar Adana Devlet Hastanesi’ne sevk ediliyor. Alandayız, üçüncü günde burada enkazdan kurtarma çalışmaları devam ediyor. Umutla bekliyoruz. Düne kadar arama kurtarma çalışmalarında eksiklikler vardı bugün düzene girdi. İlçelerimizde de yıkılan çok sayıda ev var, oralardaki çalışmaları da ekiplerimizle yakından takip ediyoruz. Düziçi ve Bahçe’de toplam 90 can kaybımız var.” (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı) 

Deprem Yıkıntıları Arasından Çıkan Mektup Yürekleri Burktu

Ali Kaan Kayışlı, 10 Mayıs 2018 yılında annesine anaokula ilk başladığı gün ve ana sınıfından mezun olduğu günün anısına bir mektup yazdı. Ali’nin annesine Anneler Günü hediyesi olarak yazdığı mektup  deprem yıkıntıları arasında bulundu.

İŞTE O MEKTUP

Deprem felaketinden geriye mektuplar, fotoğraflar kaldı. Ali mektubunda, “Canım anneciğim, işte sana evin her köşesinde mobilyalarda, duvarlarda, aynada, camda, sehpada her gün temizlemekten bıktığın kirli parmak izlerim. Şimdi 5 yaşımdayım gittikçe büyüyorum. Sana sevimli ellerimin izi bir anı olarak veriyorum. Anneler Günün Kutlu Olsun. Seni Çok seviyorum. Ali Kaan Kayışlı. 10.05.2018.” Ali Kaan’ın mektubu deprem felaketinin unutulmayanları arasında yerini aldı. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı) 

“Depremden etkilenen 10 İlimizde 77 Sahra Hastanesi Kurduk”

Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, Hatay’ın depremi en ağır yaşayan Samandağ İlçesi’nde bulunan depremzedeleri ziyaret ederek, bölgedeki arama kurtarma çalışmaları ile ilgili incelemelerde bulundu. Sağlık Bakanı Koca ilçede ihtiyaç duyulan sağlık hizmetleri planlamasını gözden geçirdiklerini söyledi. Bakan Koca ayrıca depremden etkilenen ve büyük yıkımların, can kayıplarının yaşandığı 10 ilde 77 adet sahra hastanesi kurulduğunu açıkladı. Sağlık Bakanı Koca, “Acil sağlık hizmeti verilen bu hastanelerin bir kısmında cerrahi operasyonlar da yapılabiliyor. Sağlık durumu riskli depremzedelerimiz buralarda yapılan ilk müdahalenin ardından helikopterle bölgedeki hastanelere sevk ediliyor” dedi. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı) 

 

Deprem Felaketinde Üçüncü Günde Yardım Çığlıkları Dinmiyor !

Merkezüssü Kahramanmaraş Pazarcık İlçesi olan 7,7 büyüklüğündeki depremlerde can kaybı sayısı gittikçe artıyor. Depremin üçüncü gününde can kaybının 7 bin 108’ye yükseldiği, yaralı sayısının da 40 bin 910’e çıktığı belirtildi. Yıkılan bina sayısının ise 5 bin 775 olduğu kaydedildi. Deprem 10 ilde yıkımlara ve can kayıplarına sebep oldu. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca dün akşam yaptığı açıklamada, yardım konusunda en çok şikayetin ve ihbarın geldiği Hatay’da arama kurtarma ekiplerinin sayısının bugün iki katına yükseleceğini söyledi.

Hatay, iş makinelerini ve yardım ekiplerinin enkaz çalışmalarına katılması konusunda çağrıda bulunuyor. Hatay Maltepe Belediye Meclis Üyesi Besim Ünsaldı, “Hatay’ın sesini duyun gözünüzü Hatay’ın üzerinden çekmeyin” diye seslendi. Deprem bölgelerinden üçüncü günde öncelikli talepler, arama kurtarma ekipleri sayısının artırılması, iş makinesi, arama kurtarma araç eksikliği, ekmek, su, battaniye, ilaç, tıbbı malzeme ve daha çok sayıda ihtiyacın karşılanması!

Bakan Koca: Hatay’da Yardım Ekibi Sayısını 2 Katına Yükselteceğiz

Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, Hatay Deprem Koordinasyon Merkezi’nden dün akşam yaptığı açıklamada, “Bu kez felaketin boyutu çok büyük. Deprem yüzölçümü olarak çok büyük bir alanı ve zorlu bir coğrafyayı vurdu. Hatay’a ulaşan arama kurtarma ekipleri sayısını 2 katına yükselteceğiz. Çalışmalar devam ettikçe depremin yaratmış olduğu yıkım daha da net ortaya çıkıyor. Yaralılar için diğer illerden deprem bölgesine 1 bin 243 umke timiyle birlikte 6 bin 30 çadır kurduk” dedi. 

Hatay’daki Yaralılar Başka  Şehirlere Sevk Ediliyor

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “İskenderun’dan 98 yaralımız, Milli Savunma Bakanlığı’nın İskenderun Gemisi İle Mersin Şehir Hastanesi’ne naklettik. Mersin’de 170 yoğun bakım 590 yaralı tedavi altına alınmıştır. Hatay’daki yaralar ayrıca Adana Şehir Hastanesi’ne ve bölge şehir hastanelerine nakledildi. Adana’da 220 yoğun bakımda olmak üzere 600 yaralının tedavisine başlandı. Reyhanlı, Dört Yol, Samandağı, Yayla Dağı, Kırıkhan hastanelerinde de yaralılara hizmet veriliyor. Durumu kritik olanları uçak ambulanslarla Ankara ve İstanbul şehir hastanelerine taşıyoruz. 300’e yakın yaralı bu şekilde nakledildi. Türkiye Cumhuriyeti Devleti tüm imkan ve kabiliyetiyle yaraları sarmak vatandaşının yanındadır. Bölgede tüm ekiplerimiz ve gönüllü olarak yardıma koşan vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Yaşadığımız afetleri birlik olarak dayanışmayla atlattık. Bundan sonra da böyle olacaktır. Milletimizden dua bekliyoruz” diye açıklama yaptı. (BSHA-Bilim Ve Sağlık Haber Ajansı)

Yıkılan Özel Hastane Enkazı Altında Yakınları Olan Vatandaşlar Yardım Bekliyor !

Hatay Antakya’da deprem bölgesinden Halk TV canlı yayınına katılan Gazeteci İsmail Saymaz, yıkılan özel hastane Akademi Hastanesi önünde, enkaz altında yakınları bulunan vatandaşlarla görüştü. Saymaz, “Yardım çalışmaları gereken şekliyle olmadı. 1-2 gün AFAD buraya gelemedi. Askerler dün akşam üzeri gelebildiler. İş araçları anlamında da yoksunluk vardı. Dün saat 19.00’dan dan sonra geldiğim Antakya’da insanlar kendi elleriyle enkaz çalışması yapıyorlardı. Akademi hastanesi önünde çok sayıda vatandaş var. Hatay’da bazı caddeler var ki her yer yıkılmış. İki üç katlı binalar, bir katlı itfaiye binası bile  yıkılmış durumda. İnsanlar bir balyoz bile bulmakta sorun yaşıyorlar. Yakınlarını kurtaramıyorlar. 40 saattir bina içinde olan insanlardan sesler geliyor. Çıkarılan cesetlerin bir kısmı yollarda kaldırımların üzerinde duruyor” dedi. 

“AFAD Geliyor, Bir şey Yapamayız Deyip Gidiyor!”

 Özel hastane enkazı altında yakınları bulunan vatandaşlar, Saymaz’a “AFAD ekibi geliyor, bakıyor biz müdahale edemeyiz deyip gidiyorlar. İş makineleri malzeme yok hiçbir şey yapılamıyor” diye isyan etti. Oğlu hastane enkazı altında olan bir baba sesini duyurmaya çalıştı. Kız kardeşi akademi hastanesi enkazı altında bulunan Hatice adlı vatandaş “Akademi Hastanesi iki binadan oluşuyor. İş makineleri yok” dedi. (BSHA-Bilim Ve Sağlık Haber Ajansı)