Yazar arşivleri: ismail USTA

Ebeveynlere ‘Evde Kitap Okuyun’ Önerisi !

Ebeveynlere Evde Kitap Okuyun önerisinde bulunan MEB Bakanı Yusuf Tekin, önemli açıklamalarda bulundu.

Malkara’da bulunan 8 derslikli Belkıs Emine Çelik İlkokulu’nun açılış törenine katılan Bakan Yusuf Tekin, burada yaptığı konuşmada Millî Eğitim Bakanlığı’nın, yaklaşık 1 milyon 100 bin çalışanı ve 20 milyon öğrencisi ile 76 bin eğitim kurumu barındıran büyük bir eğitim camiası olduğunu belirtti. Bakan Tekin, bu büyük eğitim camiasına destek veren ve Bakanlık üzerindeki yükü hafifletmeye çalışan hayırseverlere teşekkür etti. Konuşmasına şu şekilde devam etti: “Sizler, ülkemizin eğitim ihtiyacına katkıda bulunarak hayır duaları alacak eserler bırakıyorsunuz. Ben sadece hayırseverlerin yaptığı okul açılışlarına katılıyorum. Eleştirilere rağmen bu tercihi sürdürüyorum çünkü kendi geleneklerimizde ve toplumumuzun değerlerinde yapılanlara saygı göstermek ve teşekkür etmek vardır. Allah sizlere razı olsun, sayılarınız artsın.”

Bakan, konuşmasının ardından derslikleri gezerek öğrencilerle vakit geçirdi

Bakan Tekin Çocuklarla Oyun Oynadı

Bakan, konuşmasının ardından derslikleri gezerek öğrencilerle vakit geçirdi ve okul bahçesinde onlarla oyunlar oynadı.

Daha sonra, Çorlu’da hayırsever bir aile tarafından yaptırılan 24 derslikli Necati-Perihan Kervancı Ortaokulu’nun açılış törenine katılan Bakan Tekin, burada yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Beni mutlu eden şey, hayırseverlerin eğitim yükünü hafifletmek için bize destek olmalarıdır. Hepsine teşekkür ediyorum. Bu kadar büyük bir yükü Bakanlığımızın tek başına taşıması mümkün değil. Hayırseverlerimizin mutlaka desteğine ihtiyacımız var. Gelin, eğitim ve öğretim süreçlerine hep birlikte katkı sağlayalım. Hayırseverler, eğitim yükümüzü paylaşarak bize destek oluyorlar. Eğer bu destek olmazsa, her yıl ihtiyaç duyduğumuz derslik sayısını karşılamak için ülkenin bütçesi yetersiz kalır.” Bakan Tekin, Kervancı ailesine özel olarak teşekkür etti ve okula ismi verilen Necati Kervancı’ya Allah’tan rahmet, Perihan Kervancı’ya ise uzun ömürler diledi. Ayrıca, Bakan Tekin, eğitime katkıları nedeniyle en çok öğretmenlere teşekkür etmek istediğini belirtti.

Evde Kitap Okumalıyız

Türkiye’de yaklaşık 1 milyon 100 bin öğretmen ve 20 milyona yakın öğrenci olduğunu vurgulayan Bakan Tekin, “Öğretmenlerden çocuklarımıza sadece öğretmenlik yapmalarını değil, aynı zamanda anne, baba, ağabey ve abla gibi rehberlik etmelerini bekliyoruz. Ancak tüm toplumsal rolleri öğretmenlere yüklemek normal bir insanın taşıyabileceği bir yük değil. Lütfen, çocuklarımıza eğitimin ailede başladığını hissettirelim. Biz, çocuklarımıza iyi örnek olmalıyız. Eğer çocuklarımızın kitap okumasını istiyorsak, önce evde kitap okumalıyız. Çocuklarımız eve geldiğinde anne ve babalarını televizyonun veya internetin karşısında görürlerse, kitap okumalarını bekleyemeyiz. Hep birlikte kendi çocuklarımıza öğretmen olalım ve öğretmenlerimizin yükünü hafifletelim” dedi. Bakan Tekin ve beraberindekiler, okulu ziyaret ederek derslikleri inceledi ve öğrencilerle sohbet etti. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)

Memur Sen’den İsraile Kınama

İzmir’de işgal altındaki israil’in Filistinlilere yönelik saldırılarını protesto amacıyla Memur-Sen İzmir İl Başkanlığı basın açıklaması yaptı. Memur-Sen İl Başkanı Gençer Yılmaz ve diğer sendikaların şube başkan ve üyelerinin katılımı ile yapılan basın açıklamasında İsrail’in saldırıları kınandı.

İsrail’in Doğu Kudüs’teki saldırılarına karşı Memur Sen İzmir İl Başkanlığı basın açıklaması yaparak saldırıları kınadı. Konak Meydanı’nda toplanan ellerinde Türkiye ve Filistin bayrakları bulunanlar, sık sık İsrail aleyhine sloganlar attı. Memur- Sen İl Başkanı Gençer Yılmaz,“Bugün Türkiye genelinde Siyonist İsrail’in yaptığı soykırımı lanetlemek, Filistinli kardeşlerimizin yanında olduğumuzu göstermek için alanlardayız. Aynı anda Ankara’da ses veriyoruz. Büyük bir mitingle Siyonist katliamı lanetliyor, bütün Türkiye’den ses veriyoruz. ‘Zulmün olduğu yerde tarafsızlık namussuzluktur’ diyerek siyonizme karşı onurluca direnen kardeşlerimize omuz vermek, kutlu direnişi selamlamak için buradayız. İkiyüzlü suskunluğa karşı insanlık onurunu haykırmak için buradayız. Ve dünyanın tüm iyi insanlarına “Zulmün ateşi insanlığı kuşatıyor” uyarısında bulunmak için buradayız” ifadelerini kullandı.

 

Hamzaçebi : “Çilekeş Emekliler”

Büro-İş Sendikası Genel Başkanı Alay Hamzaçebi, emeklilerin satın alma güçlerinin her ay geriye gittiğini söyledi.

“Açlık ve yoksulluk sınırı her ay artıyor. Emekli maaşı rakam olarak yerinde saymakta, satın alma gücü olarak devamlı geriye gitmektedir” diyen Büro-İş Genel Başkanı Alay Hamzaçebi, “Mazot 20 lira iken en düşük emekli maaşı 7 Bin 500 TL idi, mazot 40 lira olmuş. Keza döviz, gıda, ulaşım, barınma v.s fiyatları da benzer oranlarda artmıştır. En düşük emekli maaşı yine 7 Bin 500 TL olarak yerinde saymaya devam etmektedir.
Türkiye’de 16 milyon emekli var. Bundan 25-30 yıl önce 30 yıl çalışan bir kişi; çalışırken bir hatta ikinci bir ev, emekli olunca emekli ikramiyesi ile bir ev bir de araba alabilirken şu an emekli ikramiyesi ile sadece 30 yaşında ikinci bir araba alabilmektedir. Arabayı alsa bile düşük emekli maaşı ile arabanın vergisini, kaskosunu, sigortasını, yüksek yakıt masraflarını karşılayamaz. Ev sahibi olamayan emekli, düşük emekli maaşları ile artık kirasını bile ödeyemiyor, yeterli gıdaya erişim sağlayıp beslenemiyor. Emekli olduktan sonra rahat bir yaşam sürmek için yıllarca çalışıp prim ödeyen ve İkinci baharında torun sevip gezmesi gereken 4 milyon emekli ikinci bir iş yaparak çalışmak zorunda kalıyor. Biz ikinci iş yapan bu emeklilere “Çilekeş Emekli” diyoruz.
Sn. Cumhurbaşkanı Kasım’da ikinci iş yapmayan 12 milyon emekliye bir defalığına 5 bin TL ödeneceğini ve bununda bütçeye maliyetinin 61 milyar TL olduğunu söyledi. Buradan 12 milyon 200 bin çalışmayan emekli olduğu, ikinci bir iş yapan emeklilerin ise 4 milyon olduğu anlaşılmaktadır” dedi.

Büro-İş Sendikası Genel Başkanı Alay Hamzaçebi, emeklilerin satın alma güçlerinin her ay geriye gittiğini söyledi.

Çilekeş Emekliler Çalıştıkları Sürece SGK’ya Yüzde 32 Prim Öder

Hamzaçebi, sözlerini şöyle devam ettirdi, “Çilekeş emekliler, çalıştıkları sürece SGK’ya Sosyal Güvenlik Destek Primi (SGDP) adı altında toplam % 32 prim öderler. Mevzuat gereği; (4/a) sigortalıları yönünden SGDP ödenmiş sürelerde sigortalılara iş kazası ve meslek hastalıkları sigortası yönünden yardım yapılmakta olup, bu süreler malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları yönünden sigortalılık süresi sayılmamakta, primler toptan ödeme olarak iade edilmemekte ve hizmet birleştirilmesinde dikkate alınmamaktadır. Asgari ücretli bir çilekeş emekliden çalışırken aylık 4 Bin 500-TL civarında (SGDP) Primi devlete kesilip ödenmektedir. SGDP priminin yüksekliği ve bu sürelerin çalışan emeklinin malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları yönünden sigortalılık süresi sayılmaması, primlerin toptan ödeme olarak iade edilmemesi ve hizmet birleştirilmesinde dikkate alınmaması da ayrı bir haksızlıktır. 4 milyon çilekeş emekliden aylık 4 Bin 500-TL’den toplam 18 milyar TL, 4 aylık 72 milyar TL devlet gelir elde etmektedir. Çalışan emekliden 72 milyar TL alınıp bunun 61 milyar TL si çalışmayana verilecek. Aslında 5 bin TL’nin maliyeti ikinci bir iş yapan çilekeş emekliden karşılanmış olacak. Mecburiyetten çalışmak zorunda olan ve devlete aylık 4 Bin 500 TL prim ödeyen bu emeklilere 5 Bin TL verilmemesi de haksızlıktır. Sağlık ve yaşlılığa bağlı nedenlerle çalışamayan emeklilerimizde var. Bu kesime bir aylık verilecek 5 Bin TL yaraya merhem bile olmayacaktır. 5 Bin TL yeterli olmamakla birlikte bütün emeklilerin kök maaşlarına her ay yansıtılmalıdır”

Seyyanen Zam Emekliye Verilmedi

“Öte yandan; 2023 Temmuz ayında çalışan memurlara yapılan 8 Bin 77-TL seyyanen zam, emeklilere verilmedi hatta çalışan memurun emekli keseneğine bile sayılmadı. Şu an ki rakamlara göre bir memurun emekli ikramiyesinde 202 Bin TL, emekli maaşında da her ay 6 Bin 300 TL az maaş alması demektir. Bu rakamlar emekli olacak bir memur için çok yüksek kayıplardır. Emekliliği çoktan hak etmiş olmasına rağmen mevcut çalışan memurlar artık emekli olamıyor re’sen emeklilik yaşını beklemektedirler. 8 Bin 77-TL bütün memurların emekli keseneğine sayılmalıdır. Bu sayede emeklilik özendirilerek genç kesime kamuda istihdam olanağı sağlanmış olacaktır. Hiper enflasyon karşısında satın alma gücü devamlı azalan bütün emeklilere 8 Bin 77-TL ödenmesi gerekiyordu. Hükümet bu rakamı sadece çalışan memurlara vererek Temmuz/2023’den yıl sonuna kadar 6 ayda 16 milyon emekliden 775 milyar TL tasarruf etmiş olacak. Bu rakam 1 trilyon 150 milyar liralık ek bütçenin % 67 ‘sine denk gelmektedir.  Buradan şu sonucu çıkarmak gerekir. Yüksek enflasyonun bedelini emekliler ve çalışan emekçiler ödemektedir. Çözüm olarak da yüksek katma değer yaratan yüksek teknolojik yatırımlar ve üretim yaparak kaynakları verimli kullanmak gerekir. Bu sayede çalışanlar başta olmak üzere dar gelirli ve emeklilerin satın alma gücü korunmuş olur, sosyal güvenlik sitemi sürdürülebilir ve finanse edilebilir olmuş olacaktır” (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)

 

Gazzeli Doktor Yaşamını Yitirdi

İsrail-Filistin Savaşı sürerken, sivil ölümleri de dünyanın gözü önünde sürüyor. Gazzeli bir doktor ve ailesi de yaşamını yitirdi.

Dr. Medhat, Gazze’deki Al-Shifa Hastanesinde 7 gün aralıksız çalıştıktan sonra evine dönerken ailesiyle birlikte trajik bir şekilde hayatını kaybetti.

Michigan State Üniversitesi Hastanesinden Dr. Raghad Alqazaqi, ölüm haberini sosyal medya hesabından şu sözlerle duyurdu, “Gazzeli, kendini işine adamış bir plastik cerrah olan Dr. Medhat, Gazze’deki Al-Shifa Hastanesinde 7 gün aralıksız çalıştıktan sonra evine dönerken ailesiyle birlikte trajik bir şekilde hayatını kaybetti. Vahşi ve korkunç bir saldırıyla hayatları kısaldı” (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı) 

Sakarya Üniversitesi’ndeki Yeşil Alana Öğrenciler Giremiyor ! 

Sakarya Üniversitesi’nde okuyan bir öğrenci, manzarası en güzel yerlerden biri olan Manzara Kafe alanının, üniversite personeline ayrıldığını, öğrencilerin bu bölgeye alınmadığını öne sürdü. 

Konuyla ilgili hukuk mücadelesi başlatan öğrenci, yaşadıklarını sosyal medyadan açıkladı, “Bugün Sakarya Üniversitesi‘nde yaşadığım utanç verici durumu siz bağlantılarım ile de paylaşmak istiyorum. Yaklaşık bir ay önce rutin aktivitelerimden biri olarak çantamı hazırlayıp, termosa çayımı koyup, yanıma kitabımı alıp sonra da bisikletime binerek kampüsümüze kitap okumaya çıktım. Manzarası en güzel yerlerden biri olan Manzara Kafe’ye (dolmuş duraklarının alt tarafında bulunan ağaçlar ile çevrili göle bakan bölge) gittim. Fotoğrafta görünen şeritlere anlam veremeden bisikletim ile yanından geçtim. İçeri girdiğimde yalnızca aileler olduğunu gördüm ve bu durum beni biraz şaşırttı. Çünkü bu alan öğrencilerin gitmekten en çok keyif aldıkları alanlardan biriydi ve içeride öğrenci yoktu. Kitabımı okuduktan sonra geri dönerken güvenlik tarafından durduruldum ve bu alanın personel lokaline çevrildiğini, artık içeri öğrenci alınmadığını öğrendim. Bu durum benim inanılmaz derecede moralimi bozdu. 6 yıldır öğrenci olduğum bu kurumda, gitmekten en çok keyif aldığım bölgede sanki kararı alanların tapulu arazisiymişçesine parselleme yapılmış. Sırf personel ve aileleri içeride öğrenciler olmadan mangal yakıp eğlenebilsinler diye” 

Rektörlük ‘Öğrenciler Girebilir’ Kararı Verdi Ama Yine Alınmadım ! 

“Bu durum beni aşırı derecede rahatsız etti ve eve gider gitmez bilgisayarımın başına oturup YÖK’e şikayet yazdım. Yazdığım yazı kısa süre sonra SAÜ Rektörlüğü’ne sevk edildi. 1 aylık beklemenin ardından, bir hafta kadar önce yanıt aldım. Bu yanıt, bu alanın zaten öğrencilere açık olduğu hatta içerisinde öğrenciler için oturma alanlarının olduğunu söylüyordu. Rektörlükten gelen cevaba göre ben yalan konuşuyordum. Fakat önemli değildi çünkü arazinin öğrencilere de açık olduğuna dair elimde resmi yazı vardı. Bu cevabın ardından izin günümün gelmesi için 1 hafta bekledim ve nihayet bugün bisikletime binerek yine aynı bölgeye gittim ve yine aynı şerit oradaydı. Bu defa öncelikle bu alanın öğrenciye açık olup olmadığını güvenliğe sordum. Yine aldığım cevap aynıydı. ÖĞRENCİ GİRİŞİ YASAK. Bunun üzerine elimde SAÜ Rektörlüğü’nden gelen resmi bir yazının olduğunu söyledim ve güvenlik ile paylaştım. Güvenlik durumu amirine, sonrasında müdürüne danıştı. Bunun üzerine mevcut durumun rezilliği yetmezmiş gibi güvenlik müdürü, alanın ilaçlandığını ve güvenliğin beni içeri almamasını söyledi. Tabii ki ilaçlama olmadığı aşikardı. Haksızlıklarının farkında olan güvenliğin bile bana söylenen yalandan ötürü canı sıkıldı ve motivasyonu düştü. Yüz ifadelerinden net bir şekilde anlaşılıyordu. Burada güvenliğin görevini yaptığını ve bu rezillikten zerre kadar sorumlu olmadığını biliyorum. Fakat nihayetinde bugün de bir öğrenci olarak içeri giremedim. SAÜ için utanç verici olan bu durumun en kısa sürede çözülmesini ümit ediyorum” (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı) 

Kan Bağışında ‘Akrabanı Getir’ Dönemi Başladı (Özel Haber)

Deprem felaketinde çadır satışı ile itibar kaybeten Türk Kızılay Kan Merkezi, bağış kan bulmakta zorlanıyor.

Türk Kızılay Kan Merkezi’nden ismini açıklamak istemeyen bir yetkili, Bilim ve Sağlık Haber Ajansı’na (BSHA) deprem sonrasında büyüyen kan krizi hakkında konuştu. Kızılay’ın stoklarında tüm kan gruplarında stok sorunu olduğunu ve devlet, üniversite hastanelerinin talebini karşılayamadıklarını belirten yetkili, “Ne yazık ki kan stoklarımız eridi. İtibar kaybından sonra Kızılay kan stoklarındaki erimeyi durduramadı. Kamu ve üniversite hastanelerinde acil hastalar ve ameliyata girecek hastalar için yeterli stok ne yazık ki yok” dedi.

Acil Eylem Planı Başlatılmalı

Ameliyat olacak hastaların yakınlarının Kızılay Kan Merkezlerine giderek kan verdiğini, bu işlemin ardından ameliyatın yapılabildiğini anlatan yetkili, “Türkiye’nin gündeme çok hızlı değişiyor. İnsanlarımızın kan bağışı yapması lazım. Bu konuda acilen bir Eylem Planı harekete geçirilmeli” diye konuştu. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)

Öğretmenlere Şiddet Sona Ermeli

“Öğretmenlere Şiddet Son Bulmalı” diye Türk Eğitim Sen Başkanı Geylan,  MEB Bakanı Yusuf Tekin’e çağrıda bulundu.

Şiddeti önleyecek etkili yasal tedbirleri ve caydırıcı müeyyideleri içeren düzenlemenin bir an önce hayata geçirilmesini isteyen Genel Başkan Geylan, “Milli Eğitim Bakanı Sayın Yusuf Tekin ‘e çağrıda bulunuyor ve öncülük yaparak TBMM nezdinde süreci başlatmasını bekliyoruz.” dedi.

Genel Başkan Geylan açıklamasında şunları söyledi:

“Neredeyse her hafta bir eğitim çalışanına yönelik şiddet haberi basına düşüyor. Geçen hafta Kahramanmaraş’ta yaşanan saldırıdan sonra önceki gün de Gürsu Lokman Hekim MTAL’de Müdür Yardımcısı olarak görev yapan meslektaşımız Fatih Mehmet Cengiz, kendini bilmez bir veli tarafından darp edilmiştir. Çalışanlara karşı şiddeti önleyecek etkili yasal tedbirleri ve caydırıcı müeyyideleri getiren düzenlemeler bir an önce hayata geçirilmelidir. Milli Eğitim Bakanı Sayın Yusuf Tekin ‘e çağrıda bulunuyor ve öncülük yaparak TBMM nezdinde süreci başlatmasını bekliyoruz. Artık vandallık boyutuna gelen bu cüretkârlık ve pervasızlığa son verilmelidir.”dedi. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)

Uzman Öğretmenlik/Başöğretmenlik Unvanları İçin Yazılı Sınav

Uzman Öğretmenlik/Başöğretmenlik Unvanları İçin Yazılı Sınav İle Yazılı Sınavdan Muafiyet Başvuru Değerlendirme Sonuçlarına İlişkin Duyuru, MEB sitesinden açıklandı.

Milli Eğitim Bakanlığı sitesinden yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi, “Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayımlanan 7354 sayılı Öğretmenlik Meslek Kanunu ile öğretmenlik kariyer basamaklarında ilerlemeye ilişkin düzenlemeler yapılmış ve bu kapsamda 19 Kasım 2023 tarihinde Uzman Öğretmenlik/Başöğretmenlik yazılı sınavı yapılacağı bildirilmiştir. Öğretmenlik Kariyer Basamakları sınavına katılan/sınavdan muaf olan Bakanlığımız personeli başvuru sonuçlarını http://meb.ai/heHlxU adresinden öğrenebileceklerdir. Diğer taraftan sınav tedbir hizmetinden faydalanmak isteyen ve sınav başvuruları esnasında sınav tedbiri talep eden engelli adayların sınavın online olması ve tedbir uygulanacak engel türlerinin yeniden belirlenmesi nedeniyle (11 Ekim 2023-16 Ekim 2023 tarihleri arasında) https://basvuru.meb.gov.tr/ internet adresinden yeniden talepte bulunabileceklerdir.

Duyuru için tıklayınız.

(BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)

“İnsanlık Adına Büyük Bir Dramı Yaşıyoruz”

MEB Bakanı Yusuf Tekin, İsrail Filistin çatışmasını değerlendirdi.

Bakan Yusuf Tekin, Kırıkkale Valiliği’ni ziyaret ederek burada düzenlenen il eğitim değerlendirme toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Yaptığı açıklamada, Bakanlık olarak il il gezdiklerini ve eğitimin mevcut durumunu ilgililerle değerlendirdiklerini belirtti. Ayrıca, öğretmenlerle görüşerek saha hakkında bilgileri güncellediklerini ifade etti. Tekin, Kırıkkale’de gerçekleştirdikleri değerlendirme toplantısında devam eden yatırımları, eğitim öğretime açılacak okulları, öğretmen ihtiyacını ve eğitim öğretim kalitesini artırmak için alınacak önlemleri görüştüklerini ve verimli bir toplantı gerçekleştirdiklerini vurguladı.

Eğitim ve öğretimi daha konforlu hale getirmek için yapılacak çalışmaların notlarını aldıklarını aktaran Tekin, şu şekilde konuştu:

“Önümüzdeki eğitim yılı için yatırım programımıza alınabilecek konuları değerlendirdik. Herkes burada bu işe kendini adamış durumda. Bu toplantılarda yaz aylarında hayata geçirdiğimiz yeni uygulamaların sahadaki etkisini de arkadaşlarla paylaşıyoruz. MESEM’lerle ilgili aldığımız tedbirlerden bahsettik, bu konuda ciddi bir ilerleme kaydedildi. Ayrıca, açık liselere geçiş sürecini rakamlarla ele aldık. Bu konuda tedbirler alan ekiplere teşekkür ediyorum.”

Tekin ayrıca İsrail-Filistin çatışmasına da değinerek şunları dile getirdi:

“İnsanlık adına büyük bir dramı yaşıyoruz. İsrail ve Filistin arasındaki savaş süreci hepimizi üzüyor, dünya genelinde rahatsızlık yaratıyor. Uluslararası toplumun bu dramı sonlandırması için bir an önce devreye girmesi gerekiyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde Türkiye olarak adaletli hakemlik rolümüzü yerine getiriyoruz. Umarım bu konuyla ilgili uluslararası kurumlar da görevlerini yerine getirir, barışı sağlamak için Birleşmiş Milletler başta olmak üzere ilgili kurumlar bu sürece hemen müdahale ederler.” 4Bakan Tekin’in il değerlendirme toplantısına Temel Eğitim Genel Müdürü Zarife Seçer, Destek Hizmetleri Genel Müdürü Ömür Karakullukçu, Strateji Geliştirme Başkanı Ercan Türk ve İnşaat ve Emlak Genel Müdürü Özcan Duman da katıldı. Tekin, Valilik programının ardından Kırıkkale Belediyesi’ni ziyaret etti ve daha sonra Şehit Aydın Çopur İmam Hatip Ortaokulu’nu ziyaret ederek öğrenci ve öğretmenlerle buluştu.

Kızılay Anaokulu Açıldı

Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ile eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, Türk Kızılay tarafından Yıldırım’ın eşi Semiha Yıldırım himayesinde başlatılan “81 İl 81 Anaokulu Projesi” kapsamında Kırıkkale’de yaptırılan Hacı Hacer Mıstaçoğlu Kızılay Anaokulunun açılış törenine katıldı.

Bakan Tekin, törende yaptığı konuşmada okulu yaptıran hayırsever Mıstaçoğlu aliesi ve tüm hayırseverlere şükranlarını sunduğunu belirtti. Mıstaçoğlu ailesinin isminin bu sayede yaşayacağını aktaran Tekin, “Arkasından hayır dualarıyla anılacaklar. Bütün hayırseverlerimizi bu anlamda bu türden hiç bitmeyecek sadakayıcariyeye dâhil olmaya, katkı vermeye davet ediyorum.” diye konuştu.

“Yaklaşık 1,5 milyon öğrenci okul öncesi eğitime devam ediyor”

Tekin, Türk devlet geleneğinde eğitimin kundakta başladığını vurgulayarak şunları kaydetti: “Eğer Türkiye Yüzyılı inşa edeceksek Türkiye Yüzyılı kundaktaki çocuğun eğitiminden başlıyor. O yüzden biz okul öncesi eğitimi çok önemsiyoruz. Cumhurbaşkanımızın bu konudaki talimatları, önderliği ve katkılarıyla okul öncesi eğitimde Türkiye, birçok dünya ülkesine örnek gösterilecek düzeye gelmiş durumda. Şu anda sadece okul öncesi eğitim veren özel ve resmî 40 bin civarında dersliğimiz var. Yaklaşık 1,5 milyon öğrenci okul öncesi eğitim kurumlarına devam ediyor ve çağ nüfusuyla kıyaslandığında bu, çok ciddi bir rakam. 5 yaş grubu itibarıyla baktığımızda okullaşma oranı çağ nüfusunda yüzde 94. Bu da çok ciddi bir rakam. AK Parti hükûmetleri döneminde eğitim sürecine katkılarından dolayı Binali Yıldırım Bey’e şükranlarımı sunuyorum. Fatih Projesi’nin tıkanan birçok noktasında büyük katkılarınızla sorunları aşmıştık.”

Yıldırım: En önemli yatırım insana yapılandır

Binali Yıldırım ise konuşmasında en önemli yatırımın insana yapılan olduğunu söyledi. İnşaatın ömrünün 40-50 yıl olduğunu aktaran Yıldırım, “Ama insana yapılan yatırım nesilden nesile ebediyen var olmaya devam eder. Onun için ecdadımız ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.’ diye bir ilke koymuş ve bu ilke çerçevesinde 600 yıldan fazla üç kıtada yedi denizde hüküm sürmüştür.” dedi. Binali Yıldırım, artık okuma yazma, alfabe ve okuryazarlığı değil; bilgisayar okuryazarlığını konuştuklarını dile getirdi. Süratle bilişim, teknoloji, dijitalleşme ve yapay zekânın kullanılması yönünde yeni bir süreci hep birlikte yaşadıklarını belirten Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti: “Dünya çok hızlı değişiyor. Bu hızlı değişime ayak uydurmak için de yavrularımızın, gençlerimizin ta kundaktan erişkin olduğu yaşa kadar en iyi şekilde yetiştirilmesi icap ediyor. Bizim yaptığımız, öncülük ettiğimiz, öğretmen Semiha Hanım’ın yaptığı sadece çorbada bir tuz. İşin büyüğünü Millî Eğitim Bakanlığımız yapıyor. Bütün amaç, yavrularımızın okul öncesinde özgüveninin gelişmesi, kişilik oluşumunun sağlanması ve okula başlamaya hazır hâle getirilmesidir, sosyalleşmesinin sağlanmasıdır. Bu amaçla bugüne kadar 60 Kızılay anaokulu faaliyete başladı. Amaç, 81 ilde bu okulları tamamlamak. 6 da açılışa hazır hâle gelen var, diğerleri de peyderpey bağışçılar bulundukça yapılmaya devam edecek. Bu, tamamen bir sosyal sorumluluk projesidir. Burada kamu kaynağı kullanılmamaktadır ama yapılan iş kamuya, millete hizmet amacı taşımaktadır. Bütün hayırseverlerimize teşekkür ediyoruz.” Yıldırım, 20 yıldır Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Türkiye’ye gece gündüz hizmet ettiklerini ifade ederek, “Bu hizmet, yurdun her köşesinde var. Yıllardır hep şunu söylüyoruz: Yolları böldük, hayatları birleştirdik. Yolları böldük, milleti birleştirdik ama bir şeye asla ve asla izin vermedik. O da yolları böleriz, Türkiye’yi böldürtmeyiz. Terörle mücadelemizin asıl amacı da budur. Ülkemizin birliğini, beraberliğini, kardeşliğini sağlamaktır.” diye konuştu.

“BM’yi bu vahşeti ve barbarlığı durdurmaya davet ediyoruz”

Yıldırım, bugün bölgede ve dünyada her şeyin istedikleri gibi gitmediğine dikkati çekerek birkaç gün önce Filistin’de başlayan ve yürekleri dağlayan orantısız bir savaş yaşandığını aktardı. Terörün, insanlığın başının belası olduğunu vurgulayan Yıldırım, şunları söyledi: “Terörün ne demek olduğunu, nasıl bir bedel ödettiğini en iyi bilen ülkelerin başında Türkiye gelir. Kırk yıllık bir mücadelemiz var ve bu mücadelemiz her an devam ediyor ancak terörü vesile kılarak, terörü öne sürerek, topyekûn bir sivil katliam Gazze’de kabul edilemez. Sivil, çocuk, kadın ayrımı yapmadan yapılan bombardıman aslında insanlığı yok etmeye yönelik bir süreçtir. Bütün uluslararası kuruluşların, eğer hala kredisi, itibarı varsa BM’yi bu vahşeti ve barbarlığı durdurmaya davet ediyoruz ancak hiç ümit verici bir durum yok çünkü BM’nin daimi üyelerinden bir tanesi, barışı, huzuru teminle görevli olan ülke, açıkça taraf olarak bu vahşette yerini almıştır. Buradan bir barış çıkmaz. Onun için de Sayın Cumhurbaşkanı ‘Dünya 5’ten büyüktür’ demektedir. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra oldubitti ile kurulan BM, bugünün dünyasının huzuruna, barışına, insanlığın geleceğine, kardeşliğine artık hizmet etmekten çok uzak hale gelmiştir. Bölgede vahim, tehlikeli gelişmeler yaşanmaktadır. Ümit ederim, bu vahşet daha uzun süre devam etmeden, Türkiye’nin ve Cumhurbaşkanımızın çağrılarını da dikkate alarak bir an önce İsrail, bu katliamı durdurmalıdır.” Tekin, Yıldırım ve beraberindekiler, konuşmaların ardından okulun açılışını yaparak sınıfları gezdi, çocuklara hediye verdi, okul bahçesine fidan dikildi. Açılışa, Vali Mehmet Makas, AK Parti Kırıkkale Milletvekili Mustafa Kaplan, AK Parti Erzincan Milletvekili Süleyman Karaman, Türk Kızılay Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Saygılı, Belediye Başkanı Mehmet Saygılı, Binali Yıldırım’ın eşi Semiha Yıldırım, bağışçı Mıstaçoğlu ailesi, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)