Etiket arşivi: Featured

Düşbaz’dan yeni kitap resimdeki kadın yayında

Kimdir “kadın”? Kadın Venüs’tür, “anne”dir, “bakire”dir; “canavar”dır, “cadı”dır, “femme fatale”dır, yani…

Düşbaz Kitaplar, sanat tarihi profesörü Catherine McCormack’in sanat kisvesi altında gözümüzün nasıl boyandığını, eril bakışın kadın imgesini nasıl şekillendirdiğini ve günlük hayatımıza yerleştirip normalleştirdiğini anlattığı çalışması Resimdeki Kadın: Kadınlar, Sanat ve Bakışın Gücü’nü okurlarla buluşturdu! McCormack, Resimdeki Kadın’da Titian, Botticelli ve Picasso’nun eserleri gibi çok sevdiğimiz imgelerin aslında nasıl dehşet verici anlamlar taşıdığını, ataerkinin kadın deneyimini ve “öteki” olanı bastırıp yok etmek için sanatı nasıl kullandığını çarpıcı hikâyeler, anekdotlar ve kişisel görüşleriyle kaleme alıyor. Hem model hem sanatçı kadınların bakış açısını ele alan yazar, Berthe Morisot, Judy Chicago, Kara Walker’dan Beyoncé’ye uzanan çeşitli kadın sanatçıların çalışmalarını inceleyerek estetik bulduğumuz imgelere dair farklı bir bakış açısı sunuyor; inşa ettiğimiz kalıpları yıkıp kadını (veya insanı) gerçek benliğiyle kabullenmemiz gerektiğini fark etmemizi sağlıyor.

Ayrıntı Yayınları’nın, edebiyatta yeni yollar keşfetme heyecanı ve arzusuyla yola çıkan markası Düşbaz Kitaplar’dan çıkan Resimdeki Kadın: Kadınlar, Sanat ve Bakışın Gücü’nü dilimize Tuğçe Kılıç çevirdi.

 

Catherine McCormack, Resimdeki Kadın ile kadınların sanat tarihinde erkeklere oranla çok daha az ve hem kısıtlı hem de taraflı imgeler üzerinden temsil edilişini geçmişten günümüze örneklerle tartışmaya açıyor. Resimdeki Kadın, kolay okunan anlatımı ve kapsayıcı içeriğiyle sanat tarihçileri ve öğrencileri için olduğu kadar sanatla ilgilenen tüm okurların ilgisini çekecek bir çalışma.

Kimdir “kadın”? Kadın Venüs’tür, “anne”dir, “bakire”dir; “canavar”dır, “cadı”dır, “femme fatale”dır, yani “felaketin ta kendisi”dir. Hepsinden öte, kadın bakılacak bir “imge”dir.

Tarih boyunca dehşet, şiddet, istismar, kadın düşmanlığı, eril bakış ve ataerkinin inşa ettiği kalıplar sanatın maskesine gizlenerek görsel bir şölene dönüştürülmüş; telefon ekranlarında, sosyal medya paylaşımlarında; her türlü tüketim ürününün üstünde; herkesin erişebildiği dizi ve filmlerde; tarihimize ev sahipliği yapan müzelerde, meydanlarda, hatta evimizin duvarlarında sinsice yerini almıştır.

 

Seda Sayan ve Safiye Soyman’a Bayram Tasarımı

Ünlü modacı Selma Oruç ve kızı Aslı Şener, birliktelikleri ile çıktıkları yolda doludizgin başarılı çalışmalarına devam ediyorlar.

Cemiyet hayatı yanında iş ve sanat dünyası ön planda olmak üzere başarımlı tasarımlarıyla takdir gören Selma Oruç ve kızı Aslı Şener bayram için tasarladıkları Seda Sayan ve Safiye Soyman kıyafetleriyle bir kez daha işlerindeki başarıyı gözler önüne serdiler. Seda Sayan TV programı için bayrama özel hazırlattığı beyaz üzeri 5 kg boncukla işlenmiş özel tasarım bir kıyafet ile gözleri kamaştırırken, Safiye Soyman bayramda sahne aldığı gece için yaptırdığı yeşil kristal taşlardan oluşan tüy detaylı piliseli bir tasarım ile bakışları üzerine topladı.

Başarılı modacılar Selma Oruç ve kızı Aslı Şener, Tasarımlarımızı nerede giyileceği ve beden ölçüleri en çok etkileyen faktörlerdir, elbiselerimizi bir kadının vücudun da en beğendiği kısımları ön plana çıkarma fikrini ön planda tutarak tasarlıyoruz ifadesinde bulundular. Bayrama özel hazırladıkları Seda Sayan ve Safiye Soyman’a özel hazırladıkları tasarımlarına da çeşitli kesim ve çevrelerden rekor düzeyde sipariş aldıklarını vurguladılar.

Güzel oyuncu Didem Aksu Aşk kosuna için özel imaj sergiledi

Güzel oyuncu, model ve sunucu Didem Aksu magazin dünyasında elde ettiği başarıyı ticaret hayatında da sürdürüyor. Çıkardığı parfüm markası için yurt dışı ve yurt içinde özel eğitimler alan ve birçok bitki karışımı üzerinde çalışarak ürettiği, ürününe kedisinin adını vererek By Linda Aksu Cosmetics markasını piyasaya sunan Didem Aksu, aşkın kokusunu buldum iddiasına imaj olarak da kendi poz verdi.

Benim parfümlerim afrodizyak içerikli ve yüksek oranda özyağlardan oluşuyor, bu kokuları; koklayan aşık olur diyebilirim iddiasından sonra markasının imaj çalışması için kamera karşısına geçen Didem Aksu, iddiasını destekleyen görsellerle markasına dikkat çekti.

 

Ramazan Ayında Vücuda En İyi Gelecek 5 İçecek!

Uzman Diyetisyen Aslıhan Küçük Budak konu hakkında bilgiler verdi.

Ramazan ayının yaz mevsimine denk gelmesi nedeniyle susuz kalınan saatlerin süresi oldukça uzun olmakta ve bu da sağlığımızla ilgili sorunlar yaşamamıza neden olabilmektedir. Sıcakların etkisiyle vücutta fazla su kaybı meydana gelmesi sonucunda; enerji düşüklüğü, bayılma hissi, bulantı, baş dönmesi ve tansiyon düşmesi gibi problemler oluşabilmektedir. Dolayısıyla oruç tutarken sağlığımızdan olmamak için öncelikle sıvı kaybını karşılamalı, bunun için de iftar ile sahur arasında ortalama 2-2.5 litre su tüketmeye özen göstermeliyiz. Peki bunlar dışında neler içebiliriz derseniz işte size önerebileceğim 5 fit içecek:

 

1. Midenizi rezene çayı ile rahatlatın:

Uzun açlık süresinin ardından artan besin tüketimi sonucu mide krampları, mide yanması, reflü, hazımsızlık gibi bir takım şikayetlerde artış olabilmektedir. Bu şikayetleri en aza indirebilmek için ramazan ayında tükettiğimiz besinlerin pişirilme yöntemlerine dikkat etmenizde fayda var. Çok yağlı ve kızartılmış yiyecekler yerine ızgara, fırında, haşlama veya buğulama yöntemlerini tercih etmeniz mide ile ilgili sıkıntılarınızı azaltacaktır. Ama bu dikkat etmelerinize rağmen hazımsızlık ve reflü gibi şikayetleriniz varsa, yemekten sonra içeceğiniz rezene çayı ile midenizde rahatlama sağlayabilirsiniz.

 

2. Sindirim şikayetleriniz için zencefil:

Ev yapımı limonatanın içine katacağınız birkaç yaprak nane ve az miktarda zencefil hem serinlemenize hem de sindirim sisteminizin rahatlamasına destek olacaktır.

Zencefil Smoothie

1 çay bardağı limon suyu

1 çay kaşığı rendelenmiş zencefil

1 çay bardağı portakal suyu

½ çay bardağı soğuk su

Tüm malzemeleri iyice karışana kadar rondodan geçiriyoruz. Hepsi bu kadar basit, afiyetle tüketiniz.

 

3. Ramazanda Barsak Hareketleri Azalıyor

Ramazan ayının en büyük problemlerinden birisi kabızlık problemidir. Besin alımının uzun süre olmaması nedeniyle bağırsak hareketlerinde azalma olmakta ve buna bağlı olarak da bir çok kişide kabızlık yaygın olarak görülebilmektedir. Chia tohumu yüksek oranda lif içermesinden dolayı bağırsaklarınızın düzenli çalışmasında ve metabolizmanızın hızlanmasında çok etkilidir. Ara öğününüz için hem bağırsak hareketliliğini sağlayan hem de tatlı isteğinizi bastıran işte size chia tohumu içeren süper bir içecek daha:

 

Chialı Smoothie

1 su bardağı kefir

1 yemek kaşığı chia

1 çk hindistan cevizi

1 top sade dondurma

8 adet çilek

Chia tohumunu 1 su bardağı kefir içerisinde 1 saat buzdolabında bekletiyoruz ve sonra tüm malzemeleri blendrize ediyoruz.

4. Mineral açığınızı gidermek için naneli sodalı ayran:

Gün içerisinde kaybettiğiniz mineral ve sıvı açığını yerine koymak için iyi bir protein kaynağı olan ve doygunluk sürenizi uzatan evde yoğurttan yapacağınız ayran çok iyi bir tercih olacaktır. Ayranın içerisine birkaç yaprak nane ve su yerine sade maden suyu katarak yemek sonrasında midenizin rahatlamasını da sağlayabilirsiniz.

5. Komposto ile kan şekerini dengeleyin:

Gün içerisinde açlığa bağlı olarak düşen kan şekerinizin çabuk toparlanmasını sağlamak için evde hazırladığınız şekersiz kompostoyu orucunuzu su ile açtıktan sonra tüketebilirsiniz. Böylece kan şekeri düşmesine bağlı yaşayacağınız yorgunluk halini uzaklaştırmış ve toparlanmanızı daha kısa sürede sağlamış olacaksınız. Aynı zamanda şeker eklemeden hazırladığınız komposto sizi rafine şeker alımından koruyarak kilo kontrolünüzü de yapmanızda da fayda sağlayacaktır.

Ünlü Psikolog Esra Ezmeci’den YouTube’ta "Yüzleşme "Programı

SEVGİLİM BENİ BAŞKALARIYLA BİRLİKTEYKEN İZLEMEKTEN ZEVK ALIYOR

Ünlü psikolog yazar Esra Ezme’cinin papyonfilmtv yutube kanalında yayınlanan Yüzleşme” adlı programına konuk olan genç kızın anlattıkları herkesin Kanını dondurdu.Bir masaj salonunda çalışırken tanıştığı erkek arkadaşı yüzünden swinger( eş değiştirme) partilerine katılan genç kız bu yüzden il il dolaştığını söyledi.

Emniyetin yaptığı operasyonda göz altına alındıktan sonra serbest kalan genç kız bu partilere katılanların internet üzerinde birebirini bulduklarını ve eş değiştirme partilerine katılan çok fazla insan olduğunu söyledi.Esra EZMECİ den Yardım isteyen genç Kızını aynı zamanda da sevgilimin beni başkalarıyla izlerken mutlu olması beni de mutlu ediyor demesi şaşkınlık yarattı.
Kendisine bu şekilde çok müracatın olduğunu söyleyen EZMECİ, programında farklı sorunları olan insanları konuk ala ak çözüm öneriler sunacak

Merve Akıncı’nın İkinci Teklisinde Arabesk Esintiler

 

Televizyon ekranlarının ve özel gecelerin ünlü sunucusu Merve Akıncı, ikinci tekli şarkısıyla müzik severlerle buluştu.

“Dayan” isimli şarkının söz ve müziği Mustafa Arapoğlu imzası taşırken, aranjör koltuğunda da yine usta müzik adamı oturdu. “Dayan” isimli eserin klip çalışması, Diyarbakır’da bulunan 16.yüzyıldan kalma, adeta bir sanat eseri görüntüsü olan Hevsel bahçelerinde  ünlü yönetmen İdris Haydar tarafından Merve Akıncı performansı ile yapıldı. İlk tekli çalışmasındaki pop müzik tarzını arabesk müziğe kaydırdığı da görülen Merve Akıncı “Aslında ben, Okuduğum bilişim bölümünün dışında ek olarak Türk Sanat Müziği eğitimi de aldım.

Oradan zaten Sanat Müziği ve Arabesk’e ayrı ilgim oldu. Birazda zor bir dönemden geçiyoruz. Duygular yoğun insanlar hassas. Böyle bir eserin, yüreklerde ayrı bir yer edineceğini düşündüm. Toplum seviyor bu tarzı, ama genel esasta, daha keyifli ya da akustik aşk şarkıları söylüyorum” dedi. Yaz aylarının gelmesiyle hazırladığı diğer eserleri de arka arkaya çıkaracağını dile getiren Merve Akıncı, yaptığım her iki işte de başarıma güveniyorum bu sebeple de birbirine köstek değil destek olacak branşlar sonuçta sahnedeyim vurgusunu yaptı. Sahne performansı için çalışmalarına başladığını sözlerine ekleyen Merve Akıncı, yazın sahnelerde olacağını da duyurdu.

 

MERVE AKINCI YORUMUYLA “DAYAN” KLİP LİNK

 

https://www.youtube.com/watch?v=mK_qkI_SvpY

 

Çocuklarda Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğuna Dikkat!

Psikolog ve Aile Danışmanı Rojin Nazik konu hakkında bilgiler verdi.

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu adından da anlayabileceğimiz üzere kendini dikkat eksikliği, dürtüsellik, aşırı hareketlilik ile belirgin olarak göstermekle birlikte sıklıkla erken çocuklukta ortaya çıkan bir bozukluktur.

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), dikkat dağınıklığı, aşırı hareketlilik ve dürtüsellik (düşünmeden hareket etme) şeklindeki belirtileriyle bireyin akademik, sosyal ve mesleki yaşamında olumsuz etkileri bulunan nörogelişimsel bir bozukluktur.

Okul öncesi dönemde hareketlilik ile hiperaktiviteyi ayırt etmek zor iken, özellikle ilkokul döneminde yaşanan zorluklarla Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu belirgin şekilde kendini göstermeye başlar. Çocukluk döneminde, verilen ödev ve görevlerden çabucak sıkılma, hayallere dalma, dinlemiyormuş gibi görünme, eşyaları kaybetme, oturduğu yerde uzun süre kalamama, kurallara uymama, sıra bekleyememe, çevreden gelen uyaranlarla kolayca dağılma gibi belirtiler gözlenirken; yetişkin dönemde dikkat eksikliği, odaklanma sorunları, karar almada ve sürdürmede zorluk, yapılacakları ve zamanı organize etmede güçlük yaşama gibi belirtiler ön plandadır.

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğunda, Dikkat Eksikliği baskın tip, Hiperaktivite baskın tip ve birleşik tip olmak üzere üç ayrı kategoriden bahsedilmektedir:

Dikkat Eksikliği baskın tipte; odaklanma güçlüğü, dalıp gitme, herhangi bir işi sürdürmekte zorluk, dağınıklık ve dezorganize davranışlar söz konusudur.

Hiperaktivitenin baskın olduğu tipte; yerinde duramama, tez canlılık, huzursuzluk, aşırı hareketlilik, ortamla uyumlu şekilde davranamama davranışları gözlenir. Düşünmeden konuşma, kendine ve çevreye zarar verici tarzda davranış sergileme, doyumu erteleyememe gibi davranışlar ise dürtüsellik belirtisi olarak görülmektedir. Dürtüsel bireyler, başkalarının sözünü kesme, uzun vadede sonuçları düşünmeden hareket etme eğiliminde olmaktadır. Bu alt tipte süreğen bir huzursuzluk da eşlik etmektedir.

Birleşik tipte ise hem dikkat hem de hiperaktivite ve dürtüsellikle ilgili güçlükler yaşanmaktadır.

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğunun Belirtileri 

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu özellikle çocuğun okul dönemine başladığı zaman diliminde tanılanmaktadır. Akademik ve sosyal ilişkilerin arttığı evrede genellikle okulda, öğretmenler tarafından fark edilen uyum güçlükleri farklı şekillerde kendini gösterebilir. Bazı durumlarda yalnızca dikkat eksikliği ile ilgili sorun yaşanırken; bazı durumlarda ise hiperaktivite baskındır.

“TV başında hiç hareket etmeden çizgi film izleyebiliyor. Bilgisayarda oyun oynarken dikkati hiç dağılmıyor, ama dersin başına oturmuyor” şeklindeki yorumlar, başvuru sırasında en sık duyulan cümleler arasında gelir. TV programları ve bilgisayar içerikleri; sınırları belirlenmiş, odaklanma ve üzerinde aktif olarak çalışma gerektiren, yalnızca görsel değil işitsel olarak da çocuğun sürekli dikkatini gerektiren okul aktivitelerinden pek çok yönden farklılaşmaktadır. Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunda çocuk, ketleyici ya da çeldirici uyaranları devre dışı bırakıp okulda ondan beklenen görevleri yerine getirmekte zorlanmaktadır. Bu sebeple, sürekli dikkat gerektiren işlerden hoşlanmayabilir ve kaçınma eğiliminde olur.

Dikkat Eksikliği baskın tipte, en az altı ay süreyle olmak üzere; dikkati toparlamakta güçlük çekme, detayları kaçırma, okulla ilgili görevlerde özensiz olma, biri konuşurken başka şeylerle ilgilenme, herhangi bir konuşmayı, oyunu, görevi sürdürememe, odaklandığı sırada çabucak dağılma, sürekli dikkat gerektiren görevlerden kaçınma ya da hoşlanmama, sık sık eşya kaybetme (kitap, defter, kalem, silgi, cüzdan, anahtarlık gibi), sakarlık, ilgisiz düşünce ve uyaranların varlığında hızlıca dağılma, gündelik görev ve sorumlulukları unutma şeklinde belirtiler gözlenmektedir.

Hiperaktivite ve dürtüselliğin baskın olduğu tipte ise yerinde duramama, sürekli kıpırdanma, hareket halinde olma, özellikle okul ortamında sandalyede oturmama, yerinden kalkma, dolaşma, uygun olmayan şekilde hareketli olma, herhangi bir oyun ya da uğraşı sebat ederek sürdürememe, durmaksızın konuşma, düşünmeden konuşma, sorunun tamamını dinlemeden ya da karşıdaki kişinin konuşmasını bitirmeden araya girip konuşma, sırasını beklerken sabırsız olma, başkalarının konuşmasını ya da oyununu izinsiz bölme gibi belirtiler gözlenmektedir.

Futbolcu, Oyuncu Aşkında Kötü Son

 

Ekranların güzel ve başarılı oyuncusu Aleyna Eroğlu, bir dönem Türk futbolunun çok şeyler beklediği ve hızlı düşüşüyle umulanı veremeyen Batuhan Karadeniz ile yaşadığı aşk sonunda mahkemenin yolunu tuttu.
Sosyal medya üzerinden tanışan ünlü oyuncu Aleyna Eroğlu ve futbolcu Batuhan Karadeniz ilişkileri başladıktan bir süre sonra istenmeyen bir şekilde bitti. Futbolcudan davacı olan Aleyna Eroğlu, futbolcuya verdiği 300.000 lirayı istediğini bunun karşılığında darp edildiğini ve her türlü rapor ve ispatla avukatıyla dava açmak için işlemlere başladıklarını vurguladı.
İlişkileri sırasında futbolcunun kendisini işleri konusunda engellediğini de ifade eden Aleyna Eroğlu, hastalıklı bir ilişkiden kurtulduğunu son kararı Türk adaletinin vereceğini sözlerine ekledi.

Feyza Aydın Kılıç Sıra dışı bir filmle geliyor

Güzel başrol oyuncusu Feyza Aydın Kılıç, yeni filmi “Motelde Katliam” ile 24 Mart’ta sinema seyircisiyle buluşmaya hazır. Kızı Aleyna Kılıç ile kameralar karşısına ilk kez geçen Feyza Aydın Kılıç, kendisi için bu filmin öneminin büyük olduğunu dile getirdi.

HMK Film Yapım ve Murat Kuşçu yönetmenliğinde izleyiciyle buluşacak olan gerilim ve korku tarzındaki sinema filminin başrol oyuncusu Feyza Aydın Kılıç “Özel bir ön çalışma yapmadım. İçimde olan duyguyu anneyi oynadım, senaryoyu yönetmenimiz Murat Kuşçu ile yazarken karakterin içine girmiştim zaten, hiç bir projemde ön hazırlığa gerek duymuyorum senaryoyu okuyup sete girdiğim an o karakterin içinde oluyorum.

 

Oyunculuk en basit şekliyle empati duymayla başlar çünkü her oynadığımız karakterin kimliğini üzerimize giyiyoruz. İşte bende bunu çok seviyorum, olmadığım bir karakterin içine girmek ve onu seyirciye yansıtabilmek bende zamanla bir tutku ve heyecana dönüştü” dedi. Ünlü oyuncu Feyza Aydın Kılıç,  projenin konusu gerilim ve korku,  çekimlerden öncede sonrada etkisinde kaldığını da sözlerine ekledi. Sevilen oyuncu Feyza Aydın Kılıç, 24 Mart tarihinde izleyici ile buluşacak olan “Motelde Katliam” isimli filmin izlenmesi gerekli olduğunu da vurguladı.

Deprem Korkusu ile Baş Etmede Besinlerin Gücü! 

Uzman Diyetisyen Didem Yıldız Küçük konu hakkında bilgiler verdi. 

Ülke olarak zor zamanlardan geçtiğimiz bu günlerde, afet bölgesinde yaşamasak da kendimizi mutsuz, yorgun hissediyoruz. Kimimiz üzüntüden gün boyu hiçbir besin almamakta, kimimiz de dünyaya bir daha gelmeyeceğiz diyerek yüksek kalorili işlenmiş gıdalar almakta… Her iki durum da sağlımız için sakıncalı, beslenme şeklimiz mutluluk seviyemizden tutun da mantıklı karar verme becerimize kadar her adımda önemli. Zor günlerin üstesinden gelebilmek, yardıma ihtiyacı olanların yanında olabilmek için üretmeye devam etmeli, korkuları yenmeli bunun için de doğru besin tercihine dikkat etmeliyiz!

Beyin Enerji Depolamaz!  

İnsan beyninin enerji depolama yeteneği yoktur. Her gün ne kadar yeterli ve dengeli karbonhidrat – protein – yağ alırsanız beyniniz için o kadar yeterli yakıt almış olursunuz. Dinlenme anında, sadece nefes alıp verirken bile harcanan enerjinin %20’si beyne gider. Bu nedenle günlük besin alımı beyin sağlığı için önemlidir. Vücut direncinin yanında beyin sağlığı için yeterli ve dengeli beslenme önemlidir.

Nörotransmitterler Önemli! 

Duygu durumu, uyku düzeni, düşünme ve mantıklı karar verme beynin çalışmasını etkileyen kimyasallar olarak bilinen nörotransmitterlere bağlıdır. Bu nörotransmitterlerden bazıları asetilkolin, serotonin, dopamin ve norepinefrindir.

Duygusal yönümüzün ağır bastığı bu günlerde panik, stres ve üzüntü ile mantıklı karar vermek ve mantıklı davranmakta zorlanabiliriz. Beyinde mantıklı karar verme merkezi ‘Asetilkolin!’

Tiamin (B1 Vitamini) Asetilkolin salgılanmasında görev alır!

Tahıllar ve yağlı tohumlarda bulunan Tiamin vücutta depolanmaz günlük beslenme ile dışardan alınmalıdır. Beynin temel karbonhidrat ve protein ihtiyacı için her gün mutlaka tahıl grubu tüketilmelidir. Tam buğday ekmeği, kurubaklagiller, makarna ihtiyacımız kadar miktarda alınmalıdır. Tahılları işleme esnasında Tiamin vitamini kayıpları oluşabileceğinden bu ihtiyacımızı yağlı tohumlardan almak daha mantıklıdır. Ceviz, badem, fındık, fıstığı mutlaka işlenmemiş (çiğ formatta) tüketmeli, ışık ve oksijen varlığında Tiamin kayıpları olacağından saklama koşullarına dikkat edilmelidir.

Mutluluk için triptofan ve C Vitamini! 

Mutluluk hormonu serotonini bilmeyenimiz yoktur. Bu hormonun sentezi vücutta yine depolanmayan hücrelerin yapısına katılan önemli bir aminoasit olan triptofana bağlıdır. Önemli miktarda triptofan içeren yiyecekler; muz, süt, yulaf ezmesi, çikolata, yumurta beyazıdır. En fazla serotonin karbonhidratlı yiyeceklerle sentezlenir. Serotonin salgılatıyor diye fazla miktarda çikolata, basit şeker (şerbetli tatlılar, paket bisküviler) içeren yiyecekler ise stres hormonlarını arttıracağından serotonini tam tersi düşürebilir. Sağlıklı kaynak tüketimi önemlidir!

C Vitamini eksikliğinde serotonin düzeyinin azaldığı tespit edilmiştir. Bazı bazı özel durumlarda (enfeksiyon, travma, sigara kullanımı, yoğun egzersiz vs) C Vitamini ihtiyacı %20-40 oranında daha fazla olduğu çalışmalarca kanıtlanmıştır. Stres ve üzüntü ile birlikte sigara kullanımınız arttıysa serotonin hormonunun azalmaması için artan C vitamini ihtiyacını karşılamalı, bunu yaparken besinlerin tüketim şekli dikkate alınmalıdır. Bir besin ne kadar çok işlem görür (doğrama, öğütme, pişirme vs) ve pişerse o kadar vitamin kayıpları olacaktır. İştahsızsanız besinlerin içeriğinden maksimum yararlanmak için C vitamininden zengin brokoliyi ve ıspanağı çiğ şekliyle salata formatında tüketiniz. Örneğin bir avuç elinizle parçalanmış ıspanak, 1 adet rendelenmiş havuç, birkaç çiçek brokoli, marul ile büyükçe bir tabak salata hazırlayıp üzerine 1 yemek kaşığı zeytinyağı gezdirmeniz yeterli C vitamini alımını sağlayacaktır.

Dopamin için B6 Vitamini! 

Dopamin keyif alma duygusunu sağlayan bir kimyasaldır. B6 vitaminiise bu kimyasalın sentezinden sorumludur. B6 vitamini eksikliğinde yorgunluk, tükenmişlik, sinirlilik, depresyon ve uykusuzluk görüldüğü tespit edilmiştir. En iyi kaynakları, yumurta, kırmızı pancar, tavuk, sert kuruyemişler (fındık), kakao gibi yiyeceklerdir. Her gün ihtiyacınıza göre en az bir yumurta mutlaka tüketilmelidir, salatalarınıza mutlaka kırmızı pancar eklenmelidir.

Demir eksikliğini önle, depresyona güle güle! 

Demir eksikliğinde aşırı tatlı yeme isteğiyle beraber huzursuzluk, kalp çarpıntısı, depresyon sıklıkla görülmektedir. Mineralin eksikliğinin şiddetine göre gerekli tedavi planlanmalı, beslenme tedavisi ile desteklenmelidir. Demir kaynakları arasında en önemlisi kırmızı ettir. Günümüz koşullarında ulaşmak zor ise mutlaka haftada en az 3 kez kurubaklagil tüketilmeli ve kurubaklagillerin yanında koyu yeşil yapraklı sebzelerin olduğu salatalar tüketilmelidir. Elbette besin kayıplarını aza indirebilmek için ise et ve baklagil yemeklerinin yanında tüketilen koyu yeşil yapraklı sebzeler özellikle çiğ ve az işlem görmüş şekilde olmalıdır. Yeşil mercimek iyi bir demir kaynağıdır.

Kaygı ve üzüntüye bağlı aşırı iştah artışı varsa, sağlıksız ve fazla besin tüketiminin vücutta stres düzeyini arttıracağı unutulmamalıdır. Yeterli ve dengeli beslenme ile stres ve korkularımızı minimuma indirebilir, şiddet düzeyine göre tamamen ortadan kaldırabiliriz. Doğru beslenmeye destek olarak yürüyüş, egzersiz de zor günlerle baş etmede kilit rol oynayacaktır.