Kategori arşivi: Gündem

Koton halka arz oluyor

Koton’un halka arz başvurusu Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından onaylandı. 30 Nisan ile 2-3 Mayıs tarihlerinde pay başına 30,50 TL’den talep toplanacak. Koton’un halka açıklık oranının %16,5 olması planlanıyor. 

1988 yılında kurulan Koton, hazır giyim perakende sektöründe, kadın, erkek, çocuk, kategorilerinde ‘one stop shop’ olarak tek noktada tüm giyim ihtiyaçlarını karşılayan koleksiyonlar tasarlıyor ve satışını gerçekleştiriyor. Trend tasarımları özel koleksiyon iş birlikleri ve projelerle müşterilerine ulaştıran Koton, son 11 yılda 10 kez en beğenilen kadın markası seçildi*. Merkezi İstanbul’da bulunan Koton, 7.900’ü aşan personeliyle global ve kurumsal bir anlayışla faaliyetlerini sürdürüyor. 

Koton markasıyla 70 ülkede satış 

Koton şimdi, kurumsal ve finansal yapısını daha da güçlendirme ve yatırımlarını büyütme hedefiyle halka açılıyor. Halka arza ilişkin onaylı izahname Koton’un kurumsal.koton adresinde, konsorsiyum lideri İş Yatırım Menkul Değerlerin isyatirim ve  konsorsiyum eş lideri Ak Yatırım Menkul Değerlerin akyatirim adresli internet sitelerinde ve Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda (kap) yayımlandı.

Yurt içi ve yurt dışı faaliyetleriyle konsolide cirosunu 2023 yılsonu itibarıyla yaklaşık 17,2 milyar TL seviyesine taşıyan, franchise mağazalar da dâhil olmak üzere 437 mağazası ve online ticaret ile ürünlerinin 70 ülkeye satışını gerçekleştiren Koton, özgün ve verimli çalışma modeli sayesinde 31 Aralık 2023 itibarıyla brüt kâr marjını %52,0, FAVÖK marjını ise %26,6 düzeyinde gerçekleştirildi.

Halka arzda mevcut ortaklardan Yılmaz ailesi ile Nemo Apparel B.V’in sahip olduğu mevcut paylar ve sermaye artırımı yoluyla çıkarılacak yeni paylar olmak üzere toplam 136.600.000 adet B grubu pay satışa sunulacak. Buna göre şirketin halka açıklık oranının %16,5 olması planlanıyor. Halka arzdan elde edilecek gelirin %30-40’ı yurt içi ve yurt dışı mağaza açılışları ve yenilemeleri, depo otomasyon yatırımları ile bilgi teknolojileri yatırımları, %60-70’i büyüme amaçlı ürün alımlarına yönelik işletme sermayesi finansmanı için değerlendirilecek. Kâr dağıtım politikası çerçevesinde, dağıtılabilir net dönem kârının en az %20’sinin pay sahiplerine dağıtılması hedefleniyor.

 

HALKA ARZIN KÜNYESİ

  • Halka arz öncesi sermaye: 795.500.000 TL
  • Sermaye artırımı: 34.150.000 TL 
  • Halka arz sonrası sermaye: 829.650.000 TL
  • Halka Arz Satışa Sunulan Pay Adedi: 136.600.000 adet B grubu pay 
  • Birim pay fiyatı: 30,50 TL**
  • Halka Arz Büyüklüğü (Tüm Payların Satılması Durumunda): 4.166.300.000 TL
  • Halka açıklık oranı (Tüm Payların Satılması Durumunda): %16,5
  • Konsorsiyum Lideri: İş Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
  • Konsorsiyum Eş Lideri: Ak Yatırım Menkul Değerler A.Ş.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İzmir Türkiye Girişimcilik Ekosisteminin Merkezi Olacak

Yaratıcı Liderlik Zirvesi ve Creative Young Entrepreneur (CYE TÜRKİYE) Programı, girişimcilik dünyasının önde gelen isimlerini bir araya getirerek, yaratıcı potansiyelleri ortaya çıkarmayı hedefliyor.

JCI Türkiye ve JCI İzmir organizasyonuyla “Push The Limits” mottosuyla gerçekleştirilecek olan zirve, yoğun katılım ile kapılarını açtı.  Etkinlik, dünya çapında tanınmış girişimcileri ve yatırımcıları bir araya getirerek, katılımcılara unutulmaz bir deneyim sunuyor.

Ayrıca yarışmanın finalisti Avrupa’ da da yarışma fırsatı bulurken, galip gelme durumunda dünya genelinde Türkiye’yi temsil edecek. Zirveye katılan İzmir Valisi tüm çalışmaların hızlandırılarak İzmir’in tüm koşullara uygun zemine sahip olduğunu ve Türkiye’nin girişimcilik ekosisteminin merkezi konumuna geleceğini hedeflediklerini belirtti…

Zirvenin açılışına; İzmir Valisi Süleyman Elban, Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel, Selçuk Kaymakamı Oğuz Alp Çağlar, HABİTAT Başkanı Sezai Hazır, 2024 JCI Dünya Başkan Yardımcısı Fatih Şengül, JCI Türkiye Başkanı Şahin İpek, JCI İzmir Başkanı Hakan Aktay ve çok sayıda basın mensubu katıldı. 

UNICORN VE DECACORN SAYISINI HIZLICA ARTIRACAĞIZ

İzmir Valisi Süleyman Elban: “Türkiye’de girişimciliğin ilk başladığı şehir İzmir. İlk özel sektörün ilk ihracatın ilk dış ticaretin başladığı şehirdesiniz. Girişimcilik burada başlamış oldu. Aslında bizim insanımızda girişimcilik ruhu çok yüksek ama eğitim ve ne yapacağını bilememek noktasında sıkıntı yaşıyorlar. Dünyanın neresine giderseniz gidin Türk dönerci bulursunuz. Ancak şimdiki genç arkadaşlarımız çok daha iyi olanaklara sahip,  az önce öğrendim bir unicorn olma potansiyeli varmış bir şirketimizin. Bizim çok hızlı bir şekilde onlarca yüzlerce unicorn decacorn konuşuyor olmamız lazım. Bunun için de en ideal şehir İzmir. Digital göçebelerin sevebileceği, teknoloji dünyasından insanların seveceği rahat yaşayabileceği ve bu konularda görüşebileceği yatırım yapabileceği ya da istihdam yapabileceği firmaların yer aldığı ekosistemin merkezi halinde İzmir. Dünyaya örnek olacak yeni girişimcilik hikayelerinin bu zirveler vasıtasıyla çıkmasını heyecanla bekliyorum. Bu olanağı sağladığı için JCI İzmir’e ayrıca teşekkür ederim” açıklamasında bulundu.

Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel: “Kentimiz Selçuk’un mottosu da” ilham veren kentimize hoş geldiniz” İlham veren girişimciler için ilham veren kent uyumu verimli çalışmaların da ortaya çıkmasını sağlayacaktır. Bir belediye başkanı olarak sizlere kentimizi anlatmak düşer bana.1600 yıllık tarihi olan bir yerdesiniz. Kibele’den amazonlara Artemis’ten Meryem Ana’ya kadar uzanan tam bir kadın kentindesiniz. Bu kent ilk defa felsefenin konuşulduğu, ilk filozof Heraklitos ilk şairin   memleketindesiniz. Umarım bu 3 günlük yoğun çalışma sürecinizde size ilham olur”dedi.

105 ÜLKEDE 160 BİNDEN FAZLA ÜYEYE SAHİBİZ

2024 JCI Dünya Başkan Yardımcısı Fatih Şengül: “28. ulusal zirvem ancak her defasında aynı heyecan ve aynı duyguyu yaşıyorum. JCI Türkiye dünya genelindeki JCI’lar içerisinde en çok konuşulan fark yaratan oluşum. Bu da bana ayrıca gurur veriyor. Bizler gönüllü olarak bir milli forma giyiyoruz. Ne mutlu ki bu söylemimiz ile bu yıl 70 kişilik delegasyon ile Finlandiya’da olacağız. Belki buranın birincisi Finlandiya’da da Avrupa’nın en büyük girişimcilik organizasyonlarımızdan birinde birinci olarak Türkleri Türk girişimcilerini gururlandıracak. CYE programı JCI’ın global programlarında en önem verdiği program. Yıllar geçtikçe de güçleniyor. JCI Türkiye de Avrupa’da buna öncülük yapan ülkelerden biri. 105 ülkede 160 binden fazla üye ile büyük bir aileyiz. Türk gencinin Türk milletinin en doğru şekilde uluslararası arenada gönüllü olarak temsil etmeye devam etmeliyiz” şeklinde konuştu.

JCI Türkiye Başkanı Şahin İpek:“ Çalışmalarımız kapsamında hızlı bir şekilde JCI başkanlarımızı harekete geçirdik, ilerlemek ancak takım birlikteliği ile olur. JCI’ın uluslararası bir STK olması bizi bir çok dernekten ayıran en temel özelliğimiz. Bugün bizi Avrupa’da belki de dünyada gururlandıracak girişimleri ödüllendirmek ve dünyanın bir çok yerine umut olmak için bu yarışmaları çok önemsiyoruz. 15 ilde 26 şube ile daha da güçlenmeye devam edeceğiz”dedi.

70 KİŞİLİK DELEGASYON İLE FİNLANDİYA’DA TÜRKİYE’Yİ TEMSİL EDECEĞİZ

JCI İzmir Başkanı Hakan Aktay: “Bu iki gün boyunca yapılacak çalışmalar çok kıymetli, ciddi bir emek söz konusu. Her şey globalde sesimizi duyurmak, başarı elde etmek için. 

Biz yarın seçeceğimiz yarışma birincimizi Finlandiya’daki finallere göndereceğiz. 70 kişilik bir delegasyonla Finlandiya’da ülkemizi temsil edeceğiz. Bize destek olan herkese ayrıca teşekkür ederim. 

YARATICILIĞIN GÜCÜYLE YOLCULUK HİKAYELERİ

Zirvenin ilk gününden itibaren iş bağlantılarıyla başlarken, açılış konuşmaları ve yaratıcılık üzerine yapılan konuşmalarla devam edecek. Uluslararası konuşmacı yazar Jay Johnson, yaratıcı zihinleri yönlendirmeye odaklanacak konuşmalar başlığı altında bilgilendirmelerde bulunacak. Gen Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ve Yemek Sepeti Kurucusu Nevzat Aydın, TikTak Kurucusu Ersan Öztürk, SEDEFED Yönetim Kurulu Başkanı Emine Erdem, ARYA Kadın Yatırım Platformu Kurucu Ortağı Münteha Adalı eşliğinde yaratıcı liderlik ve kadınların sınırları zorlayan dönüşümü üzerine söyleşilerle devam edecek programda, Habitat Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sezai Hazır ve Seri Girişimci ve fütürist Alphan Manas, küresel şirketlerin yaratıcı liderlik perspektifini de katılımcılarla paylaşacak. 

 

GENÇ LİDERLERİN DÜNYA ARENASINDA YÜKSELİŞİ: CYE TÜRKİYE PROGRAMI

CYE TÜRKİYE Programı ise genç girişimci liderlere motivasyon sağlamayı amaçlayarak, girişimcilik alanında destek sunuyor. Program, uluslararası bir platformda genç girişimcileri tanıtmak ve desteklemek amacıyla organize ediliyor. Başvuruları 1 Mart 2024 tarihinde başlayan yarışmanın finali,27 Nisan’da gerçekleşecek. CYE TÜRKİYE Programı, genç Türk girişimcilerini global arenaya taşımayı hedefliyor ve başarıya ulaşan girişimlerin “unicorn” bir başarıya dönüşmesini amaçlıyor. Program, girişimcilere eğitimler, yatırımcı ve danışman ağına erişim, ulusal hızlandırıcı programlarına kabul fırsatı gibi birçok avantaj sunuyor. Bu bağlamda girişim sunumları yapılacak ve finale kalan dört yarışmacı; zirveye katılanlar ve yatırımcılar önünde rekabet ederek önemli bir deneyim yaşayacaklar.Jürinin değerlendirme yapacağı kriterler arasında;işin pazara olacak etkisi, iş fikrindeki yaratıcılık, ⁠işin yurtdışında büyüme potansiyeli ve sunumun etkileyiciliği yer alıyor. Bu haliyle yarışma, sadece finalistlerin değil, aynı zamanda izleyenlerin de ilham alacağı bir tecrübeye dönüşecek.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Check-Up ile Erken Teşhis Mümkün!

Son yıllarda giderek büyüyen çevre kirliliği, hazır gıda tüketimi, sigara ve alkol tüketimindeki artış beraberinde kanser, kalp krizi, diabet vb. birçok kronik hastalığın da artmasına, giderek daha küçük yaşlarda görülmesine yol açmaktadır. Bu tür kronik rahatsızlıkların çok sinsice ilerlemesi ve belirli bir aşamadan sonra kendini göstermesi hepimiz için en büyük tehlike.

Her ne kadar tıp gelişse, sağlık sistemimiz iyileşse de belli bir aşamadan sonra ilaç kullanarak kaçınılmaz sonu uzatmaktan başka bir şey kalmıyor elimizde. Bu yüzden önleyici tedbirler almak ve erken teşhis bu tür hastalıklar için çok önemli.

Özellikle; düzenli Check-Up yaptırmak önleyici ve erken teşhis imkânı sağlaması açısından hayat kurtaran bir yöntem.

Peki, ama neye göre ve nasıl Check-Up yaptırmamız lazım? Konunun uzmanından sizler için detaylı bilgiler aldık.

Galen Laboratuvar ve Görüntüleme Merkezi’nden Biyokimya Uzmanı Prof. Dr. Ayşegül AKBAY, Check-Up bu önemli konu ile ilgili sorularımızı yanıtladı ve önemli açıklamalarda bulundu.

Check-Up nedir, nasıl yapılır ve neden önemlidir? İşte detaylar…

 

Check-Up Nedir?

Check-Up, halk arasında sağlık taraması olarak bilinen, herhangi bir hastalık belirtisi olmayan kişilerde sağlık sorunu yaşayıp yaşamadığını öğrenmek için yapılan işlemlerdir. Bu tarama sayesinde pek çok hastalığın erken tanısı konulabilir. Kişiye özel olarak yapılan bu tarama için muayene, test ve tetkikler yapılır.

 

Neden Check-Up Yaptırmalısınız?

Zaman zaman insan vücudunda belirli hastalıklar meydana gelse de belirti göstermeden vücut içinde gizlice büyümeye ve ilerlemeye devam edebilir. Bu nedenle düzenli olarak Check-Up yaptırmak önemlidir. Yılda bir ya da iki defa hiçbir hastalık belirtisi olmasa bile yapılan detaylı sağlık testleri, olası hastalıkların erken teşhisine olanak sağlar.

 

Check-Up Nasıl Yapılır?

Günümüzde sıklıkla yapılan Check-Up işlemi yalnızca tahlil ve tetkik içeren işlemlerdir. Kişinin cinsiyetine, yaşına, taşıdığı risk faktörlerine, hastalığı varsa hastalığın belirtilerine göre en uygun
testler uygulanır. Laboratuvar testlerinin yanı sıra radyolojik görüntülemeler ile birlikte tarama işlemi desteklenir.

 

Check-Up Ne Kadar Sürer?

Birçok testten meydana gelen Check-Up, kişilerin hastalık belirtisi olmasa bile sağlık taraması için yaptırdıkları testlerdir. Kan testleri, idrar testleri, tomografi, MR, ultrasonografi gibi farklı testler yapılır. Vücudun her sistemi için ayrı ayrı yapılan bu testler ile vücuda sağlık taraması yapılmış olur.

 

Check-Up Ne Zaman Yaptırmalısınız?

Hiçbir hastalık belirtisi ve şikâyeti olmadan yapılması gereken Check-Up, genel olarak her yetişkin bireyin yılda 1 kez düzenli ve detaylı olarak yaptırması önerilmektedir. Ancak kişisel risk faktörleri, sağlık öyküsü ve genetik yapısı gibi faktörler nedeniyle uzman doktor gerek görürse Check-Up testlerinin 1 yıldan daha kısa sürede düzenli olarak yapılmasını tavsiye edebilir.

 

Check up Öncesi Yapılması Gerekenler

Eğer herhangi bir sağlık sorunu yoksa da bu rapor sayesinde kişi sağlık durumu hakkında bilgi sahibi olur. Bu sayede olası bir hastalığın önüne geçmek için gerekli önlemleri alabilir.

Check-Up taraması sonucunda çıkan raporun yanı sıra doktor da gerekli değerlendirmeyi yapar. Eğer herhangi bir sağlık sorunu varsa tedavi süreci planlanır. Aynı zamanda doktor, kişiye sağlıklı yaşam önerileri de sunabilir.

Sonuç olarak, Check-Up taraması yaptırmak her birey için önemlidir. Sağlıklı bireylerin de düzenli olarak Check-Up yaptırması, olası hastalıkların erken teşhis edilmesine ve tedavi sürecinin başlamasına yardımcı olur. Bu sayede sağlıklı bir yaşam sürmek ve hastalıkların önüne geçmek mümkün olur. Unutmayın, sağlık her şeyden önemlidir.

 

Check-Up Fiyatları

Check-Up hizmetleri genellikle devlet hastanelerinde ve özel sağlık kuruluşlarında sunulmaktadır. Her sağlık merkezinde farklı özelliklerde çeşitli Check-Up paketleri oluşturulur ve bu paketler kampanyalar dâhilinde hastalara sunulur. Fiyatlar, paket özelliklerine ve yapılan testlere göre değişiklik gösterebilir. 2024 yılı itibarıyla Check-Up fiyatları 3000 ile 4000 TL arasında değişmektedir.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Egeli zeytin zeytinyağı ihracatçıları ambalajlı ihracatı ödüllendirdi

Zeytin ve zeytinyağı ihracatçılarının Türkiye’deki tek çatı kuruluşu olan Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği (EZZİB), 2023 yılı Mali Genel Kurul için toplandı. EZZİB’in Genel Kurulunda sektörün gündemindeki başlıklar masaya yatırıldı.

EZZİB’in Genel Kurul Toplantısı sofralık zeytin ve zeytinyağı ihracatında ambalajlı kategoride ilk 10’ar firmanın ödüllerini aldığı “EZZİB İhracatın Yıldızları Ödül Töreni”ne de ev sahipliği yaptı.

Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Davut Er, “2022/23 sezonunda rekor kırarak, sektör tarihin en yüksek ihracat rakamlarına ulaştık. Sofralık zeytin ihracatımız bir önceki sezona kıyasla tutar bazında %7 artarak 172 milyon dolardan 184 milyon dolara yükseldi. 1 Kasım tarihinde başlayan 2022/23 zeytinyağı ihracat sezonunda ise; 118 ülkeye ihracat gerçekleştirdik, toplam zeytinyağı ihracatımız miktar bazında %158 artarak 58 bin tondan 150 bin tona, tutar bazında ise %259 artarak 201 milyon dolardan 723 milyon dolara yükseldi.” dedi.

2022/23 ihracat sezonunda rekor kırdık

Başkan Er, “Sofralık zeytin üretiminde dünyada lider ve zeytinyağında ise İspanya’dan sonra en büyük 2. üretici konumuna yükseldiğimiz 2022/23 ihracat sezonunda, üretimdeki rekor ile birlikte elde ettiğimiz başarıyla, toplam sektör ihracatımız 947 milyon dolara ulaştı ve sektörümüz dünya pazarlarında çok önemli bir yer edindi. Temmuz ayı sonunda getirilen dökme ve varilli ihracat kısıtlamasına rağmen, bu artışta katkısı olan tüm üyelerimizi canı gönülden kutlar ve sektörümüze verdikleri katkılardan dolayı teşekkür ederim. Bu rakamı önümüzdeki birkaç yıl içerisinde 1,5 milyar dolara, 2028’de ise 2 milyar dolar seviyesine çıkarmayı hedefliyoruz.” diye konuştu.

2023/24 sezonunda sofralık zeytin ihracatımız 114 milyon dolara yükseldi

Davut Er, “İçinde bulunduğumuz 2023/24 sezonu verilerine baktığımızda ise, 31 Mart 2024 itibariyle sofralık zeytin ihracatımızın geçtiğimiz sezona göre tutar bazında %18 artarak 96 milyon dolardan 114 milyon dolara yükseldiğini görüyoruz. 31 Mart 2024 itibariyle zeytinyağı ihracat sezonunun ilk 5 aylık verilerine baktığımızda ise, miktar bazında %62 azalışla 81 bin tondan 31 bin tona gerilediğini üzülerek görüyoruz. Tutar bazında ise %36 azalarak 358 milyon dolardan 228 milyon dolara düşmüş bulunmakta. Dökme ve varilli zeytinyağı ihracatına getirilen kısıtlama uygulamasına devam edilmesi durumunda, sektörümüzde telafisi mümkün olmayan hasarlara yol açacaktır. 1 Ağustos 2023 tarihi itibariyle dökme ve varilli zeytinyağı ihracatına yönelik ek tedbirler getirilerek, bu ürünlerin ihracatı 1 Kasım tarihine kadar kısıtlandı. 17 Ekim 2023 tarihinde ise söz konusu kısıtlama uygulaması süresiz uzatıldı.” dedi. 

Başkan Er, “Türkiye, 2022/23 sezonuna yaklaşık 50 bin ton zeytinyağı stoğuyla girdi. Rekoltemiz de 380 bin ton olarak hesaplandı. Afrin’den gelen 50 bin ton zeytinyağı dikkate alındığında 500 bin ton civarında zeytinyağı varlığımız oluştu. 175 bin ton iç tüketim ve 150 bin ton ihracatımız olduğunu hesaba kattığımızda, 2023/24 sezonuna yaklaşık 140 bin ton stok fazlasıyla girdik. 2023/24 sezonunda 140 bin ton stok, 185 bin tonluk rekolte ve 50 bin ton Afrin’den gelen zeytinyağını topladığımızda 375 bin ton zeytinyağı varlığımız oluştu.  2023/24 sezonunda 100 bin ton ihracat, 175 bin ton iç tüketim olacağını öngördüğümüzde, 2024/25 sezonuna minimum 100 bin tonluk stokla gireceğiz.” diye konuştu.

Yaklaşmakta olan çok güzel bir ürün rekoltesinin güzel haberlerini alıyoruz

Davut Er, “Bugün itibariyle Türkiye’nin güneyinden kuzeyine, batısından doğusuna 200 milyon zeytin ağacı 2024 yılı için çiçeklerini açmış ve beyaza bürünmüş durumda. Yaklaşmakta olan çok güzel bir ürün rekoltesinin güzel haberlerini alıyoruz ülkemizin her köşesinden. Türkiye’nin zeytinyağı arzında hiçbir sıkıntı kesinlikle söz konusu değildir. Son üç yılda zeytinyağına dört kez getirilen ihracat kısıtlamaları amaçlandığı üzere fiyat artışlarını yavaşlatmakta yeteri kadar etkili olmadığı gibi, aksine üretici ve mal tedarikçilerini beklenti içine soktu. Yeterli miktarda mal arzı olmadığı için piyasa daha da sıkıntıya girerek bloke oldu. Zeytinyağı fiyatları kısıtlama uygulaması olduğu dönemlerde daha da yükseldi.” dedi.

Başkan Er, “İhraç edilemediği için depolarda bekletilen zeytinyağları ise olumsuz depolama koşulları nedeniyle bozulmaya başladı, yüksek kaliteli sızma yağlar rafinajlık yağlara dönüştü ve bu da %30’luk bir değer kaybına, ihracat tutarımıza orantılandığımızda ise yaklaşık 300-400 milyon dolar döviz kaybına neden oldu. Söz konusu kısıtlamaların hem iç piyasaya hem de ihracata hiçbir katkısı olmamıştır. Çünkü son kısıtlama kararından bu yana uluslararası piyasalarda kg başına ortalama zeytinyağı fiyatı 2 ila 2,5 € seviyelerinde geriledi.” diye konuştu.

Türk zeytinyağı ihracatçılarının yıllık yaptığı kontratlar bulunduğunu vurgulayan Başkan Er, söz konusu kısıtlamaların firmaların taahhütlerini yerine getirememelerine neden olduğunu söyledi.

“Bu durum sektör için prestij kaybının yanı sıra, önümüzdeki yıllarda bu müşterilerle çalışmayı da zorlaştırdı ve zor şartlarda kazanılmış olan birçok pazarı kaybetme noktasına getirdi. Katma değeri yüksek ambalajlı ihracatı artırmak ana hedefimiz olmakla birlikte firmalarımız ithalatçılardan gelebilecek farklı talepleri karşılamak durumunda. Dünyada catering, balık konservesi gibi alanlarda faaliyet gösteren firmalar önemli miktarda zeytinyağını kendi üretimlerinde kullanılmak üzere ülkemizden dökme olarak temin etmektedir. Diğer yandan hem kutulu hem de dökme mal talep eden alıcılar bulunmakta olup, bu firmalara sadece kutulu zeytinyağı satıp dökme taleplerini başka ülkelerden karşılamalarını beklemek bu alıcıların tamamıyla kaybı anlamına gelmektedir.”

Ambalajlı ürünlerde uygulanan ihracat destekleri tekrar getirilmeli

Davut Er, “Nitekim 2021/22 sezonu verilerine baktığımızda, İspanya ve İtalya yapılan ihracatın dökme zeytinyağı ihracatımızın sadece %20’sini oluşturduğunu, geri kalan %80’nin başta ABD olmak üzere, Fildişi Sahili, İran, Birleşik Arap Emirlikleri, Japonya, Avustralya gibi ülkelere yapıldığını görmekteyiz. İhracat rekoru kırdığımız 2022/23 sezonunda ise toplam dökme zeytinyağı ihracatımızın %30’unu tek başına ABD’ye yaptığımızı görüyoruz. Her fırsatta dile getirdiğimiz üzere, ambalajlı zeytinyağı ihracatımızı artırmanın yöntemi dökme ve varilli ürünlere kısıtlamalar getirmek değil, ambalajlı ürün ihracatını teşvik etmektir. Ambalajlı ürünlerde uygulanan ihracat desteklerin muhakkak tekrar getirilmesi gerekmekte. Sektör olarak zeytin ve zeytinyağına yönelik uygulanmakta olan pozitif ayrımcılığın devam ettirilmesini ve önümüzdeki yıllarda ürünlerimize yönelik desteklemelerin farklılaştırılarak devamını bekliyoruz.” dedi.

Başkan Er, “Ülkemizde üreticilere sağlanan desteklerin de düşüklüğü göz önünde bulundurulduğunda, İtalya, İspanya gibi AB üyesi ülkelerle rekabet edebilmemiz için 2022 yılı sonunda kaldırılan ihracat sübvansiyonları yerine yeni bir destek yöntemi ile devam edilmesi ambalajlı ihracatımızın artması açısından kritik bir öneme sahip. Bugünlerde dünya zeytinyağı fiyatlarının hızla geri gelmekte olduğunu ifade etmiştim, ayrıca önümüzdeki sezon iklim koşulları bu şekilde devam ederse çok güçlü bir zeytin ve zeytinyağı rekoltesi bizi beklemekte. Bu ortamda ihracatçımızın dünya piyasalarında rekabetçi olabilmesi ve güçlü bir şekilde varlığını sürdürebilmesi için dökme ve varilli zeytinyağı ihracatında ton başına uygulanmakta olan 200 $ verginin de kısıtlama uygulamasıyla beraber kaldırılması sektör olarak talebimizdir.” diye konuştu.

Sürdürülebilir üretim teknikleri benimsenmeli

Davut Er, “Avustralya başta olmak üzere uzak pazarlarımıza yönelik sektörel ticaret heyeti organizasyonlarımız ve başta ABD’de Summer Fancy Food Show ve Expo West, Japonya’da Foodex, Çin’de China International Import Expo Fuarları olmak üzere, yurtdışında Türk zeytin ve zeytinyağının tanıtımı için faaliyetlerimizi gerçekleştiriyor olacağız. İhracat hedeflerimize ulaşmak için çalışırken geleneksel yöntemlerin yanı sıra çevreci, enerji verimli ve sosyal sorumluluk prensiplerine uygun sürdürülebilir üretim tekniklerinin benimsenmesi için faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Ancak, bütün bu hedeflere ulaşabilmemiz için sektör paydaşlarımızın bir araya gelerek iş birliği yapması ve sektörümüzü karşılaştığı engellere hep beraber çözümler üretmesi büyük önem taşıyor.” dedi.

Türkiye’nin 2002 sonrasında zeytincilik sektörüne büyük yatırım yaptığını açıklayan Başkan Er, “Devlet destekleriyle 90 milyon olan zeytin ağacı varlığımız 200 milyona çıktı. Bu ağaçlardan son dönemde beklediğimiz verimi de almaya başladık. Tarım ve Orman Bakanlığımızın hesaplamalarına göre Türkiye’nin 650 bin ton zeytinyağı, 1 milyon 200 bin ton sofralık zeytin üretebilecek potansiyele ulaşması söz konusu olabilecek. Bu rekolteye ulaştığımızda bu ürünü değerlendirecek bir planımızın bugünden yapılıyor olması gerektiğine inanıyoruz. Yönetim Kurulumuz ile ihracatımızın artması, ihracatçılarımızın ve üreticilerimizin daha fazla kazanmaları için yoğun çaba harcıyoruz.   Bu çerçevede, son dönemde özellikle dökme ve varilli ihracatta yaşanan sıkıntıların farkındayız. Bu konu ile ilgili olarak Ticaret, ayrıca Tarım ve Orman Bakanlığımız ile yakın temas halindeyiz ve ihracatımızın önünün açılabilmesini teminen görüşmelerimiz devam etmekte, ortak bir paydada buluşarak, tıpkı geçtiğimiz sene olduğu gibi kısa bir sürede bu sıkıntının da çözüleceğine inanıyoruz.” diye konuştu.

Natürel sızma zeytinyağı ihracatında GTİP uyumsuzluğu problemleri çözümlendi

Başkan Er, “Zeytinyağı GTİP’lerimizin AB ve dünya standartlarına uyumlu hale getirilmesini teminen Birlik olarak yürütmüş olduğumuz çalışmalar neticelendi ve taleplerimiz çerçevesinde revize edilmiş olan zeytinyağı ile prina yağı GTİP’lerin yer aldığı yeni Tarife Cetveli 30 Aralık tarihli resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bu sayede özellikle natürel sızma zeytinyağı ihracatında GTİP uyumsuzluğu nedeniyle yaşanan problemleri ortadan kaldırmış olduk ve istatistik verilerin daha sağlıklı tutulmasını sağladık. 17 Nisan 2024 tarihinde Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat ile makamında bir toplantı gerçekleştirdik ve sektör olarak kısıtlama uygulaması ile ilgili taleplerimizi kendisine aktardık.” dedi. 

Davut Er, “Bakanımız kısıtlama kararı konusunda Tarım Bakanlığının Mayıs sonu Haziran ortası itibariyle yeni sezon üretimini görmek istediğini ve yeni rekolte daha net gözlemlendikten sonra kararın tekrar değerlendirileceğini tarafımıza iletti. Bu kapsamda geçici bir çözüm olarak, Sayın Bakanımıza ihracatçılarımıza sözleşmeleri çerçevesinde kota tahsis edilmesi yönündeki taleplerimizi ilettik. Bakanlığımız bu yöndeki olumlu yaklaşımları sonrasında, şu an sizlerden toplamış olduğumuz eski kontratlara ilişkin evraklar Sekreteryamız tarafından ilgili mercilere kontrol edilip iletiliyor. Umarım kısa zamanda olumlu dönüş bekliyoruz.” diye konuştu.

Türkiye ve Birleşik Krallık arasındaki STA’nın yenilenmesi için müzakere görüşmeleri 10 Haziran’da tekrar başlıyor

Başkan Er, “Bu toplantıda aldığımız bir başka müjdeli haber ise, AB ve Gümrük Birliğinden ayrılan Birleşik Krallık ile ilgili.  Türkiye ve Birleşik Krallık arasındaki STA ‘nın yenilenmesi için müzakere görüşmelerinin 10 Haziran’da tekrar başlayacağını ve bu müzakerelerde zeytinyağının en öncelikli ürün olarak ele alınacağı bilgisini edinmiş buluyoruz. Konuyu hem sayın Bakanımız hem de Anlaşmalar Genel Müdürümüz Hüsnü Dilemre ile ayrıntılı bir şekilde görüşme fırsatımız oldu. İngiltere’nin Türkiye’den zeytinyağı ithalatı için gümrük vergisinin sıfırlanmasına son derece olumlu yaklaştığı bilgisini edindik. Bunun gerçekleşmesiyle şu an hemen hemen bütün ihtiyacını İspanya, İtalya gibi AB ülkelerinden karşılayan ve yıllık ortalama 70 bin ton zeytinyağı ithal eden İngiltere pazarında ülkemizin çok önemli bir pazar payı edineceğini düşünüyoruz.” dedi.

2023 YILI AMBALAJLI ZEYTİNYAĞI KATEROGİSİ İLK 10 FİRMA

1          VERDE YAĞ BESİN MADDELERİ SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ

2          MARBIL YAG SAN.VE TİC. A.S.

3          KOZMOPOLİTAN GIDA SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ

4          SAVOLA GIDA SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ

5          ALHATOĞLU ZEYTİNCİLİK GIDA ZİRAİ İLAÇ VE TARIM MAKİNALARI SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ

6          TİCARET VE SANAYİ KONTUVARI TÜRK ANONİM ŞİRKETİ

7          ERAYDIN TARIM ÜRÜNLERİ GIDA PETROL HAYVANCILIK   İNŞAAT NAKLİYE  SAN.VE TİC.İHR.İTH .LTD.ŞTİ.

8          YONCA GIDA SANAYİ İŞLETMELERİ İÇ VE DIŞ TİCARET ANONİM ŞİRKETİ

9          TARIM KREDİ TEDARİK VE ÜRETİM ANONİM ŞİRKETİ

10        POYRAZ ZEYTİNYAĞI TARIM SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ

 

2023 YILI AMBALAJLI ZEYTİN KATEROGİSİ İLK 10 FİRMA

 

1          TOPRAK ZEYTİN ZEYTİNYAĞI GIDA TARIM ÜRÜNLERİ HAYVANCILIK SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ

2          EKER GIDA NAK.İNŞ.SAN.TİC.LTD. ŞTİ.

3          GÜNKAR İNŞAAT GIDA TEKSTİL NAKLİYAT İTHALAT İHRACAT SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ

4          MAROLİ GIDA SANAYİ VE DIŞ TİCARET ANONİM ŞİRKETİ

5          YUNUSLAR TARIM ÜRÜNLERİ GIDA İNŞAAT TURİZM NAKLİYAT SANAYİ VE DIŞ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ

6          AYDONA GIDA İNŞAAT.TESTİL .TUR.ENERJİ NAK.OTO.SAN.İÇ VE DIŞ TİC.LTD.ŞTİ.

7          UGS-URLA GIDA VE TARIM ÜRÜNLERİ SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ

8          SALTAY DIŞ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ

9          YENİÇAĞ GIDA SAN.VE TİC.A.Ş.

10        EROĞLU YERLİ ÜRÜNLER GIDA HAYVANCILIK TURİZM İNŞAAT SARRAFİYE NAKLİYE İHRACAT İTH.SAN.VE TİC.LTD.ŞTİ

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

UEZ Beşinci Panel | 21'inci Yüzyıl için Sürdürülebilir İş Modelleri ve Stratejiler

Panelde konuşan Eksim Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Osman Arıoğlu, “İsrafı önleyemezsek yerine koyma imkanımız olmayan değerleri kaybetme riskiyle karşı karşıya kalırız” dedi.

Capital, Ekonomist, Start Up ve CeoLife dergileri tarafından düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi (UEZ Sapanca 2024), bu yıl 13’üncü kez Türkiye ve dünyanın saygın siyasetçilerini, iş dünyası liderlerini ve akademisyenlerini ağırladı.

Sponsorluğunu Eksim Holding’in üstlendiği beşinci panelin teması “21’inci Yüzyıl İçin Sürdürülebilir İş Modelleri ve Stratejiler” oldu.

Panelin moderatörlüğünü Multinet Up CEO’su Ali Emre Sever üstlendi. Sever, “Şu anda kuşkusuz iş dünyasının en önemli trendlerinden birisi sürdürülebilirlik” dedi.

Eksim Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Osman Arıoğlu, panelde yaptığı konuşmada, çevrenin korunmasının önemine dikkat çekti. Arıoğlu, şöyle konuştu:

“İşin odağında aslında bizim gündemimiz var diye düşünüyorum. Çünkü çevre olmazsa biz israfı önleyemezsek o zaman yerine koyma imkanımız olmayan değerleri kaybetme riskiyle karşı karşıyayız. İstanbul’da Boğaz’da denize girilemezdi. Körfez perişan durumdaydı. Belediye başkanlığı seçimlerinin en önemli vaatleri bir dönem Haliç’in nasıl temizleneceği konusu olmuştu.

Faaliyetlerle farkındalıklar oluşmaya başladı

Bugünse ne Haliç’e giderken kimse burnunu tutuyor ne de Körfez’de artık bir sıkıntı kalmadı. Bu tabii ki zaman istiyor. Çevreyi belli bir dönem hor kullandı Türkiye. Kademe kademe toplumda dernek sosyal fayda ile ilgili faaliyetlerinin bilinçlendirmeleriyle çevrenin, doğanın kıymeti daha farkında olunan durumlar olmaya başladı. Bizim de aslında zaten faaliyet konumuz olan alanlar esasen enerji ve gıda. Bir tarafta yenilenebilir enerji, enerjinin kirli tarafında değiliz.

Hem ülkenin cari açığının azaltılmasına ürettiğimiz enerjiyle katkıda bulunurken ve katkının devamlılığını sağlarken bir yandan da karbon salımını önlemeyle ilgili bir faaliyet yapıyoruz. Yaklaşık 2023 yılında sadece Türkiye’de yenilenebilir kaynaklardan ürettiğimiz enerji 1.8 milyar kW saat. Bunun çevreye sağladığı katkı, karbon emisyonuna sağladığı katkı da 1.3 milyon ton olarak değerlendirebiliriz.”

Herkes değişmek zorunda

Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adil Sani Konukoğlu, şöyle konuştu:

“Sürdürülebilirlik şu anda bütün iş dünyasında olduğu gibi, sanat dünyasına kadar herkesin gündeminde. Sanko Holding olarak baktığımıza zaman, biz 1904’ten bu yana bu sene 120’nci yılımız. 120 yıldır sürdürülebilir bir şirket olmak için mücadele veriyoruz. Kendini yenilemeyen müessese sahibini yeniler derdi rahmetli babam. Döneme ayak uyduramıyorsanız mutlaka birileri gelir sizi satın alır ve değişimi onlar gerçekleştirirler. Geleneksel şirketlerde sürdürülebilirlik ve değişimi gerçekleştirmek gerçekten çok zor. Yeni bir şirket olsanız sıfırdan başlayıp düzenli bir şekilde ilerleyebilirsiniz. Ama 40 yıldır sizinle çalışan insanlar var. Siz de onların yanında yetişmişiniz. Böyle bir durumda değişim yapabilmek için gerçekten zorlandığınız anlar oluyor. Yapay zekayı konuşuyoruz şu anda. Net bir şekilde önümüzde neler olduğunu görüyoruz. Yaşamın içinde var artık bunlar. Bizler hepimiz değişmek zorundayız.”

Paydaşların birlikte çalışması önemli

SKD Türkiye Yüksek İstişare Kurulu Başkanı ve Fibabank Yönetim Kurulu Üyesi Ebru Dildar Edin, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

“2015 yılında Paris İklim anlaşması toplantısına katılmıştım. Ardından Türkiye’de sonuçlarını TÜSİAD toplantısında banka temsilcisi olarak birkaç konuşmacıyla birlikte panelisttim. Kimler katıldı derseniz. Sadece teknisyenlerin katıldığı, patronların hiç konuşmadığı ve sahiplenmediği bir ortamdı. O zaman sürekli çağırıyorduk patronları da. Şimdi onlar da en büyük savunmacılarından biri oldu. Tüm iş dünyasının bu şekilde gelişiyor olması. Sürdürülebilirlik değil sosyal konuların da sahipleniliyor olması benim açımdan mutluluk verici. Dünya değişiyor, Türkiye değişiyor ama bu süreçte paydaşların birlikte çalışması önemli. Sanayi şirketi, sadece kOBİ’nin ayrı ayrı yapması önemli değil. Biz de derneğimizi bu amaçla 2014 yılında kurduk. Türkiye yurtiçi hasılasının %28-29’unu temsil ediyor. Çok büyük şirketler, holdingler var bünyemizde. Etki alanlarımız önemli. İyi uygulamaları paylaşmayı amaçlıyoruz. Birçok ülkede yeşil partiler var. Meclisin içine girmiş sosyal ortama katkı sağlamaya çalışan gruplar var. Ne yazık ki Türkiye’de böyle değil. Sivil toplum kuruluşlarına çok önemli görevler düşüyor.”

Yeşil dönüşüme uygun krediler

TSKB Genel Müdürü, Yönetim Kurulu Üyesi Murat Bilgiç, sürdürülebilirliği farklı temalarla birleştirdiklerini söyledi. Bilgiç, şöyle konuştu:

“Ölçüyoruz. Krediyi vermekle bitmiyor. Kredilerimizin şartları da var. Verdiğimiz kredinin yüzde 80’inden fazlası uzun vadeli ve yeşil dönüşüme uygun krediler. Danışman kuruluşlarımızla veya yetkili kuruluşlarımızla ölçüyoruz. Taahhütlerin yerine getirilmesi için ciddi adımlar atılması gerekiyor. Bu yolculukta kredi kullananlar daha uygun maliyetle daha uygun kaynaklara erişebiliyor bizim gibi firmalardan kredi kullananlar. Aynı zamanda uluslararası firmalardan kredi kullanmış oluyorlar.

Kredilere emisyon hedefleri konuluyor

Kredilerimiz için ilave yaptırımlar oluyor. Örneğin emisyon hedefleri koyuyoruz. Yerine getirilemediyse sözleşmede ilave maliyet gerektiren şartlarımız var. Müzakerelerimiz de uzun sürüyor şirketlerle. Ticari bankalarda da bu tür koşullar var. Kağıt üstünde konulan koşullar değil. Gerçekten ölçülmesi gerekiyor. Bankalar aracı kuruluşlar. Bankalar aslında kaynak alıp kaynak veriyor. Bizim de kaynak kuruluşlara taahhütlerimiz var. Nitelikli fonlar, çok uzun fonlardan bahsediyorum. Örneğin 300 milyon dolarlık bir kaynak fon imzalayacağız, çok fazla koşulları var. Müşteriye kredi verirken bu koşullarla veriyoruz. Bir derece veriyoruz. Kendimizi de derecelendiriyoruz. Dünya Bankası bizi, biz de müşteriyi takip ediyoruz. Uyamayacaksak kredi vermiyoruz. Çok az sayıda nitelikli projelerde krediler kullandırıyoruz.”

Verimlilik anlamında önemli değişiklikler yaşandı

Migros Grubu İcra Başkanı Dr. Ömer Özgür Tort, şu ifadeleri kullandı:

“Bütün şirketlerin en temel misyonu büyümelerini sürdürülebilir ve karlı hale getirmek. Migros da 70 yaşını kutluyor bu sene. Belli bir iş modeliyle sürekli büyümeyi devam ettirmeyi arzulayan bir şirket. Mal girer, mal çıkar, para girer, para çıkar. Sistem eskiden buydu. Hâlâ da böyle. Ama verimlilik anlamında çok değişiklikler yaşadık. Lojistik önemli bir ayak. Müşteri de veri oldu artık. Müşteri girer veri çıkar, müşteri gelir veriyi işleriz oldu artık. Köklü şirketlerde bu dönüşüm daha da özel bir mesai gerektiriyor. 3400’ü aşkın mağazamız var. Arka tarafta 56 tane dağıtım merkezi, 16 tane paketleme merkezimiz var. Bir tarafta mağazacılık var ama bir taraftan da üretim ve planlama var. Gıda çok aktif bir sektör. Tüm müşterilerimizin bize ulaşabilmesi için 15 dakika hedefi koyduk kendimize. Bütün mağazaları online dağıtım merkezine dönüştürmüş durumda. 

Tabi enerji sektöründen de çok bahsediliyor. Elektrikli araçların gelmesi kesin artık. Otoparklarımızda şarj ünitelerimiz var. Elektrikli araçların şarjını entegre ettiğimiz bir yapıyı kurmaya çalışıyoruz. 

Büyüme enerjisini ortaya koyarken bu işten bir şekilde para kazanmanın yolunu bulabilmek. Yalnızca büyümekten bahsetmiyoruz. Verimli büyüme modellerini uygulamak gerekiyor.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Netflix, Türkiye'de 13 binden fazla kreatif sektör çalışanına istihdam sağladığını açıkladı

Netflix Türkiye,Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Kreatif Endüstriler Meclisi  tarafından düzenlenen ‘Kreatif Ekonomi Zirvesi’nde kamu ve özel sektör temsilcileriyle bir araya geldi.

Netflix Türkiye, Orta Doğu ve Kuzey Afrika Kamu İlişkileri Direktörü Pelin Mavili, katıldığı ‘Kreatif Endüstrilerin Ekonomik Kalkınmaya Etkisi’ panelinde Türkiye’de 80’den fazla yapım ve dağıtım şirketiyle iş birliği yaparak zengin bir içerik kütüphanesi oluşturduklarını ve bu süreçte 13 binden fazla sektör çalışanına istihdam sağladıklarını açıkladı. 

Lider eğlence platformu Netflix, TOBB Türkiye Kreatif Endüstriler Meclisi tarafından düzenlenen ve iki gün sürecek olan Kreatif Ekonomi Zirvesi‘nin bugünkü programına katıldı. Kamu ve özel sektör temsilcilerinden, akademisyenlere kreatif endüstrilerde öne çıkan isimlerin ağırlandığı zirveye, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Zekeriya Coştu, Ticaret Bakan Yardımcısı Ö. Volkan Ağar ve TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun yanı sıra TOBB Türkiye Kreatif Endüstriler Meclisi Başkanı A. Ata Kavame, TOBB Türkiye Kreatif Endüstriler Meclisi Başkan Yardımcısı Berat Kuzu ve Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay katılım gösterdi. Ankara’da gerçekleşen zirvede konuşan Netflix Türkiye, Orta Doğu ve Kuzey Afrika Kamu İlişkileri Direktörü Pelin Mavili, sektörün ekonomik etkileri konusunda dikkat çekici açıklamalar yaptı. 

13 BİN SEKTÖR ÇALIŞANINA İSTİHDAM İMKANI

Son yıllarda film ve dizi sektöründeki üretimin arttığına dikkat çeken Pelin Mavili, “Netflix olarak amacımız, üyelerimizi çeşitli tür ve formatlardaki en iyi yapımlarla buluşturmak. Bu doğrultuda Türkiye’de 80’den fazla yapım ve dağıtım şirketiyle iş birliği yaparak zengin bir içerik kütüphanesi oluşturduk. Bu süreç, 13 binden fazla sektör çalışanı için istihdam yarattı. Bu önemli bir başarı ama daha fazlasını yapmaya kararlıyız” dedi.

YERLİ YAPIMLARIN KAPSAMA ALANI GENİŞLEDİ

Türkiye’nin güçlü kreatif sektörü sayesinde uzun yıllardır birçok ülkeye içerik ihraç edildiğini belirten Mavili, Netflix ile bu erişimin daha da genişlediğini vurguladı: “Dünya genelinde yaptırdığımız bir araştırmaya göre, Netflix üyeleri, üyemiz olmayan kişilere göre Türk yapımlarını yüzde 50 oranında daha fazla izliyor. ABD’de bu oran yüzde 100’e yaklaşıyor. Başka bir deyişle artık geçmişte Türk yapımlarına ilgi duymayan kitlelere de ulaşıyoruz” dedi. 

KÜLTÜREL ETKİLEŞİM EKONOMİK DEĞER YARATIYOR

Pelin Mavili, bu geniş erişimin Türkiye’ye kültürel ve ekonomik açıdan sağladığı katkıları şöyle açıkladı: “Bulundukları ülkelerde Netflix’teki Türk yapımlarını izleyen üyelerimizin Türkiye’yi ziyaret etme istekleri 2.6 kat artıyor. Türkçe öğrenme istekleri ise 4.6 katına çıkıyor. Benzer şekilde hem kreatif sektörümüze hem de Türkiye’de üretilen ürün ve hizmetlere olan ilgi ciddi şekilde artıyor.”

SEKTÖRÜN GELECEĞİNE YATIRIM

Panelde sektörün geleceğine yapılan yatırımların önemine değinen Mavili, “Netflix olarak Türkiye’de senaryo yazarlığından yaratıcı yapımcılığa kadar çeşitli alanlarda ücretsiz eğitim programları düzenliyoruz. Son olarak Ankara Bilim Üniversitesi ile iş birliği içinde görsel efekt konusunda yeni yetenekler yetiştirecek bir ders açtık. Sektörümüzün geleceğe çok daha güçlü adımlarla ilerlemesine inanıyoruz.” diyerek sözlerini noktaladı.  

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Magdeburger Sigorta, İstanbul'da İş Ortaklarıyla Buluştu

Türkiye’de sigortacılık sektörünün köklü şirketlerinden Magdeburger Sigorta, “Bölgeler Buluşması” toplantıları kapsamında İstanbul Avrupa Bölgesi’ndeki iş ortaklarıyla bir araya geldi. Buluşmada sektörün güncel durumu ve Magdeburger Sigorta’nın geleceğe yönelik planları çok yönlü olarak ele alındı.

Toplantıda Magdeburger Sigorta’nın bağlı olduğu Bor Holding Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Cem Hancan da söz aldı. Hancan, şirketin sermayedarı olarak acentelere güven verdi. Nasıl Bir Ekonomi Gazetesi’nin Genel Koordinatörü Vahap Munyar da katılımcılarla güncel ekonomi hakkında bilgiler paylaşarak, ekonomi alanında gelen soruları cevapladı. Bölgeler Buluşması toplantı serisinin sekizincisi İstanbul ‘Anadolu Bölgesi’ne yönelik olarak Ataşehir’de gerçekleşecek. 

“Pazar payımızı artırarak güçleniyoruz”

Magdeburger Sigorta’nın Genel Müdürü Ceyhan Hancıoğlu, “Magdeburger Sigorta olarak pazarın üzerinde büyümeye devam ediyoruz. Sizlerin de katkısıyla daha da güçlenerek, pazarda öncü bir konuma ulaşma hedefimize doğru emin adımlarla gidiyoruz” dedi. Şirketin temel prensibinin müşteri memnuniyeti olduğunu vurgulayan Hancıoğlu, “Müşteri memnuniyetini sağlamak için sizlerden gelen geri bildirimler bizim için çok değerlidir. İstekleriniz, fikirleriniz ve talepleriniz, stratejilerimizi belirlemede büyük öneme sahiptir” şeklinde konuştu. Ayrıca, sayısı 2.000’e varan acenteler ile güçlü bir iş birliği içinde olduklarını, daha geniş bir müşteri kitlesine ulaşmayı ve pazarda daha güçlü bir konum elde etmeyi hedeflediklerini ifade etti. Hancıoğlu, “Hep birlikte hedefimiz 5 yıl içerisinde ilk 10 sigorta firması arasında yer almayı zorlamaktır.” diye konuştu.

“Sermaye artışı ile güven tazeliyoruz”

Bor Holding Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Cem Hancan, “Şirketimizin gerçekleştirdiği sermaye artışı ile sektördeki konumumuzu sağlamlaştırma yolunda önemli bir adım atıldığına inanıyoruz. Holding olarak Magdeburger Sigorta’ya verdiğimiz destek sürecek” şeklinde konuştu.

Nasıl Bir Ekonomi Genel Koordinatörü Vahap Munyar:

Magdeburger Sigorta “Bölgeler Buluşması” toplantısına katılarak bir konuşma yapan Nasıl Bir Ekonomi gazetesi Genel Koordinatörü Vahap Munyar ise “Türkiye ekonomisi, tarih boyunca çeşitli zorluklarla karşılaşmış olmasına rağmen her seferinde kendini yenileyerek güçlü bir direnç sergilemiştir. Geçmişteki tecrübelerden alınan derslerle, ilerleyen dönemlerde de ekonomik büyüme ve istikrarı sağlama yolunda kararlılıkla ilerlenecektir” şeklinde konuştu.

Magdeburger Sigorta: Güven ve Samimiyet

“Bölgeler Buluşması” toplantıları sırasında acentelere “Magdeburger Sigorta’nın yeni yönetimi size ne hissettiriyor?” sorusu da iletildi. Yüzden fazla İstanbul bölgesi acentesi cevap olarak yoğunlukla “Güven ve Samimiyet” görüşlerini vurguladı. Bu görüşler, İstanbul’daki iş ortaklarının Magdeburger Sigorta’nın yeniden yapılanma sürecine güvenle yaklaştığını ve samimiyetin önemli bir etken olarak değerlendirildiğini ortaya koydu. 

Yenilikçi ve avantajlı sigorta ürünü KaskolaMAG

Magdeburger Sigorta’nın İstanbul’da düzenlediği Bölgeler Buluşması’nda araç sahiplerinin hayatını kolaylaştıracak ve beklentilerini karşılayacak yeni “KaskolaMAG” ürünü de tanıtıldı.  Diğer ürünlere göre yüzde 30’a varan avantajlı prim imkânı sunan KaskolaMAG, aracın çekilmesi ve kurtarılması, yol yardım gibi birçok acil durum hizmetini de içeriyor. KaskolaMAG ürünü kapsamında MAG Servis’te yapılan tamirat işlemleri de Magdeburger Sigorta tarafından güvence altına alınıyor. 

Magdeburger Sigorta’nın yeni ürünü KaskolaMAG poliçesi sahipleri, özel anlaşma yapılan 47 ildeki 55 MAG Servisinin kullanılması durumunda hasarın tutarına bakılmaksızın hasarsızlık indiriminin korunmasına da olanak veriyor. MAG Servis’te onarım gören araçlara, tamir süresi boyunca ikame araç sağlanırken araç teslimatının aynı şehirde olması durumunda vale hizmeti de sunuluyor.

MAG Servis Ağı Ayrıcalıklı Hizmet Sunuyor

Magdeburger Sigorta Genişletilmiş Kasko veya KaskolaMAG ürününe sahip olan sigortalılar, MAG Servisi tercih ettiklerinde ayrıcalıklı hizmetlerin yanı sıra çeşitli indirim olanaklarından da yararlanacaklar.

Magdeburger Sigorta, bu yenilikçi ürün ve hizmetlerle sigortalılarının ihtiyaçlarına daha etkin ve avantajlı çözümler sunmayı da hedefliyor. Yenilikçi yaklaşımıyla sektördeki öncü konumunu pekiştirmeyi amaçlayan Magdeburger Sigorta, sigortalı memnuniyetini her zaman en üst seviyede sürdürmeyi amaçlıyor. 

Magdeburger Sigorta Hakkında: 

180 yıldır sigortacılık sektöründe yenilikçi hizmet ve çözümleriyle faaliyet gösteren Magdeburger Sigorta, 1844 yılında Almanya’nın Magdeburg kentinde kurulmuş ve kurulduğu dönemden itibaren dünyanın sayılı sigorta şirketleri arasına girmiştir. 1906 Büyük San Francisco depremi dahil Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri’nde pek çok felakette sigortalılarının yanında olmuştur.

1995 yılında el değiştiren Magdeburger Sigorta’nın Türkiye’deki hisseleri de aynı dönem içerisinde devredilmiştir. Magdeburger Sigorta, 23 yıl sonra 2018 yılında 100% Türk sermayeli Bor Holding tarafından satın alınmıştır. 

Sigortacılık sektöründe yetkin kadrosu, güçlü acente ağı, yenilikçi ve güvenilir hizmet anlayışını paydaşlarıyla buluşturan Magdeburger Sigorta, faaliyetlerine hedeflerini büyüterek emin adımlarla Bor Holding çatısı altında devam etmektedir.

Magdeburger Sigorta A.Ş. bir BOR Holding iştirakidir.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Şirketler Sadece Kar Odaklı Çalışamaz, Sorumluluklarına Göre Hareket Etmeli

UEZ Sapanca 2024’ün “Sorumlu ve Duyarlı Liderlik” başlığıyla düzenlenen dördüncü panelinin sponsoru Rönesans Holding oldu. 

 

Panelde konuşan Rönesans Holding Yönetim Kurulu Başkanı İpek Ilıcak Kayaalp, “Önümüzdeki dönemde finans, sağlık ve eğitim sistemlerinin değişeceğini düşünüyorum. Şirketler sadece kâr odaklı çalışamaz. Sorumluluklarına göre hareket etmeleri gerekiyor” dedi.

Capital, Ekonomist, Start Up ve CeoLife dergileri tarafından düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi (UEZ Sapanca 2024), bu yıl 13’üncü kez Türkiye ve dünyanın saygın siyasetçilerini, iş dünyası liderlerini ve akademisyenlerini ağırladı.

 

Sponsorluğunu Rönesans Holding’in yaptığı dördüncü panelin teması “Sorumlu ve Duyarlı Liderlik” oldu. 

 

Panelin moderatörlüğünü üstlenen Doğan Holding YK Başkan Vekili Agah Uğur, konuşmasında şu anda dünyada müthiş bir ikilem yaşandığına işaret etti. Uğur, bir yandan kapitalizmin en acımasız uygulamalarını görürken diğer taraftan bu yüzyılın başından beri ciddi bir değişim yaşandığını kaydetti. 

Toplumun şirketlerden beklentilerinin sorumlu olmayan dünyaya fayda sağlamayan kurumları kenara ittiğini ve bu trendin artarak devam edeceğini belirten Uğur, “Bizim için karar vermek çok kolay. Oksijen bir insan için kâr etmek de şirket için odur. Kabul, insanlar oksijen almak için yaşamıyorlar başka anlamlar, amaçlar için yaşıyorlar. Şirketler için de geçerli bu. Başka daha büyük amaçları olması lazım. Duyarlı ve aslında sorumlu ve duyarlı liderlik yeni dünyanın bir tam gerçeği. Çünkü sorumluluk duygusunu değişik boyutlarda şirketlerin DNA’larına işletebilecekler. Sadece liderlerden başlıyor bu değişim” dedi.

 

Sürdürülebilir inşaatta öncü

Rönesans Holding Yönetim Kurulu Başkanı İpek Ilıcak Kayaalp, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

“Önümüzdeki dönemde finans, sağlık ve eğitim sistemlerinin değişeceğini düşünüyorum. Şirketler sadece kâr odaklı çalışamaz. Sorumluluklarına göre hareket etmeleri gerekiyor. Biz de sadece kâr amacı gütseydik tüm dünyadaki operasyonlarımızda bu noktada olamazdık. 

Erkek egemen bir sektör olan inşaatta bir kadın yöneticiyim. Kadınların istihdamını artıracak projeler geliştirdik. Bugüne kadar 400 bin öğrenciye karşılıksız burs verdik. Sürdürülebilir geleceği tasarla yarışması başlattık. Seminerlerle yarışmalarla 100 bin öğrenciye ulaştık. 

İnşaatta sürdürülebilirlik çok önemli. Biz bu alanda çok öncüyüz diyebiliriz. Şu an 9 ülkede faaliyet gösteriyoruz. Avrupalı, ABD’li müşterilere çalıştık. Biz bu pazarlardaki gelişmeleri, standartları aldık ve şirketlerimizde uygulamaya başladık.”

 

Farkındalığı yüksek, kendini bilen liderler

Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Begüm Doğan Faralyalı, konuşmasında değer odaklı liderliği çok önemsediğine dikkat çekerek, şunları söyledi:

“Kendini bilmeyen bir kişi iyi bir lider olamaz. Bugün dünyaya baktığımda öz farkındalığı yüksek, kendi üzerinde çalışmış, kendini bilen liderlerin sayısı ne yazık ki çok fazla değil. Ve kişi kendini bilmezse, kişisel yolculuğunda ilerlemediyse, onun liderlik pusulası ancak egosu, travmaları oluyor. İnsan cesaretle iç yolculuğa çıktığında kendi özü ile tanışıyor, farkındalığı yüksek lider olmaya başlıyor. Şirketleri ağaçlara benzetiyorum. Ağacın dalları ve yaprakları onu iş sonuçlarını gösteriyor. Gövdesi, kökleri ve toprağı insan kaynaklarını, değerlerini gösteriyor. Toprağı ne kadar verimliyse, insan kaynakları ne kadar güçlüyse dalları ve yaprakları da o kadar yeşeriyor, büyüyor. Liderler köklerini ne kadar derine salarlarsa fırtınalara karşı o kadar güçlü olurlar. Ve değer odaklı liderler dünyanın dönüşümüne de öncülük edecekler.”

 

Toplumsal yatırım programları gerçekleştirdi

Panelde konuşan Kale Grubu Başkanı ve CEO’su Zeynep Bodur Okyay, şu ifadeleri kullandı:

“Ailenin tek çocuğuyum. Her zaman insanları, sosyal hayatı öncelikleyen biriydi babam. En önemli mirası değerler oldu. Geçmişten günümüze köprü kuruyor bu değerler. Değer bazlı yaklaşımla toplumsal düzen kuruluyor. 

Yerel değerler ile küresel değerleri çok iyi bağdaştırıyordu. Ben bunu görerek büyüdüm. Doğduğum ve doyduğum topraklara değer katmak ilkesiyle hareket ediyoruz. Bu önemli bir his veriyor insana. Pandemi döneminde de yaşadık bunu. Ne fark yaratabiliriz diye düşündük. Şirketimizin de dönüşümü ve sosyal bilinci ile alakalı hareket ediyoruz. Toplumsal yatırım programları gerçekleştiriyoruz vakfımız ile. Fırsat eşitliği Türkiye’nin en önemli problemlerinden birisi. Girişimcilik bu ülkenin çıkışı olduğunu düşünüyorum. Yeni dünyada sorumlu liderlik çerçevesinde bu noktaya yatırım yapmaya karar verdik.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sistem Global: “Yeşil dönüşüm gerçekleştirmek isteyen şirketlerin, devlet desteklerinden yararlanmasını sağlıyoruz"

Teknoloji, mühendislik ve üretim şirketleri başta olmak üzere, katma değerli üretim hedefleyen her ölçekten şirkete büyüme odaklı iş servisleri ve danışmanlığı sunan Sistem Global, şirketlerin, yeşil dönüşüm süreçlerini hızlandırmaya yönelik devlet destekli projelerden ve teşvik programlarından etkin bir şekilde yararlanmasını sağlıyor. 

Yeşil dönüşüm gerçekleştirmek isteyen şirketlerin, bu alanda kullanabilecekleri finansman kaynaklarına erişimini kolaylaştıran Sistem Global, Türkiye Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yürütülen Türkiye Yeşil Sanayi Projesi, TÜBİTAK ve KOSGEB iş birliği ile yürütülen fonlar ve TÜBİTAK’ın TEYDEB, 1832-Sanayide Yeşil Dönüşüm ve 1833-SAYEM Yeşil Dönüşüm Programları gibi, Türkiye’nin sürdürülebilirlik alanında ilerlemesini destekleyen projelerden yararlanmak isteyen şirketlere danışmanlık hizmetleri sunuyor. Özellikle çevre dostu teknolojilerin geliştirilmesine ve uygulanmasına yönelik Ar-Ge çalışmalarını teşvik eden bu projelerin başında, Türkiye Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın koordinasyonuyla yürütülen, Dünya Bankası’nın desteğiyle finanse edilen ve 450 milyon dolarlık bir bütçeye sahip olan Türkiye Yeşil Sanayi Projesi yer alıyor.

Konuyla ilgili açıklamada bulunan Sistem Global Ar-Ge Destekleri Başkan Yardımcısı Emre Sönmez, “Dünya çapında sürdürülebilirlik ve yeşil sanayi giderek artan bir öneme sahip. Bu bağlamda, Türkiye’nin yeşil dönüşüm ve sürdürülebilirlik çabaları oldukça önemli. Özellikle, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı koordinasyonunda ve Dünya Bankası finansmanı ile desteklenen Türkiye Yeşil Sanayi Projesi, bu yöndeki çabaların çarpıcı bir örneği. Proje, 450 milyon dolarlık finansmanıyla Türkiye’nin yeşil dönüşüm amaçlarına büyük bir destek sağlıyor. TÜBİTAK ve KOSGEB gibi önde gelen kuruluşlar, bu kaynakları kullanarak sanayinin yeşil dönüşümünü destekliyor ve sürdürülebilirlik odaklı Ar-Ge çalışmalarını teşvik ediyor. Özellikle, TÜBİTAK’ın TEYDEB programı, yeşil dönüşüm alanında gerçekleştirilen Ar-Ge projelerine önemli bir finansal destek sağlıyor. Bu program sayesinde, sanayi sektöründe faaliyet gösteren firmalar, çevre dostu teknolojilerin geliştirilmesi ve uygulanmasını hedefleyen projelerini hayata geçirebiliyor. Ayrıca, projenin sonunda alınan finansman desteğinin bir kısmının hibe olarak dönüşmesi, işletmelerin yeşil dönüşüm sürecindeki maliyetlerini azaltmalarına yardımcı oluyor” dedi.

 

“Yüzde 75 üzeri bir başarı oranıyla profesyonel hibe yönetimi sunuyoruz.”

 

TÜBİTAK’ın 1832-Sanayide Yeşil Dönüşüm ve 1833-SAYEM Yeşil Dönüşüm programları kapsamında sağlanan finansman destekleriyle ilgili bilgi veren Sönmez, “Bu programlar, önceden yürütülen ve Ar-Ge faaliyetlerinin devamı niteliğinde olan projelere, THS 5-9 aralığını kapsayan prototip geliştirme ya da iyileştirme, validasyon, sertifikasyon testleri, yerinde uygulama, ölçeklendirme, demonstrasyon ve saha denemeleri gibi çalışmaları kapsıyor. Sistem Global olarak, 28 yıllık deneyimimizle, Türkiye’nin ve dünyanın sürdürülebilir bir geleceğine katkıda bulunma hedefimiz doğrultusunda, işletmelerin bu programlar arasında kendilerine en uygun hibe programlarını seçmelerine yardımcı oluyoruz. Profesyonel hibe yönetimi hizmetlerimizde yüzde 75 üzeri bir başarı oranına sahibiz” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İGE İhracatın Finansmanı Buluşmalarına İstanbul ile devam ediyor

İGE’nin koordinasyonunda, Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin ev sahipliğinde ve Türk Eximbank’ın desteğiyle Akbank, Garanti BBVA, İş Bankası, Odeabank ve Yapı Kredi sponsorluğunda gerçekleşen İhracatın Finansmanı Buluşmaları etkinliği 300’ün üzerinde ihracatçının katılımıyla İstanbul’da gerçekleştirildi.

Akdeniz; ‘’ İGE olarak, ihracatçılarımızın finansmana erişim olanaklarını genişletmek için ihracatçılar ve bankalar arasında kurduğumuz bu etkileşimi önemsiyor ve daha da geliştirerek geleceğe taşımak istiyoruz.’’

Toplantının açılışında konuşan İhracatı Geliştirme A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Kasım Akdeniz yaptığı değerlendirmede “İhracatın kalbinin attığı İstanbul’da birlikten doğan gücün katkısını fiiliyata aktarma yolunda önemli bir adım attığımıza inanıyoruz. İGE olarak, ülkemizin ihracat performansını maksimize etmek ve bu alana daha fazla kaynağın aktarılmasını sağlamak en önemli misyonumuz. İhracatın sürdürülebilir büyümesi için finansmanın kilit öneme sahip olduğunu biliyoruz. Bu nedenle, kesintisiz ve sürdürülebilir finansman erişimini sağlamak için kararlılıkla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Özellikle İstanbul’da, ticaretin kalbi olan bu şehirde bulunan ihracatçılarımız ve finans kuruluşları arasındaki iş birliğini güçlendirerek finans ve ihracat dünyası arasındaki sinerjiyi artırıyor ve somut çözümler üretmek adına önemli bir platform sunuyoruz. Bu çabalarımızın, ülkemizin ihracat potansiyelini gerçekleştirmesi, ihracatçılarımızın büyümesi ve Türkiye ekonomisinin güçlenmesi için olumlu sonuçlar doğuracağına inanıyoruz. Birlikte, ihracatı geliştirmeye ve sürdürülebilir büyüme yolunda çalışmaya devam edeceğiz.’’ dedi.

“Türk Ticaret Bankası yıl sonuna doğru kredi vermeye başlayacak.’’

Değerlendirmede bulunan Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı (TİM) Mustafa Gültepe

‘’Üretim ve ihracat ekonominin itici gücünü oluşturuyor. TİM olarak bu gerçekten hareketle Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına Türkiye’yi ihracatta ilk 10 ülke arasına çıkarma vizyonu ile başladık. 2028 için de 375 milyar dolarlık bir ihracat hedefliyoruz. Hedefe ulaşabilmenin yolu daha çok üretmekten, yüksek teknolojinin imkânlarını kullanmaktan, tasarımla, markalaşarak, inovatif fikirlerle ürettiğimize değer katmaktan geçiyor. İhracatçı firmalarımızın tüm bu alanlardaki kapasitelerini geliştirebilmeleri için uygun koşullarda finansmana erişim büyük önem arz ediyor. Tüm sektörlerimizin temsilcileriyle bir ay boyunca yaptığımız toplantılarda finansman birinci öncelik olarak öne çıktı. Birçok sektörde cirolar daraldığı için ihracatçı firmalarımız uzun vadeli, düşük faizli finansmana ihtiyaç duyuyor. Bu nedenle İGE’nin ‘İhracatın Finansmanı Buluşmaları’ etkinliğinde kredi alanlarla kredi verenleri bir araya getirmesini çok anlamlı buluyorum. İGE aracılığı ile geçen yıl ihracat ailemize kazandırdığımız Türk Ticaret Bankası’nı yeniden yapılandırma çalışmalarımız da bütün hızıyla devam ediyor. Banka yıl sonuna doğru ihracatçılarımıza kredi vermeye başlayacak. Öte yandan, yeşil dönüşümün finansmanında kullanılacak bir destek paketi için bankalarımızla görüşmelerde sona doğru yaklaşıyoruz. İnşallah bu konuda da yakın gelecekte ihracatçılarımıza bir müjde vereceğiz.’’ dedi.

Bankaların üst düzey temsilcileri Bankacılık ve Finans panelinde ihracatçılara sundukları finansman çözümleri hakkında bilgi verirken, Türkiye İhracatçılar Meclisi temsilcileri; TİM Başkan Vekili Çetin Tecdelioğlu, TİM Yönetim Kurulu Üyesi Baran Çelik ve TİM Sektörler Konseyi Üyesi Erdem Çenesiz’in katılımıyla gerçekleşen panelde katılımcılar sektörel analizler eşliğinde finansmana yönelik ihtiyaçlarını dile getirdiler. İhracatta finansmanın değerini vurgulayan Kasım Akdeniz tehditler ve fırsatlar başlığı altında kaynağın doğru ve verimli kullanımına dikkat çekti.  Eximbank Pazarlama Direktörü Mehmet Efkan Bingöl, Eximbank’ın ihracatçılara sunduğu finansman imkanlarını tanıttı. Program İhracatı Geliştirme A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Kasım Akdeniz’in sunumu ile son buldu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı