Ligde haftanın açılış müsabakasında Fenerbahçe Alagöz Holding ile Emlak Konut karşı karşıya gelecek. 22 Eylül Cuma günü Fenerbahçe Metro Enerji Spor Salonu’nda oynanacak karşılaşma saat 18.00’de başlayacak. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)
Hastane yemeğinden kurt çıktığını gösteren fotoğraflar, SES Sendikası tarafından basına servis edildi.
İzmir’in Urla ilçesindeki devlet hastanesinde personele verilen yemek ve kahvaltılıkların sağlıksız olduğunu belirten SES Sendikası yetkilileri, “Aylardır uyarılara ve tutulan tutanaklara rağmen hasta ve çalışanlarının sağlığını tehlikeye atan Urla Devlet Hastanesi’ndeki sağlıksız yemekler için basın açıklaması yapacağız. Tüm basın emekçilerini açıklamamızı izlemeye davet eder, çalışmalarınızda başarılar dileriz” dedi. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)
Basın Açıklaması Tarih ve Yer :
22 Eylül Cuma GünüSaat 12:30 – Urla Devlet Hastanesi Poliklinikler Önü
Sınıf Geçme Teşekkürü ! Ankara’da görev yapan öğretmenler, sınıf geçme düzenlemesi için MEB Bakanı Yusuf Tekin’e teşekkür etti.
Bakan Yusuf Tekin, Abidinpaşa Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesine yaptığı ziyarette öğretmenlerle buluşarak mesleki eğitim başta olmak üzere eğitime dair istişarelerde bulundu. Okulun Öğretmenler odasında gerçekleşen buluşmada Bakan Tekin, öğretmenlerin alanlarına dair beklenti ve tavsiyelerini dinledi. Sınıf geçme ile ilgili yapılan yasal düzenleme için Bakan Tekin’e teşekkürlerini dile getiren öğretmenler, meslekî konuların yanı sıra kendileri aracılığıyla öğrencilerinin de mesajlarını ve çeşitli taleplerini Bakan Tekin’e iletti. Bakan Tekin de ihtiyaçların giderilmesi için çalışma başlattı. “Öğretmenlerimiz, çocuklarımızı yetiştiren onlarda iz bırakan en değerli rehberlerimiz” diyen Bakan Tekin, öğretmenlerin tecrübe ve birikimleri ile eğitim süreçlerine dair beklentilerini, aynı zamanda onlarla istişare kültürünü çok kıymetli bulduğunu vurguladı. Tekin, her toplantıda dile getirdiği, önerilere açık olduklarını burada da bir kez daha yineledi. Tekin, ziyaretinde ayrıca bir sınıfa da kısa süre konuk olarak öğrencilerle işledikleri ders ile ilgili sohbet etti. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)
Ekonomik Gerçeklere Göre TBMM’de Ana Gündem Memur Ve Emekli Maaşları Olmalıdır.
Türkiye Kamu-Sen ve Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, ülkenin karşı karşıya olduğu enflasyon ve ekonomik zorluklar bağlamında memur ve emekli maaşlarına dair önemli değerlendirmelerde bulundu.
Kahveci, Orta Vadeli Mali Program hedeflerine ulaşılması durumunda bile, memur maaşlarının yıl sonunda %45-50 civarında değer kaybedebileceğini ifade etti. Özellikle, birinci derece memurlara 3600 ek gösterge uygulaması ve 8 bin 77 TL’lik ek ödemenin taban aylığa yansıtılarak emekli maaşlarına eklenmesi gerektiğini vurguladı.
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Kahveci, açıklamasında, “Ekonomik gelişmeler ve enflasyonun artışı, ülkemizde yaşam maliyetlerinin hızla yükseldiğini gösteriyor. Ancak, yüksek enflasyon nedeniyle memur maaşlarındaki dönemsel artışlar neredeyse yok oluyor. Temmuz ayında memurlar için açıklanan enflasyon farkı %6 olarak belirlendi, ancak temmuz ayındaki gerçek enflasyon %9,49 olarak açıklandı. Ağustos ayında ise TÜFE %9,09 olarak hesaplandı. Bu nedenle, yılın ikinci yarısında memur maaşları %13,4 oranında eridi.
Maaş zammı, alım gücünü artırırken refahı ve gelir dağılımında adaleti iyileştirmelidir. Ancak son yıllarda uygulanan politika, memur maaşlarını açıklanan enflasyona endekslemek yerine ön ödemeli bir artış yapmayı içeriyor. Bu nedenle, kamu çalışanlarının ve emeklilerin yaşadığı ekonomik zorluklara acilen çözüm bulunmalıdır. Özellikle emekli maaşlarını etkileyen iki önemli düzenleme yapılmalıdır. İlk olarak, birinci derecede olan tüm memurların ek gösterge rakamları 3600’e yükseltilmelidir. İkincisi, 14 Temmuz tarihli Kanunla getirilen 8 bin 77 TL’lik ilave ek ödeme uygulaması, taban aylığa yansıtılarak emekli maaşlarına dahil edilmelidir. Bu, adaleti ve eşitliği sağlamak için gereklidir. Türkiye Kamu-Sen olarak, Meclis’in ilk işinin, memur ve emeklilerin durumunu ele alması ve çözüm üretmesi gerektiğini düşünüyoruz.” şeklinde konuştu. (BSHA-Bilim Ve Sağlık Haber Ajansı)
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve eğitim iş kolunda faaliyet gösteren sendikalar arasındaki ‘mülakat’ tartışması sürerken, Bakan Tekin, öğretmenlerin ‘‘Alan Bilgi Testi’ başarı puanlarının düşük olduğunu belirterek, yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi !
Özel Haber
Okullara matematik, fizik, fen bilimleri, kimya gibi dersleri okutsun diye istihdam edilen öğretmenlerin girdiği “Öğretmenlik alan bilgisi testi”ndeki yüzdelik ortalamasını branş ismi vermeden paylaşan Tekin, öğretmen adaylarının kendi alanını bilip bilmediğine dair cevapladığı 75 soruluk bir testi örnek vererek, cevaplanma oranının yüzde 37 olduğuna dikkati çekti. Yüzde 51, yüzde 47 gibi cevaplanma oranları olan başka testlerden de örnekler veren Tekin, “Çok düşük. Ben okulda X dersini okutsun diye bir öğretmen istihdam edeceğim ama 4 yıllık lisans programı sonunda öğretmenimizin alan bilgisi testi, kendisine sorulan sorulardan yüzde 35’ine doğru cevap veriyor.” bilgilerini paylaştı. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, bazı branşlarda da oranların yüksek olduğuna dikkat çekti.
Tekin, bakanlığın Talim ve Terbiye Kurulu’nun onayladığı müfredatın öğretmen adayları tarafından takip edilmesi gerektiğini dile getirdi. Örneğin 2006’da ilkokul öğrencileri için müfredata konulan bitişik eğik el yazısı dersi için sınıf öğretmenlerine kurs verdiklerini belirten Tekin, öğretmenlerin eğitim fakülteleri ya da lisans programlarının, müfredatlarını ve buradaki değişiklikleri izlemesi beklenirken, onu da takip etmediklerini, bunun da olayın ikinci boyutu olduğunu ifade etti.
Tekin, MEB’in müfredatını, programını öğrencilerle paylaşacak öğretmen adayı istihdam etmek istediğini anlatarak, lisans programlarının en azından alan bilgisi konusunda başarılı bir profil mezun etmesini istediğini söyledi. Bunu yapmadıklarında eğitim politikalarıyla ilgili tartışmaların sürekli var olacağına dikkati çeken Tekin, “Alanına yeterince vakıf olmayan, bakanlığın bu konudaki sürecini takip etmeyen kişiler, bizim politikalarımızın, bakanlığın müfredatının, programlarının hayata geçirilmesi konusunda yetkin olmayabilir. Dolayısıyla bütün bunlardan hareketle mülakat mekanizmasını getirmiştik.” diye konuştu. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)
Egemot H2K Racing Team, 23-24 Eylül tarihlerinde TOSFED Körfez Yarış Pisti’nde gerçekleşecek AVIS 2023 Türkiye Pist Şampiyonası 4. Ayak yarışlarında şampiyonluk mücadelesini sürdürmek istiyor
AVIS Türkiye Pist Şampiyonası heyecanı, 23-24 Eylül tarihlerinde TOSFED Körfez Yarış Pisti’nde yaşanacak. Süper Grup’ta mücadele eden Egemot H2K Racing Team, Kocaeli’de gerçekleşecek sezonun 4. Ayak yarışlarında başarılı sonuçlar elde ederek şampiyonluk mücadelesindeki iddialı konumunu güçlendirmek için piste çıkacak.
İLK 3’TE İKİ PİLOT YER ALIYOR
Süper Grup’ta mücadele ettiği ilk yılında performansıyla beğeni toplayan Egemot H2K Racing Team, 2023 sezonundaki mücadelesinde yine genç pilotlarıyla liderliğe oynamaya devam ediyor. Sezon sonunda iki sporcusunu da podyuma çıkarma fırsatını elinde bulunduran Egemot H2K Racing Team, 4. Ayak yarışları öncesinde AVIS 2023 Türkiye Pist Şampiyonası Puan Durumu Tablosu’nda başarılı pilotları Azizhan Kaya 2’nci, Ömer Şamlı ise 3’üncü sıradaki yerini koruyor.
KÖRFEZ UĞURLU GELMİŞTİ
AVIS 2023 Türkiye Pist Şampiyonası’nda sezon açılışının yapıldığı TOSFED Körfez Yarış Pisti, Egemot H2K Racing Team için bu sezon ayrı bir anlam taşıyor. 3-4 Haziran tarihlerinde Kocaeli’nde koşulan Süper Grup 1. Ayak’ta; ilk yarışı Azizhan Kaya, ikinci yarışı ise Ömer Şamlı zirvede tamamlamış, Berkay Akça ise podyum yaparak takımına puanlar kazandırmıştı.
HEYECAN DOLU İKİ GÜN
ICRYPEX ana sponsorluğunda, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi katkılarıyla düzenlenen hafta sonu, 23 Eylül Cumartesi günü saat 09.00’da idari ve teknik kontroller ile başlayacak. Antrenmanlar ve sıralama turları ile devam edecek ilk günde, saat 16.15’te maxi grup ilk yarışı ve saat 17:15’te süper grup ilk yarışları koşulacak. 24 Eylül Pazar günü ise süper grup ikinci yarışı saat 13.45’te, maxi grup ikinci yarışı ise saat 15.45’te başlayacak. Saat 17.00’de ödül töreni ile sona erecek organizasyonda pist sürüşü ve Twingo Fan Club etkinlikleri de gerçekleştirilecek.(BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)
Sağlık Bakanlığı ve Tohum Otizm Vakfı konteyner kentteki otizmli çocuklar için el ele verdi
Sağlık Bakanlığı ve Tohum Vakfı, depremden etkilenen otizmli çocukların yoğun eğitimlerinin yarıda kalmaması için hareket geçti. İki kurumun iş birliğinde Malatya’da hayata geçen Tohum Otizm Vakfı Destek Eğitim Konteyneri Projesi kapsamında, konteyner kentte otizmli çocukların ve gençlerin gelişimlerinin desteklenmesi planlanıyor.
Türkiye’de otizmli çocukları erken tanı ve eğitimle topluma kazandırmak, otizmli çocuklar ve ailelerinin eğitim ve sağlık hizmetlerinden eşit şekilde yararlanabilmelerini sağlamak amacıyla kurulan Tohum Otizm Vakfı, deprem bölgesindeki çalışmalarına devam ediyor. Bu kapsamda Sağlık Bakanlığı ile iş birliği yapan Vakıf, Destek Eğitim Konteyneri Projesi’ni Malatya’da hayata geçirdi. Bu projeyle, otizmli çocukların ve gençlerin tek çareleri olan kesintisiz özel eğitime ulaşmaları ve uygulamalı davranış analizi aracılığıyla gelişimlerinin desteklenmesi amaçlanıyor.
İlk öğrencileriyle 31 Temmuz tarihinde buluşan Destek Eğitim Konteyneri Projesi kapsamında sadece otizmli çocuklar ve gençlerin gelişimlerini destekleyecek ve ruh sağlığı hizmetleri açısından takiplerini sağlayacak şekilde düzenlemeler yapılıyor. Konteynerde, uygulamalı davranış analizi alanında çalışan bir çocuk gelişim uzmanı rehberliğinde deprem bölgesinden 36 otizmli öğrenciye ulaşılarak bireysel destek verilmesi hedefleniyor. Proje kapsamında Destek Eğitim Konteyneri’nde İl Sağlık Müdürlüğü tarafından ayrıca bir çocuk gelişim uzmanı da görev alıyor.
Hizmetten yararlanan tüm bireyler, Sağlık Bakanlığına bağlı çocuk ve ergen ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanları tarafından düzenli takip ediliyor ve tedavi ihtiyaçları yerinde gideriliyor.
Destek konteyneri otizmli bireylerin öğrenme ve gelişimlerini destekleyecek materyallerle donatıldı
Otizmli çocukların ve gençlerin gelişimini destekleyecek şekilde tasarlanan destek konteynerinde yerde yumuşak kaplama, masalar ve sandalyeler, eğitim materyallerinin yerleştirilmesi için dolaplar, çocukların ortak oyun oynayabilecekleri oyun köşeleri, minderlerden oluşan dinlenme köşesi, çeşitli çocuk kitaplarından oluşan kitaplık, yapılan etkinliklerin asıldığı panolar, büyük kas becerilerin çalıştırılabileceği basket potası, toplar ve trambolin, okuma yazma çalışabilmeleri için yazı tahtaları, defter, kitap ve kalemler, serbest zamanlarında kullanabilecekleri çeşitli kutu oyunları yer alıyor.
“Otizmli çocukların gelişimlerinin desteklenmesi ve sağlık hizmetlerine ulaşması için iş birliğimiz devam edecek”
Depremlerin ardından bölgedeki otizmli çocuklara, ailelerine ve sahadaki gönüllü ekiplerine destek olmak için çeşitli çalışmalar yürüten Tohum Otizm Vakfı, depremden etkilenen otizmli çocukları ve ailelerini desteklemeye tüm hızıyla devam ediyor. Otizmli bireyler için günümüzde bilinen en etkili yolun erken, yoğun ve bilim temelli erken müdahale olduğu bilinciyle faaliyetlerini sürdürdüklerini belirten Tohum Otizm Vakfı Genel Müdürü Burçak Karakaya, “Vakfımız, kurulduğu günden bugüne yaklaşık 760 bin otizmli çocuğun ve ailesinin yaşamına etki etti. Şubat ayında gerçekleşen depremlerin hemen ardından ‘Depremden Etkilenen Otizmli Çocuklara Eğitim ve Teknoloji Desteği Projesi’ni hayata geçirerek farklı yaş gruplarındaki otizmli çocuklar ve ailelerinin ihtiyaçları olan teknolojik eğitim materyallerini ve eğitici oyuncakları ulaştırmak için çalıştık. Bölgede kurulan konteyner kentlerde, konteyner özel eğitim sınıf donanımları ve eğitimlerle yıkıcı depremlerin yaralarını sarmak üzere otizmli çocuklar ve aileleri için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Sağlık Bakanlığı’na bu projede bizlere verdiği tüm destekler için çok teşekkür ediyoruz” dedi. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)
Sedef Bulaşıcı Değil. Sedef hastalığı ile yaşamak zordur. Hem kronik olması hem yaşam kalitesini olumsuz etkilemesi hem de çeşitli hastalıkların eşlik edebiliyor olması nedeniyle düzenli takip ve tedavisinin aksatılmaması gerekir. Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Tuğba Özkök Akbulut sedef hastalığı ile merak edilenleri anlattı.
Aslında sedef hastalığının tek bir nedeni yoktur. Genetik yatkınlık zemininde stres, enfeksiyon, travma gibi çok çeşitli faktörlerin etkisiyle ortaya çıkar veya tetiklenir.
Kesinlikle bulaşıcı değildir.
Hastalığın şiddeti ve yaygınlığına göre tedavi değişmekle birlikte çeşitli kremler, ağızdan alınan ya da enjeksiyon yolu ile belli aralıklarla yapılan ilaçları mevcuttur.
Günümüzdeki tıbbi tedaviler ile hastalığın belirtileri ve ilerlemesi durdurulabilir. Burada dikkat edilmesi gereken dermatoloji hekimlerinden tedavi hizmeti almaktır. Sedef hastalığında psikososyal destek iyileşme sürecine büyük katkı sağlar.
(BSHA-Bilim Ve Sağlık Haber Ajansı)
Sağlıkta Şiddete Acil Çözüm Getirilmeli ! Türk Sağlık Sen konu hakkında önemli bir açıklama yaptı.
Sendikanın açıklaması şöyle, “Ağır Ceza Gelmeli. Sağlık sektöründe artan şiddet olayları, insanlık dışı saldırılarla sağlık çalışanlarının can güvenliğinin tehdit altında olduğu bir gerçeği ortaya koymaktadır. Son olarak, Trabzon’da bir hastane acil servisinde yaşanan gece saatlerindeki hasta yakınları tarafından gerçekleştirilen saldırı, sağlık güvenliği görevlisi Ali Kemal Sağlam’ın vücuduna aldığı darbeler nedeniyle kalbinin durmasına neden olmuş, ancak yapılan müdahale ve anjiyo sonucunda hayata döndürülmüştür. Şu anda yoğun bakımda tedavisi devam etmektedir. Kendisine geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Sağlıkta şiddetin kökünün kazınması için sağlık kurumlarının sıfır tolerans politikası benimsemesi gerekmektedir. Herhangi bir suçun ertelenmesi veya para cezasına çevrilmesi mümkün olmamalıdır, aksine hapis cezalarıyla cezalandırılmalıdır”
“Şiddet olaylarını sadece kınamak, unutmak veya izole vakalar gibi görmek, bu tür şiddetin önünün alınmasına yardımcı olmaz. Sağlık çalışanlarının, hastaları tedavi ederken kendi can güvenliklerinden endişe etmek zorunda kalmaları kabul edilemez bir durumdur. Bu nedenle, bir kez daha vurguluyoruz ki, sağlık sektöründeki şiddete karşı caydırıcı ve etkili yaptırımlar acilen uygulanmalıdır. En ağır cezalar şiddetin önüne geçmek için gereklidir. Sağlık çalışanlarının can güvenliği ve sağlık hizmetlerinin sürdürülebilirliği için bu adımların hızla atılması gerekmektedir. Sağlık çalışanlarına şiddetin son bulması için hep birlikte mücadele etmeliyiz. (BSHA-Bilim Ve Sağlık Haber Ajansı)
Demokratik Sağlık Sen Genel Başkanı Togan Demircan, artan şiddet olayları hakkında açıklama yaptı.
İzmir’de Çiğli iEğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisinde yaşanan olay sağlıkta şiddetin tırmanışını bir kez daha gözler önüne serdi. Konu hakkında açıklamada bulunan Demircan, “Biz öyle necip bir milletiz ki tanımadığımız bir kişi selam verdiğinde selamını alır, yere düşenin elini tutar kaldırır, bir kahvede oturduğumuzda çevremizdekilere çay kahve ikram eder, ekmeğini bölüşür, büyüğünü sayar, küçüğünü sever, kamu kurumlarını kutsal sayar içinde bizlere hizmet eden kamu görevlilerine de saygı duyarız. Bize ne oldu?
Akşam haberlerini izlediğinizde silahlar, palalar, sopalar havada uçuyor. Konu ne? Yol vermemiş. Eşinden intihar etmesini istemiş, etmemiş vurmuş. Eski eşini kayınpederini, kayınvalidesini, baldızını, kayınbiraderini kim varsa vurmuş. Ambulans da yaralı hastaya müdahale eden sağlık çalışanlarının gözü önünde hasmını infaz etmiş. Ameliyathane basmış, yoğun bakımın altını üstüne getirmiş, acil serviste çatışma çıkmış, poliklinikte görevi başındaki doktoru katletmiş. Tüm bunlar bizim sıklıkla sizlerin de zaman zaman duyduğu sağlıkta şiddet vakaları. Sağlıkta şiddet mi, toplumsal şiddet mi varın buna siz karar verin” dedi.
Demircan, şunları söyledi,”Artık hoşgörüyü terk ettik. Birbirimize sevgimiz, saygımız kalmadı. Ne kadına saygımız var, ne büyüğe saygımız var, ne yaşlıya ne bizden büyüğe, ne de küçüğe. En son geçtiğimiz hafta sonu İzmir Çiğli Eğitim Araştırma Hastanesi acil servisinde yaşanılan olay. Dışarıda vuku bulan bir hadise hastane acil servisine kadar taşınabiliyor. Gözlerini nasıl bir kan bürüdüyse, bir kız çocuğunu hiç uğruna yaralamak yetmiyor, vicdan muhasebesi yapılmıyor hastane savaş alanına çevriliyor. Sağlık çalışanları olarak bizler işyerlerimizde can güvenliği istiyoruz. Evimizden çıkarken acaba geri dönebilecek miyim endişesi taşıyoruz. Hastane girişlerine montajı yapılan x ray cihazları çalışıyor mu? Bugün sağlık bakanlığına bırakın silahla gitmeyi, referansınız yoksa içeri giremiyorsunuz. Sağlık tesislerinde güvenlik tedbiri mi artırılır, x ray cihazları işlevsel hale mi getirilir, adam doğrayanların ömür boyu genel sağlık sigortalarımı dondurulur bilemem ama artık sağlık tesislerinde bu ve benzeri olayların yaşanmaması için daha etkin önlemler alınması çağrısında bulunuyorum. Diğer taraftan bireysel silahlanma ile ilgili devletimizin gerekli önlemleri alması gerekmekte. Üç lira veren kayıt dışı silaha ulaşabiliyor. Aracında otomatik silah taşıyabiliyor. Sıkıştığı anda da kullanmaktan imtina etmiyor. Bu minvalde denetimlerin artırılması gerekiyor. Ruhsatsız silah taşıyan ve kullananlara yönelik daha sert tedbirler alınması gerekiyor. Yazık değil mi balkon da otururken kör kurşuna hedef olarak ölen vatandaşımıza. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)
